Hafta içi sabahlarının en pozitif radyocularından genç neslin enlerinden Süper Fm’in başarılı radyo programcısı Doğancan Özadlı bu hafta röportaj konuğum.
Aslında bu söyleşimizi 13 Şubat Dünya Radyo Günü için, 6 Şubat depreminden evvel hazırlamıştık. Fakat yaşanan bu üzücü olaylar nedeniyle yayınlayamadığımız röportajımız için Mart ayının son günlerinde yeniden buluştuk sevgili Doğancan Özadlı ile daha evvel sorduğum güncel sorulara ilaveten 6 Şubat sabahını ve depremi sordum.
Doğancan Özadlı hafta içi her sabah saat 07.00 ila 10.00 yayında her daim neşeli her daim keyifli trend şarkı seçkileri ile günümüze ışık saçanlardan, Özadlı’ya neden ve nasıl radyocu olduğunu, Türkiye’de radyoculuğu, "Herkes radyocu olabilir mi?" sorusunu, hayatı, her şeyi sordum.
Doğancan sormadan edemeyeceğim sabahın kör saatinde nasıl buluyorsun o enerjiyi?
Aslında bunun için çok ekstra bir çaba sarf etmiyorum, çünkü çok küçük yaşta bu işe başladığımdan olsa gerek bu benim normalim ve normal rutinim haline geldi, 13 yaşından beri radyoda program yapıyorum, dolayısıyla farklı bir tür ve davranış şekli geliştirmeme pek bir vaktim zamanım olmadı. Bu sebeple de ben sabah çok erken bir saatte uyansam dahi diğer insanlar öğlenleri nasılsa ben uyandığım gibi o enerji de olabiliyorum.
Radyocu olmak hayatında nasıl gelişti?
Bir yaz tatilinde aile dostum kanalı ile Number One Medya Grubunda Radyo Klass ve Number One Fm de asistan olarak başladım, fakat asistan denilince kulağa hoş geliyor ama çay taşıdım aslında orada yayın yapan insanların yayınlarını koordine etmeye çalıştım. Yaz tatilimi değerlendirmek için katıldığım ortam aslında benim bir şeyler öğrenmeme ve çaba göstermeme vesile oldu. Aslında tamamen tesadüfler üzerine başlıyan bir yolculukta toplam 18 yılı geride bıraktım.
Her an hazır cevap olmak zor değil mi?
Bu da aslında kendiliğinden gelişiyor, tabii ki yıllar içerisinde kendime dahil etmiş olduğum bir çok kültürel faaliyetler, gözlemci yönüm, sahip olduğum bilgiler var, bu benim için çok zor değil, çünkü eğer farklı bir şey ortaya çıkarmak istiyorsan haliyle fark yaratman gerekiyor, ben de ilk akla gelen değil de amayena tabir ile halk arasında şeytanca denebilecek sürekli telefonla yayına bağlanan dinleyicime sohbet esnasında aslında bir çok kişinin aklına gelmeyecek soruları sorarak oradan bir komedi çıkarmaya çalışıyorum,
Tanıyalım mı Doğancan Özadlı kimdir?
07.03.1992 İstanbul doğumluyum, memleketim Kars, İstanbul’da doğmuş olmama rağmen memleketimin kültürünü çok seviyorum ve bunu benimseyen bir insan olarakta kendimi ciddi anlamda ait hissettiğim topraklar oralar, okul zamanlarımda tiyatro, müzik ve sinema ile ilgili idim, belki de o zamanlarda ki meraklarım bugün ki başarıya ulaşmama sağlayan en önemli adımlar oldu. Çünkü aslında bizlerde radyoda her ne kadar farklı bir karakter ortaya koymasakta en doğru şekilde kendimizi oynamamız gerekiyor. İlgi çekici ve dışardan bakıldığı zaman herkes gibi olmayan olmamız gerekiyor. İnsanların bizleri tercih etmesi için bu sebeple zamanında ergenliğimde ilgili olduğum bu sanat dalları bugün bana çok büyük fayda sağlıyor. Günlük hayatımda şu sıralar en önemli uğraşım haliyle işim radyo ve bağlantı başka işlerde yapıyorum, özel gecelerde sunuculuk, seslendirme var, hayatım kendi içinde dışardan eğlenceli gibi gözükse de benim rutinimde devam ediyor
13 yaşında ilk radyo deneyimlerini yaparken yıllar sonra Türkiye’nin en popüler radyocularından biri olacağın aklına gelir miydi?
