• 17 ŞUBAT Pazartesi 03:58
  • HV
Advert

Sibel Aytan: 'Oyunculukta güzellik kaygısı olmamalı!'

Caner Ural
Caner Ural
Yayın Tarihi : 14-01-2025 13:16

TRT’nin dijital platformu Tabii’de son günlerin en popüler dizilerinden ‘Gassal’ın Hemşire Elif’i Sibel Aytan, bu hafta röportaj konuğum.

Geçtiğimiz hafta Caddebostan'da buluştuk. Kahvelerimizi içerken genç oyuncuya Hemşire Elif’i, hayatı ve Sibel Aytan’ı sordum.



Son günlerin en popüler dizilerinden ‘Gassal’ın senaryosu sana geldiğinde neler hissettin?
Güzel bir iş olacağını hissediyordum ancak bu kadar sahiplenileceklerini ve bu kadar çok destekleyeceklerini düşünmemiştim.

‘Gassal’ ne komedi ne dram türünde. Bize biraz hikayeyi anlatır mısın?
Aslında birçok yerde reklamlarda gördüğümüz soruyu soruyor Baki karakteri kendine. Her bölüm başka bir yanını görüyoruz. En yakınlarından biri de Elif Hemşire. Hikayeyi anlatırken izlemeyenler varsa ağzımdan bir şey çıkacak diye çok çekiniyorum. :)



Hemşire Elif karakterinden bize bahseder misin?
Bambaşka bir hikayesi var Elif karakterinin. Sezon sonlarına doğru söylediği ve yaptığı her şeyin nedenlerini görüyoruz. Çok naif, çok hassas ama bir o kadar da güçlü bir karakter. Oynaması benim için çok keyifliydi.

Sen daha evvelden gasilhaneye girdin mi?
Giremedim, kapısında bekleyebildim.

Dizi ‘Ölünce Beni Kim Yıkayacak?’ sloganıyla epey dikkat çekti. Çevrenden gelen tepkiler nasıl oldu?
O soru ile yola çıkan bir hikaye vardı ortada. Yakın çevrem durumun farkında olduğu için çok büyük tepkiler almadım. İşi izleyen herkesten, sosyal medyadan fazlasıyla olumlu geri dönüşler alıyorum. Takdir gördüğü için kendi adıma tabii ki çok mutluyum.

Sibel Aytan’ı tanıyalım mı? Oyunculuk hayatında nasıl gelişti?
Çocukluğum sanatın içinde geçti diyebiliriz. İlkokul yıllarından itibaren korolara, spor etkinliklerine, tiyatrolara katıldım. Sonrasında ablamın konservatuvara hazırlandığı dönemde onunla birlikte her hafta provalara ve tiyatrolara giderdim. Ben dans eğitimi aldığım yıllarda o tiyatro yapardı. Çok erken yaşlarda konserlerde sahneye çıkmaya başladım.

Çok uzun yıllar koreograflık ve dans eğitmenliği yaptıktan sonra asıl ait olduğumu hissettiğim yerin setler olduğunu fark ettim.


Rol aldığın işler hangileriydi?
Çok kısa sürede Asayiş Berkemal dizisinin ana kadrosuna dahil oldum. Beril diye küçük bir kız çocuğunu oynuyordum o zamanlar. Sonrasında Hıçkırık, Kuruluş Osman, Seni Kalbime Sakladım, Alsancak ve Teşkilat gibi hayatımda önemli yeri olan projelerde rol aldım.



Genç bir oyuncu olarak yerli ve yabancı örnek aldığın oyuncular hangileri? Bu oyuncuları neden örnek alıyorsun?
Emma Stone ve Jennifer Lawrence’a bayılırım. Güzellik derdine düşmeden oynadıklarını hissediyorum. Yaptıkları her işi izlemek çok keyifli.

Bizden Haluk Bilginer. Sabırsızlıkla bir gün onunla oynayacağımız günleri bekliyorum. :)

‘Gassal’ dolayısıyla yakın zamanda epey dikkat çektin. Gelen tepkiler neler oldu?
Hiç beklemediğim kadar güzel yorumlar alıyorum. Gerçekten buradan da bütün destekleri ve sevgileri için herkese teşekkür etmem gerekiyor. Hemşire Elif’i bu kadar sahiplenip kalplerine almaları benim için çok özel.


