İnstagram: @canerural
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen Musicandle Concerts’in ilk konserine yoğunluktan yer bulamamıştım, 22 Şubat’ta gerçekleşen ilk performans sonrası 07 Mart akşamı Beyoğlu’nda bulunan Sent Antuan Kilisesinin büyülü ortamında yüzlerce mum ışığında muhteşem bir konser izledim.
1900 lı yılların başında açılan İstanbul’un en görkemli mimarisine sahip kilisesi Sent Antuan’ın büyülü ortamında Klasik Batı Müziği’nin eşsiz eserleri ile izleyicisiyle buluştu o gece. Gerçekleşen her iki konser içinde 12 saat içinde tükenen biletleri ile İstanbul’lu sanatseverlere farklı bir konser deneyimi yaşatan Musicandle Concerts aslında bir hayalin gerçek olma hikayesi gibi bir şey.
Müzik ve mumların uyumu pek çok insan için etkileyici ve büyüleyici aslında bu kadar uyumlu bir birlikteliği Klasik Batı Müziği’ni daha geniş kitlelere ulaştırmak için bir köprü olarak benimseyerek, konserleri bir görsel sanat haline getirme düşüncesi Musicandle Concerts’ın kuruluşundaki temel taşlarını oluşturmakta…
Ayşe Birden, Mahur Tukan, Özlem Sevil ve Mine Cangal’dan oluşan kuartet uzun yıllardır aynı orkestrada konserlerini başarı ile sürdürmekte…Konserin özenle seçilmiş repertuarında ise Mozart, Bach, Caccini, Schubert, Tchaikovsky ve Shostakovich’in eserleri, sevilen tangolar ve unutulmaz film müzikleri izleyiciler tarafından oldukça ilgi gördü.
Birbirinden başarılı konuk sanatçılar İklim Tamkan, Senem Demircioğlu ve Altuğ Tekin’in seslendirdikleri sürpriz eserler ise konserin en dikkat çekici bölümü oldu. Özellikle Senem Demircioğlu’nun muhteşem sesi, Altuğ Tekin’in kornosu ile kilisenin içinde sahneye doğru yürüyüşleri ayrı bir atmosfer yarattı.
Musicandle Concerts için Sent Antuan’ın değeri ise her zaman bambaşka olacak sanırım. İki konserin bu büyülü atmosferde gerçekleşmesinin yaşattığı heyecan yeni konserlerin habercisi olacak gibi. O gece izleyiciler arasında Aslı Şafak ve tiyatro sanatçısı Ferdi Yıldız ilk etapta dikkatimi çeken isimler oldu.
Musicandle Concerts 25 Mart’ta ise İkitelli de bulunan Moi Sahne’de yepyeni bir sürprizle daha konseptini birleştirecek… Bale sanatının zerafeti ve tango dansının tutkusu ile mumların bir araya geleceği ‘Müziğin Aydınlığı, Işığın Sesi’ temalı konseri kaçırmayın derim.
Lazarus kitapçılarda!
Fırat Devecioğlu’nun yazdığı ve Destek Yayınlarından çıkardığı ‘LAZARUS’ üstün insan, özgürlükten kaçış, temel bağlara dönüş, kolektif bilinçdışı, fırlatılmışlık gibi güçlü felsefi temalar üzerinden, insan ruhunun labirentlerine odaklanışını yanında ‘LAZARUS’ yazarı Fırat Devecioğlu’nun nöroloji servisi koridorlarında yaşadığı üç aylık hikayesini ile Devecioğlu’nun ve insanlığın yeniden doğuş ve değişimin hikayesini anlatılıyor.
İstiklal Caddesi üzerinde Beyoğlu SALT içerisinde bulunan Robinson Crusse 389 Kitabevinde geçtiğimiz hafta lansmanına katıldığım ‘LAZARUS’ u Devecioğlu Ege Üniversitesi Nöroloji Servisinde kaldığı süreç de yazmış. Daha evvel Yüzleşme ve Schopenhauer Felsefesi kitaplarını yazan bu eserde LAZARUS’ hariç tüm kimlikler gerçek hayatta var olan değerler.
Hasan Demirci’nin oynadığı ve yönettiği ‘LAZARUS’ oyununda ise, sıradanlık ile kahramanlık arasındaki silik çizgide yürüyen genç bir adamın, sevdikleriyle hesaplaşmasına, çöküşüne, yeniden varoluşuna, ikinci hayatına, dünyası ile tekrar bütünleşmesine tanıklık ediyoruz.