Öncelikle çok teşekkür ederim. Gelmezdi, bilemezdim aslında, çünkü bu benim için bir kariyer planı değildi bu. Aslında radyocu olmak işin başında sadece bir eğlence idi. Ortam biraz enterasandı, tv de gördüğüm ünlü isimler ile aynı ortamda olmak bana çok çekici gelmişti. Bu işin büyüsüne kapılarak bu işin içine girdim. Tesadüfler ile başlayan yolculuk bana kendimi keşfetmemi sağladı. Dolayısıyla o zamanlar bunu öngöremezdim ama zaman içerisinde belirlediğim hedeflere istikrarla ve olabildiğince disiplinli çalışarak geleceğimi daha sonrası için hedeflemiştim. Fakat o ilk yıllarda şu anda Süper Fm de yaptığım yayını hayal bile edemezdim.
Ses tonun güven ve neşe veriyor insana herkes radyocu olabilir mi?
Tabii ki herkes radyocu olamaz, çünkü her işin olduğu gibi bu işin içinde bazı önemli noktaları var, sıkı aralıklar ile karşılaşıyorum çoğu insandan ‘benim sesim güzel bende radyocu olmak istiyorum’ dİyorlar. Fakat orada iş ses tonu ile bitiyor olsa idi, memlekette karizmatik çok güzel sesli insanımız var, ne anlattığın önemli aslında hepimiz konuşuyoruz elbette ama bazılarımız çoğu zaman çok boş konuşuyor, radyocular arasında peki yok mu boş konuşan diye sorabilirsin. Dolu tabii ki! Orada fark yaratanlar ön plana çıkıyor, kendini bağlayan ve o bağı kuran insanlar fark yaratıyor. Dolayısıyla herkes radyocu olamaz. Sesi güzel olmadığı halde yayıncılık yapabilecek bir sürü insanımız var.
Türkiye’de radyoculuk ne durumda?
Gerçekci olmak gerekirse Türkiye’de radyoculuk nedense eski popüleratesinde değil, bunun birçok sebebi var aslında hem radyo yönetimleri eskiden yapılan show formatlı yayıncılara yer vermemesi ve yeni insan yetiştirme konusunda gerekli özveriyi göstermemesi ben bu konuda çok şanslıyım. Başladığım 2005 ve 2006 yıllarında bu anlamda gerçekten insan yetiştiren çaba sarf eden bir ortam vardı. Şu günlerde radyo yönetimleri sadece şarkı çalsın. Bizde yapacağımız bazı strajilerle raitinglerimizi yükseltelim düşünsesindeler, daha az maaşla çalıştıracağımız insanlarla sıkıcı formatta programlar yaptıralım düşüncesinden dolayı, ne yazık ki eskiden var olan radyo programları yayın hayatlarına devam edemiyor. Hakikaten iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda benle benzer formatta program yapan radyocu meslektaşlarım var, yeni insanların yetişmesine vesile olsalar eminim ki şu an o heyecanlı dönemleri yeniden yaşamamız zor değil.
Muhakkak oluyordur çok çalmak istediğin veya hiç çalmak istemediğin şarkılar, bir şarkının çok sevileceğini veya hiç tutmayacağını sezinlemek nasıl bir duygu?