Güzellik kaygın var mı?
Oyunculukta güzellik kaygısı kesinlikle olmamalı. Orada bir karakteri yaşıyorsun, başka bir insanı ve duyguyu canlandırıyorsun. O karakteri doğru yansıttığında, duygu karşıya geçiyor ve yeterince güzel görünüyorsun.

Yıl oldu 2025, artık güzellik kaygısı olmamalı. Bununla ilgili bir film yapıldı; Demi Moore ödül aldı. Tüm dünya bu kaygıları yok etmeye çalışırken bizim ülkemizde hâlâ “Şu, şundan daha güzel” lafları dolaşıyor. Tabii ki ekran önü işi yapıyoruz ve bir yerde estetik kaygılarımız olmalı ama oyunculuk performansı benim için daha önemli.



Kendini üç kelime ile ifade edebilir misin?
Pozitif, pratik ve eğlenceli.

Müzik denilince neler seversin?
Dua Lipa, Billie Eilish, Alina Baraz, Tems gibi isimleri çok seviyorum. Aslında biraz da an’a bağlı. Genelde her türden dinlerim. Derya Uluğ, Kenan Doğulu ve tabii ki Sezen Aksu favorilerim.

Hayatının hangi dönemindesin?
Ne istediğimi anladığım, bol şükürlü bir dönemimdeyim.

Kırmızı çizgilerin neler?
Yaşam tarzıma müdahale edilmesi, yalan ve saygısızlık.

Hayvanları seviyor musun?
Sevmem mi! Çok şeker bir kedim var. Adı Sofia. 29 Ocak doğum günü.

Hobilerin var mı?
Gittiğim ülkelerde oraya özel yemeklerin yapıldığı küçük workshoplara katılmayı çok severim. Konserlere, festivallere gitmek, at binmek... Galiba sayamayacağım kadar çok şey seviyorum.


‘Aşk’ Sibel Aytan’a ne ifade ediyor?
Benim için illa büyük cümlelerin söylendiği, büyük sözlerin verildiği ya da her an beraber dip dibe olmanın dışında, uzaktayken sadece var olmasını bile sevebilmek galiba. Aslında bakarsak çok vâkıf olduğum bir konu da değil.


Sosyal medyayı yeteri kadar kullanıyor musun?
Kullanmaya çabalıyorum diyelim. Zihnimde mesafeliyim. Bilen arkadaşlarımdan ne yapıp ne yapmamam gerektiğini öğreniyorum. Bazen paylaşım yaparken çok eğleniyorum. Bazen de “Bunu paylaşmaya ne gerek var şimdi?” deyip yok olduğum bir süreç olabiliyor.

Sanırım gezmeyi seviyorsun?
Hem de nasıl! Sırf daha fazla şey görüp daha çok yemek tadabilmek için herhangi bir şehri günlerce yürüyebilirim.

Var mı yeni projeler?
Şu an hâlen TRT’de yayınlanan Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinde oynuyorum. Şahane gidiyor. Sezon bitiminde düşündüğümüz, görüştüğümüz filmler ve projeler var. Bakalım, biraz yolda görüp karar vermeyi seviyorum. 

 

 

Mehmet Aslantuğ’un  yeni çalışması ile festival yolculuğu başlıyor!

Bayağıdır  ekranlardan uzak olan başarılı oyuncu Mehmet Aslantuğ   yeni çalışması 'Eudaimonia' ile  yeniden setlere döndü. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün mali desteğiyle ve Türsak Vakfı Başkan Yardımcısı Avukat Burhan Gün’ün yapımcılığında hayata geçirilen Eudaimonia filmi, Orion Rental House ve EMN XR Studio iş birliğiyle çekimlerine  devam ediyor.