Keyifle okuyacağınız kitabın kapak tasarımını hazırlayan İlknur Muştu’yu kutlarım, çok orijinal bir kapak hazırlamış.
Kayahan Şarkıları!
Şarkıları ile gönüllere taht kuran Kayahan vefatının 9. yılında çeşitli etkinlikler ile anılıyor. 03 Nisan 2015 tarihinde aramızdan ayrılan sanatçı 13 Mart 2024 tarihinde Levent’te bulunan İş Kuleler de bulunan İş Sanat da yine özel bir gece ile anılacak.
Türk pop müziğinin efsane ismi Kayahan'ın unutulmaz şarkıları Emre Altuğ'un sesiyle sahneye taşınacak. ‘İstanbul Kadar Güzel’ teması ile sahne alacak olan Altuğ sanatçının en güzel şarkılarını yorumlayacak.
Alper Kömürcü'nün aranjmanlarıyla 30 kişilik bir orkestranın eşlik edeceği konserin konuğu ise İpek Açar ve Demet Sağıroğlu olacak.
RÜYA ERSAVCI, KADIN HAKLARI İÇİN SESLENİYOR!
Sevimli içten 90'lı yılların popüler sanatçılarından Rüya Ersavacı’yı sanırım ilk olarak yıllarca katıldığı Eurovision elemelerinden ve Saklambaç adlı yarışma programında ki sunuculuk günlerinden tanımayan yoktur.
Bir dönem "İstemiyorum Baba" adlı şarkısıyla müzik sektörüne damgasını vuran Ersavcı, bu aralar güçlü bir mesaj içeren yeni teklisi "İstemiyorum" ile dikkatleri üzerine çekiyor. Rüya Ersavcı’nın bu çalışması, kadın haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine duyduğu derin bağlılığı yansıtıyor.
Doğan Müzik etiketiyle çıkan şarkının söz ve müziği Sezgin İnceel’e ait. Eserin aranje, miks ve mastering işlemleri ise müzik yapımcısı Altay Ekren tarafından yapılmış. Ersavcı, bu güçlü eserinde kadın haklarına dair önemli mesajlar vererek, toplumun kadına yönelik ürettiği stereotiplere karşı dik bir duruş sergiliyor. Şarkı, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine katkıda bulunmanın yanı sıra, kadınların maruz kaldığı zorluklara dikkat çekiyor.
"Kadınlarla başlar hayat" sloganıyla başlayan şarkının sözlerinde, kadınların sıkça karşılaştığı bastırılma ve susturulma gibi zorluklara karşı direnişinin ifadesi bulunuyor. Ersavcı, müziğiyle sadece bir sanatçı olmanın ötesine geçerek toplumsal bir sorumluluk üstleniyor.
Kadınlar Günü’ne Özel Sergi “Cesaretin İvmesi’
Norm Sanat bünyesinde gerçekleştirilen ve 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne adanan “Cesaretin İvmesi” Sergisi 7 Mart – 7 Nisan tarihleri arasında İzmir’de bulunan Norm Sanat Galerisi’nde sanatseverler ile buluşmaya devam ediyor.
Sergi, 8 Mart Dünya Kadınlar günü ile birlikte her bir sanatçının kadına özgün bakış açısını ve sanatsal ifadesini de kutluyor.
Kuratörlüğünü Gültekin Yıldız’ın üstlendiği serginin sanatçıları ise; Arzu Tortoç, Ece Kanışkan, Kayhan Öztürk, Ayla Erdoğ Çetin, Ejmel Yalçıntaş, Meltem Orpak Tuncer, Bengi Ayaz Nurgün, Ekin Boztaş, Merih Tekin Bender, Bengü Bahar, Fuat Akdenizli, Nadide Acar Karaca, Dizar Ercivan Zencirci, Gönül Yılmaz ve Serpil Gedik Birsin olacak
Çağdaş sanatın kapsayıcı ve evrensel dilini konuşan 'Cesaretin İvmesi' sergisinde sanatçıların yaratıcı enerjileri ile şekillenen eserler; sanatın cinsiyetin ötesinde var olduğunu gösterirken, aynı zamanda yaratıcılığın ve üretimin de merkezinde olduğunu vurguluyor.