Bir öngörüm oluyor aslında zaman zaman ama her zaman doğru olmuyor bu, bu şarkı tutmaz dediğim şarkı bazen tutuyor, yahut benim çok anlam yüklediğim şarkılar bir yerlere gelemiyor. Bu biraz kişisel beğeniye bağlı bir durum yani göreceli bir kavram. Ama genelde ön görebiliyorum. Son zamanlarda müzik kültürü oldukça değişken yoğunlukla elektronik alt yapılara sahip olan içinde rap hip hop esintili olan şarkılar revaçta bilgisayar ortamında hazırlanan şarkılar var.
On sene sonra bu sektörde nerede olmayı düşünüyorsun?
Açıkcası düşünmüyorum bunu, şu andaki gibi sesli düşünmem gerekirse öngöremiyorum ileriyi. Umarım hayatımda herşey umduğum gibi yolunda gider.
Bir radyocunun tam manası ile radyocu olması için senin belirlediğin 5 altın kural neler olmalı?
İstikrarlı ve sabırlı olmak, özverili olmak, fedakarlıktan kaçınmamak, ekip çalışmasına uyum sağlamak, teknik ekibe destek olmak, at gözlüğü takmamak, dinleyiciye karşı saygısızlık yapmamak, laubali olmayıp arada ki mesafeyi her zaman için korumak, yaptığı işe sahip çıkmak ve kıymetini bilmek.
Radyo yanında özel etkinliklerde de sunuculuk yapıyorsun, sunuculuk zor bir meslek mi?
Aslında sahnede çok farklı bir şey yapmıyorum, radyoda da yaptığım iş sadece sunuculuk, farklı olarak sahne üzerinde yaptığım sunuculuklarda kişiler ile gözgöze gelebiliyorum. Bu işten de çok keyif alıyorum, benim için zor değil, sunuculuk tecrübe edinmiş olduğum bir iş, şimdiye kadar Özge Ulusoy, Özlem Yıldız, Esra Balamir, Bircan Bali ve birçok özel isim ile sahnede partnerli olarak sunuculuk yaptım.
Tek başına yaptığım işlerde çok fazla, umarım pek yakında bir sahnede benim bulunduğum bir etkinlikte benim de sesimi duyarsınız.
‘AŞK ‘ Doğancan Özadlı için neyi ifade ediyor?
Açıkcası ben kafayı işle bozmuş birisiyim. Hayatımın hiçbir döneminde önceliğim Aşk olmadı, her daim iş oldu ve bu sebeple yarım kalmış hikayem çok.
Müzik yaşamının neresinde?
Tam göbeğinde işim radyoculuk olduğu için sadece iş icabı değil günlük hayatımda da takip etmek zorundayım, yeni çıkmış şarkılar ve kimler kimler ile nasıl işbirlikleri yapmış her daim takipteyim. Bundan da haliyle çok keyif alıyorum.
Hayatının hangi dönemindesin?
Şu anda gayet keyif aldığım ve mutlu bir dönemimdeyim. Ve bunun böyle devam edebilmesi için mücadeleye devam ediyorum.
Hayatta kırmızı çizgilerin neler?
Birçok insanda da böyledir ilk önce saygı, saygısız insana tahammülüm yok, artık eskisi gibi şimdi ayıp olur, ben şimdi bir şey dememeyim diyemiyorum, hoşuma gitmeyen ve rahatsız olduğum şeyleri hemen ifade edip, onu insanı da hayatımdan çıkarabiliyorum. Bu kişi en yakın arkadaşımda olsa bu mesafeyi korumam gerekiyor.
Eline imkan geçse değiştirmek istediğin 3 şeyi sıralar mısın?
Öncelikle Türkiye’de ki liyakatsizlik konusunda keşke bir şey yapabilsem, adaletsizlik konusunda keşke bir şey yapabilsem ve hayallerini gerçekleştirmek isteyen insanların o yolculuktaki işlerini keşke kolaylaştırabilsem.
Sosyal medyayı yeteri kadar kullanıyor musun?
İnstgram da oldukça faalim, radyo programcıları arasında zannedersem en yoğun ve verimli ben kullanıyorum. Beni radyodan değil ama sadece sosyal medyadan takip eden bir kitle de var. Bir nevi radyocu influencer da diyebiliriz bana.