Birçok festivale  gönderilecek olan kısa metraj film, Türkiye ve Avrupa’nın en büyük virtual production stüdyolarından biri olan EMN XR Studio’da, dünya sinemasında çığır açan LED teknolojisi kullanılarak çekiliyor. Bu teknoloji, Hollywood’da Star Wars evrenindeki The Mandalorian dizisinden, Netflix’in Erşan Kuneri serisine kadar birçok prestijli projede ve ülkemizde Tarkan’ın  geçtiğimiz yaz çekilen “Şerbetli” klibi gibi modern prodüksiyonlarda da kullanılmış.

Senaryosunu ve yönetmenliğini Gizem İbak’ın üstlendiği filmin başrolünde Mehmet Aslantuğ yanında İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncusu Yağmur Damcıoğlu ile çocuk oyuncular Mert Ali Dayı, Kaan Alp Dayı, Milane Eren, Ela Kızıloğlu, Rauf Melikşah Meral ve Azra Nur Efe yer alıyor. Eudaimonia'nın görüntü yönetmenliğini sektörün değerli isimlerinden Uğur İçbak gerçekleştiriyor. 

Bir adamın  17 yaşında ki oğluyla çıktığı yolculukta onun ergenlik sancılarını kendi hayatındaki dönüm noktalarını hatırlamasını konu alan Eudaimonia, güçlü bir dramatik anlatımın yanı sıra yenilikçi prodüksiyon teknikleriyle dikkat çekiyor. Filmde flashbacklerle adamın ilk aşık olduğunu dönem de filme yansıyor.

 

Timsah Ateşi  4.sezonunda sahnede! 

Bu sezon 4.yılında olan ‘Timsah Ateşi’ artan ilgi ile yoluna devam ediyor.



2019 yılında Edinburgh Fringe Tiyatro Festivali’nde “En İyi Tiyatro” oyunu seçilen ve The Guardian Gazetesi tarafından “Feminist Tarantino gibi” benzetmesi yapılan, Meghan Tyler tarafından kaleme alınan “Timsah Ateşi”  nin yönetmenliğini Mehmet Ergen’in üstlenmiş, 1989 yılında Kuzey İrlanda’da yaşayan iki kız kardeş ve babalarının çalkantılı hayatlarını konu alan “Timsah Ateşi” oyununda Alannah karakterini Funda Eryiğit, Fianna’yı Hazar Ergüçlü, babaları Peter Devlin’i ise Hidayet Erdinç sahneye taşıyor. 

Yapımcılığını Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment’in yaptığı ‘Timsah Ateşi’ nde sevgisiz bir ev, kötürüm bir baba, işlemediği bir suç yüzünden 8 yıl hapis yatan asi bir kız Fianna ile dindar ablası Alannah’ın hikayesi var, temposu bir an bile olsun düşmeyen, sürreal, grotesk bir kara-komedi seyirciyle buluşuyor. 

Ocak-Şubat 2025 programı

15 Ocak 2025 – Atatürk Kültür Merkezi (AKM)

19 Ocak 2025 – Caddebostan Kültür Merkezi

22 Ocak 2025 – Zorlu PSM

16 Şubat 2025 – Yenimahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi – Ankara

25 Şubat 2025 – Zorlu PSM
 

Deha Bilimlier’den Babamın Şarkıları!

 Hiç Deha Bilimlier sahnesini izlediniz mi?



Şarkıları, sahnedeki hiperaktif duruşu, neşesi her şeyi ile Deha’lı gecelerde insan   gittiği mekandan keyif  ile ayrılıyor, o eski Şaziye  Geceleri gibi.

Deha Bilimlilier  2023 Mart ayında hayatını kaybeden babası Şevket Bilimlier’e duyduğu özlemi ve sevgiyi şimdilerde müzikle ölümsüzleştirdi.

Başarılı yorumcunun babasının anısına hazırladığı “Babamın Şarkıları” adlı albümde, babasının uzun yolculuklarda en sevdiği dokuz şarkıyı yeniden yorumladı.

