2025 - 2026 Kültür & Sanat sezonu “Sanat Her Yerde” vizyonuyla tanıtıldı, geçen gün Atatürk Kültür Merkezi'nde. Toplam 7 bin etkinlik ve 45 bin sanatçının buluşturacağı yeni sezonda, sanatın kalbi Türkiye’nin dört bir yanında atacağını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy anlattı.

Yeni sezonu “Sanat Her Yerde” vizyonuyla açtıklarını belirten Ersoy, “Türkiye’nin dört bir yanında sahnelerimiz yükselecek, sergilerimiz açılacak, konserlerimiz yankılanacak.” dedi.
Yeni sezonun yalnızca bir sanat takvimi olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası alanda yükselen kültür vizyonunun en güçlü göstergesi olduğunu vurgulayan Ersoy, AKM’nin 2,5 milyon sanatseveri ağırladığına ve sadece geçtiğimiz yıl 2 bin 390 etkinlik yapıldığına dikkat çekti.
Ersoy, “AKM, İstanbul’un merkezinde kültür ve sanat dendiğinde akla gelen ilk adres olmuştur.” dedi.
Ankara’daki CSO Ada’nın ise geçtiğimiz sanat yılında 300 bine yakın izleyiciyi ağırladığını belirten Ersoy, 30 yıl boyunca atıl kalan yapının artık “sorunlarla değil, sanatla anılan” bir mekana dönüştüğünü ifade etti.
Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin başlangıcından bugüne gösterdiği gelişime dikkat çeken Ersoy, “Çok rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki, Türkiye Kültür Yolu Festivali, kendi alanında dünyanın en büyüğü olma özelliğini kazanmış durumda.” ifadelerini kullandı.
Bu yıl 8 ay sürecek festival kapsamında 20 şehirde, binden fazla mekânda 45 bin sanatçının katılımıyla 7 bine yakın etkinlik düzenleneceğini belirten Ersoy, 2026 yılında festivalin 26 şehre, 2027’de ise 32 şehre ulaşacağını söyledi.
Festival takvimine gelecek yıl Aydın, Eskişehir, Kahramanmaraş, Mersin, Ordu ve Sakarya’nın da ekleneceğini vurgulayan Ersoy, 2027 yılında ise Balıkesir, Denizli, Hatay, Kocaeli, Muğla ve Tekirdağ’ın festival programına dahil olacağını kaydetti.
Bakan Ersoy, “Bir Anadolu Şenliği” ile “Yaşayan Miras Şölenleri”nin de Türkiye’nin dört bir yanında devam edeceğini sözlerine ekledi.
Devlet Tiyatrolarının 2024 yılında sahne sayısını 59’a çıkardığını ve 75 yıllık rekorları aşarak 2 milyon 269 binden fazla seyirciye ulaştığını hatırlatan Ersoy, yeni sezonda 64 sahneyle perdelerin açılacağını, sezon sonunda bu sayının 70’e çıkarılacağını açıkladı.
Devlet Opera ve Balesinin 2024-2025 sanat sezonunda 1.200’den fazla temsil ve 703 bin seyirciye ulaştığını vurgulayan Ersoy, “Fındık Kıran için sahnelenen 52 temsilin her birinde sadece 45 saniye içinde biletler tükendi!” diyerek büyük ilgiye işaret etti.,
Yeni sezonun en dikkat çekici adımlarından biri de sinemaya geldi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yıl sonuna kadar Çarşamba günlerinin “Sinema Günü” ilan edildiğini açıkladı. Kampanyaya katılan tüm salonlarda, filmlerin bu günden itibaren yalnızca 120 lira olacağını dile getiren Ersoy, böylece geçtiğimiz haftalarda salonları dolduran yoğun ilginin kalıcı hale gelmesinin hedeflendiğini söyledi.
Devlet Tiyatrolarının bu sezon sadece seyirci rekorlarıyla değil, yerli ve millî eserlerle repertuvarını güçlendirdiğini vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti:
"Kerbela, Rembetiko Efsanesi, Dracula: Bir Dehşet Anatomisi, Anna Karenina gibi oyunlar sahneleyen Devlet Tiyatroları yeni sezonda ise Faust, Büyük Romulus, Ölü Çanlar, Gümüş Patenler gibi prestijli oyunları tiyatroseverlerle buluşturacağız."
Ersoy, Vagon Sahne ve Kamyon Sahne projeleriyle de tiyatroyu Anadolu’nun her köşesine taşıyacaklarını söyledi.
Devlet Opera ve Balesinin “Opera ve Bale Her Yerde” mottosuyla başlattığı Anadolu Opera ve Bale Festivali'ne de değinen Bakan Ersoy, konuşmasında festivalin 2026’da ikinci kez düzenleneceğini ifade etti.