İşinin olmadığı bir gün nasıl geçiyor? Hobilerin var mı?
Haftanın 3 günü spora gitmeye çalışıyorum, bunun haricinde Network Marketing işi de yapıyorum 100 lerce ev hanımının ekibimde olduğu bir organizasyon yürütüyorum. Gün içinde genellikle o işim ile alakalı telefon trafiğim oluyor. Online toplantılarım ile ilgileniyorum.
Bekarsın evde ki Doğancan mutfakta neler yapar?
Sadece çay ve kahve, acıktığı zamanda internetten yemek sipariş veriyorum.
Son dönemde Kadir Ezildi ile instgram üzerinde çok komikler videolar üretiyorsunuz bir Zeki & Metin zor olabilir ama Doğancan & Kadir ekranda veya sahnede bir şeyler yapabilir mi?
Zeki & Metin benzetmesini çok duyuyoruz, aslında bunun için çaba sarf etmiyoruz, bu arada paylaşım yapmadığımız anlarımız daha neşeli daha komik, Kadir ile yarın öbür gün bir şeyler yapar mıyız bilemiyorum ama Kadir ile vakit geçirmeyi çok seviyorum. Keyif aldığım bir dostum sevgili Kadir Ezildi.
Nasılsın demek biraz zor bu sıralar, Nasılsın Doğancan?
Haliyle hepimiz çok tatsısız, ama daha iyi olabilme adına hepimiz elimizden gelen ne varsa birbirimize fayda sağlamaya çalışıyoruz. Umarım daha iyi günlerimizi paylaşmayı devam ederiz.
6 Şubat sabahı depremi ilk duyduğunda neler hissettin?
Herkes gibi bende derinden etkilendim, az evvel bahsettiğim Network Marketing işimde Türkiye’nin dört bir köşesinde yüzlerce temsilci arkadaşım var, ne yazık ki kayıplarımız ve yakınlarını kaybeden bir sürü arkadaşım oldu bu süreçte. Acıyı doğrudan yaşamamış olmak bu acılardan uzak olduğumuz anlamına gelmiyor, belki yarın bizde bu acıları yaşacağız veya yaşayabiliriz. Dolayısıyla psikolojimiz çok kötü. Fakat birbirimize fayda sağlama adına hayatımıza olabildiğince devam edip destek olma noktasında elimizden ne geliyorsa hepimiz elle mücadelemize devam etmek durumundayız.
Bir sefer daha anladık radyonun önemini doğal afet gibi durumlarda radyo en önemli iletişim aracı olma özelliğini teknolojinin gelişmesine rağmen devam ettiriyor, 6 Şubat yayını zordu değil mi?
Gerçekten bu gibi zamanlarda yayın yapmak çok zor, zaten normal yayın formatımdan çıkıp olabildiğince son dakika gelişmeleri bölgede yaşananları ve deprem bölgesinde ki dinleyicilerimden mesajlar ve telefon bağlantıları ile gelişmeleri yayında paylaştım. Çünkü toplumsal meselelerde herkes ortak bir acıyı ve sıkıntıyı yaşarken uzaylı gibi hiçbir şey yokmuş gibi normal akışa devam etmek çok sağlıklı bir duruş değil.
Deprem sonrası yaşanan bu süreçte yaşam ile ilgili neler hissettin?
Zannediyorum en önemli şey kıymet bilmek imiş, onu anladım. Sadece kendi sağlığımız değil sevdiğimiz insanların yanımızda olması onlara istediğimiz an ulaşabilmek ne kadar kıymetli imiş, bölgede yaşanan sıkıntılarda insanların o çaresizliğine tanık olmak ve elimizden bir şeyin gelememesi, çok büyük bir sınav idi. O nedenle hepimiz bu gerçeği daha derinden hissedip sevdiklerimize sıkı sıkı sarılalım.
Pandemi evveli benim de katıldığım birçok dinleyici söyleşileri yaptın, bunların devamı gelecek mi?
