Nanna sahnesinin sevilen ismi Soner Arıca’dan yeni şarkı: "Umut Hep Var"
Her daim severim Soner Arıca’yı. Şarkıları hep keyif aldıklarımdandır. Yaklaşık 14 yıldır BVS Group bünyesinde Küçükyalı’da bulunan Nanna Restaurant‘da her cumartesi sahne alıyor. Turneleri ile de yurdun her köşesinde sahnede Soner Arıca!
Birkaç yıldır yeni yılın ilk dakikalarında yayınladığı video kliplerle yılı karşılayan Soner Arıca, bu sene de yeni şarkısı; sözü ve müziği kendine, düzenlemesi Miraç Kutlu’ya ait olan “Umut Hep Var” ile karşıladı yeni yılın ilk dakikalarını.
Soner Arıca’nın; “İklim krizi ile birlikte tehdit altında kalan doğanın şarkısı olsun” diye tanımladığı “Umut Hep Var” şarkısının video klibinde korunmuş haliyle umutlu olmayı hatırlatan, Arıca’nın aile büyüklerinin çocukluğunun geçtiği, Aybastı Perşembe Yaylası’nda çekilmiş. Klibin yönetmenliğini ise Murat Genç yapmış.
Cumartesi geccesi Leee John dinlemek güzel olacak!
80’lere ‘Body Talk, Just An illusion’, ‘Music and Lights and Changes’ gibi klasikleriyle damga vuran İngiliz grup Imagination ve Leee John 14 Ocak akşamı Maslak TİM Show Center sahnesinde olacaklar.
Müzik dünyasındaki başarılarını günümüze taşımayı başaran Imagination tüm dünyada 30 milyondan fazla albüm satarak İngiliz caz ve funk müziğiyle eşleştirdiği dans hitleriyle hala pop yıldızlarının tarzını etkilemeye devam ediyor.
Grubun kurucu üyesi Leee John ve Imagination’ın şarkıları bugüne dek Beyonce, Mariah Carey ve Kanye West tarafından kullanıldı. Müzik dünyasının en çalışkan isimlerinden olan Leee John poptan caza uzanan farklı tarzlara yayılan sound’uyla hem solo olarak hem de grubuyla tüm dünyayı dolaşarak konserler vermeye devam ediyor.
Yaptığı çalışmalar ile müzik eleştirmenlerinden tam puan alan ‘Feel My Soul’ adlı solo albümüyle yerini iyice sağlamlaştıran Leee John, grubu Imagination ile hafta sonu müzik keyfi yaşatacaklar İstanbul’lulara.
Oteller Kenti Müze Gazhane’de!
Şehir Tiyatrolarının bu sezon "İstanbul Şiirle Buluşuyor" başlığı altında başlattığı, şairler ve şiirleri üzerinden oluşturulan özel mekan ve ses evreninde yeni bir “anlatı”yı anlatan Edip Cansever ve Oteller Kenti şiiri, 15 Ocak 2023 Pazar günü Müze Gazhane’de seyirciyle buluşacak.
Hümay Güldağ’ın uyarlayıp yönettiği şimdilik ayda bir kere seyirciyle buluşan "Oteller Kenti’nde"nin müzik tasarımı Hüseyin Tuncel’e, dekor tasarımı Cihan Aşar’a, kostüm tasarımı Ahsen Nur Doğan’a, efekt tasarımı Metin Küçükyılmaz’a, ışık tasarımı Uğur Yıldız’a, görsel tasarım Yakup Altay’a ve koreografi Arda Alpkıray’a ait.
Oteller Kenti’nin oyuncuları Hüseyin Köroğlu, Hümay Güldağ ve Aslı Şahin, piyanoda Orçun Tekelioğlu, solist olarak Berfu Aydoğan etkinliğin müzikleri için sahnedeler.
Görkem Mertsöz ile keyifli bir sohbet
Onu en son ‘Baba’ adlı dizisinde izlemiştim, ekranın ve sinemanın başarılı ismi Görkem Mertsöz ile hafta içi Erenköy’de sabah kahvesinde buluştuk!
Bugüne kadar Papatyam, Dila Hanım, Analar ve Anneler, Poyraz Karayel, Avlu, Kuruluş Osman, Evlilik Hakkında Her Şey, Kalp Yarası gibi dizilerde rol alan Fakat Müzeyyen Bir Derin Bir Tutku, Naciye, Anons, Çatlak gibi filmlerde rol alan Mertsöz ile oyunculuk serüvenini, hayatı, evliğinini, her şeyi Gecce.com için konuştuk. Fotoğraflarında hep sert mizaçlı duran Görkem Mertsöz’ün aslında pozitif enerji yüklü ve oldukça neşeli olduğunu öğrendim bu röportaj sırasında…..