Bilimlier  albümün ilk çıkış çalışması  olarak yıllar evvel  Azer Bülbül’ün sesiyle hayat verdiği ve babasının da çok sevdiği  “İlle de Sen” isimli şarkıyı belirledi. “İlle de Sen” isimli şarkıyı İstanbul’da kliplendirilen Deha Bilimlier, projesi için duygularını şu sözlerle dile getirdi:

“Babamla uzun yollar yaparken dinlediğimiz şarkılar, onunla olan en değerli anılarım arasında. Bu projeyi uzun zamandır hayal ediyordum ve şimdi onun anısına bunu gerçekleştirmiş olmanın tarifsiz bir huzurunu yaşıyorum. Babama olan özlemim hiç geçmedi. Bu şarkılarla onun anısını yaşatmak ve dinleyenlere de aynı duyguları hissettirmek istiyorum” dedi.

Bu arada geçtiğimiz günlerde sağlık sorunları  yaşayan Deha Bilimliler 17  Ocak Cuma gecesi Maltepe’de bulunan Süreyya Loşşş Sahne’de  ‘Babamın Şarkıları’ ile sevenleri ile buluşacak.
 

 Biri Gelecek Ya Da Bir Şey  Olacak!

Caner Şahin’in yazıp  başrolünü oynadığı ‘Biri Gelecek  Ya Da Bir Şey  Olacak ‘ adlı  tek perdelik oyunu izledim geçen Kadıköy Pax Sahne’de, başarılı sanatçıya sahnede Tuğçe Yolcu eşlik  ediyor. Ali Haydar Çataltepe’nin yönettiği oyun gece yarısı bir bankta intihar etmeye çalışan bir adamın karşılaştığı karakterler, onun ruhsal durumunda yarattığı   farklı etkiler anlatılıyor.  Bu karakterlerin bazıları soyut, bazıları geçmişten gelen, bazıları ise tesadüfen adamın hayatına dahil olan figürler. Her biri, adamın içsel yolculuğuna farklı bir bakış açısı ve etki katıyor.


Karakterler arasındaki geçişler, her birinin kendine has kişilik özellikleri, ve bu karşılaşmaların adamın hikayesine olan katkısı, onun ruhsal dengesinde bir değişim süreci yaratıyor. Bu değişim, hikayenin izlediği yolu, tıpkı bir ağ gibi örüyor. Bu karakterler belki de adamın zihninin yansımaları ancak  düşünce bu, izleyicinin nasıl algılayacağına kalmış bir durum. Can Birben’in hazırladığı müzikleri çok beğendim.

Sürekli karşılaştığı farklı karakterler aracılığıyla adam, içsel bir dönüşüm geçirmeye başlıyor. Her bir karakterin adamın hayatındaki yerini keşfetmek,  izleyiciye keyifli ve çarpıcı bir anlatım sunuyor. Tuğçe Yolcu oyunda altı değişik karakteri canlandırıyor,  

Yolcu’nun oynadığı karakterlerden biri de adamla parkta karşılaşan bir Arap turist. Oyuncu eni konu başarılı bir şekilde Arapça konuşuyor. Oyun sonrası kuliste  konuşurken bunun bir iletişimsizlik sahnesi olduğunu bazen aynı dili konuşmamıza rağmen birbirimizi anlamak, gerçek anlamda iletişim kurmak oldukça zor olabiliyor. Burada, Arapçayı bir araç olarak kullandık. Çünkü ben neredeyse ana dilim kadar Arapça konuşabiliyorum. Arap kökenliyim. Provada şakalaşırken, doğaçlama yaparken bu sahne ortaya çıktı. Hepimiz çok sevdik ve sonrasında ekledik.’  diyor Tuğçe Yolcu.



En son  geçtiğimiz sezon Atv de ekranında  Aldatmak dizisinde Tolga karakterinde izlediğimiz Caner Şahin oldukça başarılı bir performans sergiliyor oyunda.

Sezonun en iyi oyunlarından ‘Biri Gelecek Ya Da Bir Şey Olacak’ da  Caner Şahin ve Tuğçe Yolcu çok iyi bir ikili olmuşlar.

Oyun  24 Ocak ve 21 Şubat’ta Ara Sahne, 03 Şubat Das Das, 6 Şubat Boa Sahne, 28 Şubat’ta Pax Sahne’de izleyici ile buluşacak.

  • Etiketler