Evet, yakın zamanda üç tane şehir gezdim, şimdi önümüzdeki süreçler ile alakalı açıklayacağım söyleşi takvimim olacak.
2023 de seni neler bekliyor?
Çok planlı yaşayan bir insan değilim, çok da bir hedef belirleyip bunun büyük bir çaba sarf etmiyorum. Çünkü bugüne kadar yaptığım birçok şey karşıma çıktı
***
Işıl Yücesoy: "Bugün birlikte şarkı söyleme zamanı !"
Sanat dünyasının en özel isimlerinden Işıl Yücesoy rol aldığı işlerinde hep dobra hep mert kadını canlandıran çok iyi oyunculardan. Bugüne kadar izlediğim birçok film ve tv dizisi yanında Yücesoy’u 90 lı yıllarda Taksim de bulunan İstanbul Devlet Tiyatrosu sahnesinde Turhan Selçuk’un ‘Abdülcambaz’ adlı eserinde izlemiş bir kere daha hayran kalmıştım.
Başarılı sanatçı çok iyi bir oyuncu olması yanında çok iyi bir yorumcu da söylediği şarkılar ile yıllardır müzik dünyasının en beğenilen isimlerinden yakın zamanda çıkardığı şarkıları ise çalışkanlığının göstergesi, şimdilerde ATV de yayınlanan ‘ Ben Bu Cihana Sığmazam’ adlı tv dizisinde Gülendam adlı karakteri canlandıran Işıl Yücesoy geçtiğimiz akşam Caddebostan Kültür Merkezinde Hakan Eren organizasyonu ile dünden bugüne şarkıları sevenlerine şarkılarını yorumladı. Dopdolu salonda ilk önce Jale ve Sibel Alaş birer şarkı söyledikten sonra yaklaşık üç saat Yücesoy sahnede idi. Selami Şahin’den bildiğimiz ‘Ya Senin ile Ya Sensiz’ ile programına başlayan sanatçı o gece sevilen şarkıları yanında Sabahattin Ali, Cem Karaca, Fikret Şeneş, Selami Şahin, Sezen Aksu, Yıldırım Gürses, Timur Selçuk gibi unutulmaz müzik insanlarının şarkılarını yorumladı, program sonunda alkış tufanına tutulan sanatçı yeniden sahneye seyircilerinin karşına çıktı. Programının bir bölümünde seyircilere ‘bugün birlikte şarkı söyleme zamanı ‘ diyen sanatçı dinleyicilerinden alkış aldı.
Işıl Yücesoy’un bu başarılı performansı Caddebostan Kültür Merkezi’nde sonbahar da yeniden gerçekleşecek, o gece konuklar arasında Arsen Gürzap, İlker Başbuğ ve eşi, Tümay Özokur, Melahat Gülses, Zeynep Soydan, Şehnaz Hayal ve Gülenay Kalkan gibi isimler vardı.
***
Hava Muhalefeti, 14 Nisan'da sinemalarda!
BKM yapımı başrollerini Ali Sunal ile Doğa Rutkay’ın paylaştığı Hava Muhalefeti adlı film 14 Nisan’da vizyona giriyor.
Filmde Ege Kökenli, Burak Hakkı’nın yanında Ali Yoğurtçuoğlu, Kemal Uçar, Kerem Atabeyoğlu, Bülent Seyran, Ünal Yeter, Kadir Polatçı, Mekin Sezer, Mazlum Çimen, Aziz Aslan, Serkan Tatar gibi özel isimler var.Yönetmenliğini Murat Kepez’in yaptığı, senaryosunu Murat Kepez, Eray Akyamaner, Uğur Güvercin ve Ayberk Sak’ın kaleme aldığı komedi türündeki Hava Muhalefeti sinema salonlarında sessizliği bozacak gibi.
Güldür Güldür Show yaratıcılarından, yüksek dozda kahkaha vadeden Hava Muhalefeti filmi, yıldız oyuncu kadrosuyla 14 Nisan’da sinemalarda!