- Tanıyalım mı Görkem Mertsöz kimdir ?
Görkem Mertsöz ülkedeki eğitim sistemindeki çarpıklıklar yüzünden, sadece matematiği iyi olduğu için İTÜ Gıda Mühendisliğini kazanmış biri. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra beyaz yaka olarak uluslararası bir firmanın satış departmanında işe başlamış, ancak bir süre sonra kurumsal hayatın kendisine uygun olmadığı kararını verip istifa edip tiyatro eğitimine başlayan birisi diyelim mi kısaca.
- Peki Gıda Mühendisi Görkem nasıl oyuncu oldu?
Kurumsal hayattan istifa edince lise ve üniversite hayatımda amatör olarak yer alan tiyatroya gönül vermek istedim ve oyunculuk eğitimi almaya karar verdim. Önce 2 yıl Kenter Tiyatrosunda , 1 yıl Plato Film okulunda, 1 yıl da Akademi 35Buçuk’ta oyunculuk eğitimi aldım ve Papatyam dizisi ile profesyonel olarak oyunculuk yapmaya başladım! Böylelikle Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Vahide Perçin ve Ayla Algan gibi isimlerden eğitim alma şansına eriştim.
- Şimdi düşünüyorum da ekranda ve fotoğraflarında sert birt mizaç veriyorsun karşında ki kişiye, ama farkındasın değil mi gülmekten konuşamıyoruz. Nasıl başarıyorsun bunu?
Bu çok söylenilen bir şey bana, yani galiba oynadığım karakterlerle alakalı. Çoğu işimde sert ve kötü karakterleri oynadığım için insanlarda böyle bir algı oluştu galiba. Halbuki ben işte senin gördüğün gibi biriyim, gerçi bu tarz karakterleri oynamak da hoşuma gidiyor, daha dişli rol oluyorlar!
- En son ‘Baba ‘ adlı dizide Haluk Bilginer ile rol aldın, ilk rol aldığın iş ‘Papatyam’da Metin Akpınar gibi bir üstad olmuş. Oldukça şanslısın değil mi?
Bu konuda gerçekten şanslıyım. Yani düşünsenize çocukluğunuz Devekuşu Kabare videoları izlemekle geçmiş ve ilk işinizde başrol Metin Akpınar, Haluk Bilginer, Metin Akpınar gibi isimlerle çalışınca insan oyunculuk eğitimine devam etmiş oluyor. Onları izleyerek çok şey öğreniyorsunuz.
- Oyunculuk serüvenin "Papatyam"dan sonra nasıl gelişti? Bu günlere gelene kadar hangi işlerde rol aldın?
"Papatyam"dan sonra Dila Hanım vardı, orada Erkan Petekkaya ve Hatice Şendil ile oynadım, sonra Okan Yalabık ile Analar ve Anneler, Poyraz Karayel, Demet Evgar ile birlikte Avlu, Kurşun, Kuruluş Osman, Evlilik Hakkında Her Şey, Kalp Yarası ve son olarak da Baba…
Dizilerin dışında festival filmleri de oldu rol aldığım; Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, Anons, İçerdekiler ve Çatlak…. Son olarak da Bige Önal ile Buradayım İyiyim adlı bir sinema filminde oynadık, proje şu an post prodüksiyon aşamasında.
- Daha çok gençsin ama güzel işlerde rol almışsın hep bugüne kadar, illa ki istediğin özel roller vardır. İlk etapta oynamak istediğin rol hangisi?
Açıkçası oynayacağım karakterler özel bir rol olsun derdim yok ama karakterlerin bir derinliği olması beni çok heyecanlandırıyor. O yüzden seçimlerimde mümkün olduğunca buna dikkat etmeye çalışıyorum. Beğendiğim onlarca oyuncu var tabi ama örnek aldığım kimse yok. Bu hayatta herkesin yolculuğu çok farklı, o yüzden kendi yolumda ilerlemeye çalışıyorum.
- Proje konusun da seçimisin.
Bu konuda koşulların elverdiği sürece hassas davranmaya çalışıyorum. Yani hikayenin ve karakterin sürükleyici olmasına dikkat ediyorum.
- Geçenlerde Ferzan Özpetek ile bir haberin çıktı, Özpetek’in yeni bir işinde mi rol alacaksın?