Farklı kültürlerden ve perspektiflerden gelen sanatçılar, farklı materyallerle cesur ifadeler ortaya çıkararak, izleyicilere çağdaş sanatın çeşitli yüzlerini keşfetme fırsatını sunuyor.
Moskova’da Emre Erdemoğlu rüzgarı!
Moda tutkunları tarafından merakla beklenen Moscow Fashion Week, 1-8 Mart tarihleri arasında moda dünyasını Moskova’da bir araya getirdi.
10 farklı ülkeden ve 45 Rus bölgesinden 120’den fazla moda markası yer aldığı etkinlikte haute couture'dan hazır giyime kadar çeşitli koleksiyonlar sergilendi.
Türk tasarımcı Emre Erdemoğlu da Moscow Fashion Week’te ilk defa yer alan isimler arasında idi. Kendi markasıyla ün kazanan özellikle Kenan Doğulu, Murat Boz, Kerem Bursin ve Onur Tuna gibi isimleri de giydiren Emre Erdemoğlu, geleneksel Türk motiflerini çağdaş dokunuşlarla birleştirerek otantik tasarımlarıyla moda severlere tasarımlarını tanıttı. Cesur renkleri, karmaşık desenleri ve yenilikçi siluetleriyle tanınan Erdemoğlu hem Türkiye'de hem de uluslararası alanda etkileyici tasarımlarıyla dikkat çekiyor.
Moscow Fashion Week’te düzenlenen etkinlikler, Manege Merkezi Sergi Salonu’nda ve Moskova’daki ünlü mimari kompleks VDNH’deki uluslararası sergi salonu “RUSSIA EXPO” gibi tarihi açıdan önemli mekanlarda gerçekleştirilecek.
Oyuncu Gizem Karaca, İtalyan oyuncu Ornella Muti ve Pasifik Savaşçısı: İsyan ve Kaçak Takip gibi gişe rekortmeni filmlerdeki rolleriyle bilinen Çinli oyuncu Lily Ji, moda haftasının önemini uluslararası arenada vurgulamak adına özel konuk olarak katıldılar.
Ne güzel adamdın sen Efe Deprem!
Bazen ne yazacağını ne yapacağını bilemezsin ya o gece gelen acı haber ile şaşırdık kaldık bir anda, dünya iyisi bir adam, iyi bir arkadaş, iyi bir oyuncu en önemlisi eşini ve kızını çok seven bir babayı Efe Deprem’i kaybettik.
Arkadaşımın kuzeni idi onu önce Efe! diye tanımış sonralarda oyuncu olduğunu öğrenmiştim.
Gerçekten dünya iyisi idi Efe, her konuşmanız da ‘Nasılsın Abicim!’ deyişi kulaklarımda.
Hazır cevap, yardımsever, neşeli ve Fenerbahçeli idi. 12 Mayıs'ta doğum günü kutlaması için gönderdiğim mesaja böyle gülen yüzü ile fotoğrafını göndermişti.
Onu en son İbrahim Büyükak ve Yasemin Sakallıoğlu ile birlikte rol aldığı ‘Mutluyuz’ filminde izlemiş ve gurur duymuştum.
Yıllar evvel Tiyatro Kedi’de Haldun Dormen ile ‘Kibarlık Budalası’ tiyatro sahnesini paylaşmıştı. Zülfü Livaneli’nin ‘ Veda’sı, Özcan Deniz ile ‘Evim Sensin’, Sevimli Tehlikeli, Badem Şekeri serisi, Bir Gece, Aşk Oyunu, Evlat Olsa Sevilmez gibi popüler filmler de rol almış. Nurgül Yeşilçay ve Mert Fırat ile ‘Kefaret’ adlı dizi de rol almıştı.
TV dizilerinin en beğenilenlerinden Seksenler dizisinin Zafer karakteriydi.
Daha yapacak çok projeleri, çok güzel günleri vardı ama olmadı eşi Burcu Altın Deprem ve güzel kızı Zeyno’suna veda edemeden motosiklet kazası ile aramızdan ayrıldı Efe!
Karaca Ahmet Şakir’in Camii’de o gün sevenleri ile beraber onu anılarımız ile ile son yolculuğuna uğurladık.
Yolu ışıklarla olsun!