Bu soruyu off the record cevaplayayım, şöyle ki Ferzan Hoca Türkiye’de dijital bir kanal için bir üçleme çekti. Üç kısa filmden oluşan, bir markanın reklam filmi gibi…Ben de onlardan birinde rol aldım Yiğit Kirazcı ve Burak Yamantürk ile… Ferzan Özpetek ile çalışmak inanılmaz bir deneyim oldu benim için. Sette yaşadıklarımızı maalesef anlatamıyorum şu an gizlilik anlaşması gereği ancak inşallah her oyuncu bir gün onunla çalışma şansına erişir!!
- Son dönemde herkes oyuncu sektörde çok genç oyuncu var, bir oyuncu olarak gözlemlerin neler?
Yani insanlar oyunculuğu çok basit görüyor herhalde bu iş gerçekten bir emek işi. Rahmetli Müşfik Kenter bize bu işin yüzde 80’i çalışmak yüzde 20’si yetenek derdi. O yüzden sadece yetenekliyim diye bu mesleği seçmek, hatta şu an televizyonlarda çoğu oyuncuda gördüğümüz üzere sadece yakışıklıyım ya da güzelim diye bu mesleğe başlayan ve onlara bu şansı veren insanları anlamıyorum ve anlamayacağım da… Ama gerçekten emek harcayan genç ya da yaşlı her kim varsa hepsinin başımın üstünde yeri var… Bir de ufak ekleme yapayım, ne olur 20'li yaşlarında kendilerine botoks vs gibi şeyler yapmasınlar, asıl olan oyunculuktur onun peşine düşsünler!
- Bige Önal ile rol aldığın yeni filmin "Buradayım, İyiyim" ne zaman vizyona giriyor?
Film Emine Emel Balcı’nın ikinci filmi. Şu anda yurtdışı ve yurtiçi festivallere başvuruları yapılıyor. Vizyona girmeden önce festivallerde yayınlanacak film. Filmi çekerken bizim içimize çok sindi ama henüz biz de izlemedik bekliyoruz.
- Son dönemde bu kadar çok film festivalinin olması hakkında neler düşünüyorsun?
Yani film festivallerinin olması sinemamızın gelişmesi açısından çok yararlı. Ancak neredeyse her şehirde bir festival düzenlenmeye başladı. Bu sayılar arttıkça festivallerin kalitesinin de düştüğüne inanıyorum. O yüzden İngilizlerin dediği gibi “less is more’’.
- Sinema ve Tv oyunculuğu yanında aynı zamanda tiyatro geçmişin de var. Tiyatro oyuncusu olmak hayatında nasıl gelişti?
İlk olarak Vahide Abla sayesinde (Vahide Perçin) bir çocuk oyununda rol aldım. Sonra yine onun yönettiği yetişkin oyunları oldu. Ancak sinema, tv yanında tiyatro kariyerim oldukça az. Yani bu biraz da bilinçli bir tercih.
- Var mı yakında tiyatro?
Şimdi dediğim gibi benim ilk tercihim hep sinema ve tv oldu. Tiyatro da oynamak inanılmaz bir oyunculuk hazzı veriyor insana. Ama şu anki koşullarda maalesef tiyatro da kabuk değiştirmeye başladı. Yani celebrityleri oynatarak bilet satma derdine düştü çoğu maalesef!
- On sene sonra bu sektörde nerede olmayı düşünüyorsun?
Şöyle ya da böyle bir yerde olmak değil de yer aldığım tüm projelerde hem oyunculuğumla anılan bir yerde olmak benim derdim. Yani ufak rol de olsa büyük rol de olsa o role dokunabildiğim ve ona bir şeyler katabildiğim sürece bu benim için yeterli. Ayrıca son zamanlarda senaryo eğitimi almaya başladım, kim bilir bakarsın 10 yıl sonra ülkenin en çok aranılan senaristi olurum.
- Kamera önündeki deneyimlerinde unutamadığın bir anın var mı?
Bu benim için zor bir hikaye aslında.. Benim profesyonel anlamda ilk kamera önü deneyimin Gülse Birsel ile birlikte bir reklam filmi çekmekti. O güne kadar Gülse Birsel o markanın tek başına reklam yüzüydü. Reklam serisine ikinci bir karakter eklemeye karar vermiş ajans ve beni seçtiler. Sete gittik, reklam çekilirken Gülse Birsel Sinan Çetin’e bu reklamda bir sorun var bence sahnenin akışı bozuluyor, niye ikinci bir karakter yazmışlar ki bu reklama dedi. Ve setteyken beni kenara alıp reklamı bensiz çektiler. Ve ne Gülse hanım ne de Sinan Çetin gelip bir kusura bakma bile demedi bana. O bana çok dokundu. Bu hikayeyi ilk deneyimin olduğu için değil yaşadıklarımdan dolayı asla unutmuyorum. Hayat bu kim bilir belki bir gün Gülse Hanımla tekrar bir yerlerde karşılaşırız.
- Dijital işlere sıcak bakıyor musun?
Dijital işler ilk geldiğinde çok sevinmiştim. Sektördeki klişeleri kıracaklarını düşünmüştüm. Ama her geçen gün dijital işler de ulusal kanal mantığına yaklaşmaya başladı maalesef. O yüzden dijital ya da değil fark etmez önemli olan projenin içeriği.
- Gelelim pek özel sorulara eşin ile mutlu bir evliğiniz var, evlilik ‘AŞK’ ı öldürür mü?
Evlilik aşkı öldürmüyor, aksine aşkı tescilliyor bence. Yani bir ilişkide aşk olmadan evliliğin asla olmaması gerekiyor. Ben Esin ile tanışmadan önce asla evlenmem gibi geliyordu, ancak bir gecce ortak arkadaşlarımız sayesinde tesadüfen tanıştık ve o gecceden beri hayatımda iyi ki dediğim en önemli şey evliliğim…
- Bozcaada sizin için pek özel bir yer olsa gerek?
Evet orada evlendik çünkü bizim hayatımızda önemli bir yeri var Bozcaada’nın. Butik bir düğün oldu bizim için ama hayatımızda değer verdiğimiz en önemli insanlar oradaydı.
19. Eşinin de oyuncu olması nasıl bir duygu?
Bunun hem olumlu hem de olumsuz yanları var. Esin de oyuncu olduğu için yaptığımız işlere dair her şeyi detaylıca konuşup birbirimize rehberlik ediyoruz. Aslında o benim oyuncu koçum. Kendisi LAMDA mezunu olduğu için bir ansiklopedi gibi ne sorsam cevabı var. Onun rehberliğinin benim kariyerimde yeri çok büyük.
- Evde mutfağa girdiğin oluyor mu?
Kızımız olduktan sonra mutfağa eskiye nazaran haliyle daha çok giriyorum. Ama bizim evde esas Masterchef Esin mükemmeldir el lezzeti. Ben tost konusunda bayağı profesyonelim. Şaka yapmıyorum tostumu kim yese mutlaka bir daha yemek istiyor. Tost deyip geçmemek lazım.
- O zaman en yakın zamanda sizin evdeyim, Allah bağışlasın! Çok güzel bir kızınız var onu da görürürüm. Bu arada kız babası olmak nasıl bir duygu?
Valla bekleriz, adresi biliyorsun bir telefon yeter. Kızımız Ada dünyaya geldiğinden beri hayat benim için sanki yeniden başladı. Yani bu soruyu cevaplamaya gerçekten kelimeler yetmez. Ancak kız babası olmak hayattaki diğer olacağınız eylemlerin hepsinden çok üstün bir durum. Daha önce de oğlan babasıydım, bir erkek kedimiz var adı Ouzo.
Ada ile her gün yeni bir şeyler öğreniyorum. Bizi seçtiği için ona ne kadar teşekkür etsem az.
- Ne güzel evde bebek ve kedi, son yıllarda hayvanlara yapılan eziyetlere karşı düşüncelerin neler?
Bu konuda işi yumuşatmaya çalışmaya ve bir mantık aramaya hiç gerek yok bence. Hayvanları sevmeyebilirsiniz ancak hayvanlara eziyet etmek tamamen psikopatlık. Yani bazen bunu insanlar mutsuzluklarını onlardan çıkarıyor gibi açıklamaya çalışıyorlar ama bence gerek yok. Bu tarz insanlara psikopat demek en doğrusu. Keşke hepsini tedavi edebilsek!
- Hayatının hangi dönemindesin?
Hayatı dönemlere ayırmak bana çok doğru gelmiyor açıkçası. Yani içinde bulunduğunuz an’a odaklanmak ve ona göre yaşamak lazım. Bir isim vermeye gerek yok!
- Hayatta kırmızı çizgilerin var mı?
Var tabii, buz gibi ciddiyim buz benim kırmızı çizgim. Misafirliğe gittiğim evlere buz olmama olasılığına karşı buz götürürüm hep. Çünkü bir şey içilecekse buz mutlaka konulmalı!
- 2022 senin adına nasıl geçti?
Çok güzeldi. Hem baba olmak hem de sevdiğin işi yapabilmek…Bir insan daha ne ister!
- Sosyal medyayı yeteri kadar kullanıyor musun?
Bu konuda maalesef bayağı zayıfım. 2023 hedeflerimden biri de sosyal medyada daha aktif olmak!
- Var mı yeni projeler ?
Birkaç projeden teklif aldım. Onları okuyorum değerlendirme aşamasındayım.