Bakan Ersoy, "Festivalimizin ilk durağı Bayburt olacak ardından da Çemişgezek ile festival yolculuğumuza devam edeceğiz." dedi.
İstanbul’un sembollerinden Atlas Sinemasına da konuşmasında yer veren Ersoy, bu mekânın küçük bir restorasyonla değil, adeta küllerinden doğarak yeniden sinema ve sanatın buluşma noktası haline getirildiğini kaydetti.
Ersoy şunları söyledi:
"Atlas Sinema Müzesi adıyla hizmet veren sinemamız sadece filmlere ve etkinliklere değil dünya çapında organizasyonlara da ev sahipliği yapıyor. Müzemizde şu anda Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında düzenlenen James Cameron Sanatı sergisini görebilirsiniz. Dünyaca ünlü yönetmen James Cameron’ın sanat yolculuğuna tanıklık edebileceğiniz bu sergi 6 ay süreyle sinema severler için açık kalacak.
Bakan Ersoy, sinema sektöründe sağlanan destekleri aktararak “2005’te 16 milyon lira olan destekler 2025’te 470 milyon liraya ulaştı” dedi. Ersoy, Türkiye Sinema Festivali’nin 780 bin seyirciyle Eylül ayı rekorunu kırdığını ifade etti.
Türk dizilerinin 170’ten fazla ülkede 1 milyardan fazla seyirciye ulaştığını söyleyen Bakan Ersoy, Antalya ve İstanbul’u anlatan iki mini dizinin 1,5 milyardan fazla görüntülenme elde ettiğini açıkladı
Ferzan Özpetek’in “Elmaslar” filmi 10 Ekim’de sinemalarda!
Kadın dayanışmasının gücünü ve kardeşliğin önemini anlatan Türkiye hakları DEPO Film’e ait olan aynı zamanda kendisininde rol aldığı ve dünya genelinde 63 ülkeye satılan Ferzan Özpetek’in “Elmaslar” filmi 10 Ekim’de Türkiye’de vizyona giriyor.

98. Akademi Ödülleri'nde Uluslararası Uzun Metraj Film Ödülü kategorisinde İtalya'yı temsil etmek için yarışan 24 film arasında Elmaslar
1970 ‘li yılların Roma’sında prestijli bir terzi atölyesinde çalışan kadınların hayatlarını ve aralarındaki güçlü bağı anlatıyor. Film, birbirini dinleyen, bakışlarla anlaşan, el ele tutuşarak zorlukların üstesinden gelen kadınların kardeşlik, dostluk ve birliktelik duygusunu derinlemesine perdeye aktarıyor. İtalya’da 2.6 milyon üzerinde seyirci kitlesine ulaşan film İtalya’nın en yetenekli 18 kadın oyuncu ile dikkat çekiyor.
Özpetek’in senaryosunu iki kadın senarist CarlottaCorradi ve ElisaCasseri ile birlikte yazdığı filmde; StefanoAccorsi, Luca Barbarossa, Sara Bosi, LoredanaCannata, GeppiCucciari, AnnaFerzetti, Aurora Giovinazzo, Nicole Grimaudo, MilenaMancini, VinicioMarchioni, PaolaMinaccioni, EdoardoPurgatori, CarmineRecano, Elena SofiaRicci, LunettaSavino, VanessaScalera, Carla Signoris, KasiaSmutniak, Mara Venier, GiseldaVolodi, MilenaVukotic rol alıyor.
İtalyan sinema eleştirmenleri tarafından övgüye layık görülen film aynı zamanda İtalya’nın en çok okunan gazetesi CorriedellaSera’nın film eleştirmeni Paolo Meregetti, Özpetek için; “Ferzan Özpetek, OrsonWelles için eğlenceli, harika bir oyuncak olan sinemayı, arzuladığı bir dünyayı anlatmaya yarayan sihirli bir değneğe dönüştürüyor” diye yazmış, iki kız kardeşin yönettiği, sağlam ve feminen Canova terzihanesindeki hikayeyi, Özpetek’in gerçekleşen rüyası olarak tanımlamıştı.
“Elmaslar”, İtalya’nın en prestijli sinema ödüllerinden CIAK D’ORO’da “Altın Ödül”e layık görülmüş. Ayrıca, senaryosu ve yönetmenliğiyle “Altın SuperCiak” ödülünü kazanan film, başrol oyuncusu LuisaRanieri’ye de “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü getirmiş.
Ferzan Özpetek “Elmaslar” ile Venedik Uluslararası Film Festivali kapsamında verilen, sinema dünyasının en prestijli ödüllerinden Filming Italy Best Director Venice ödülünün de sahibi oldu. İtalya’da hasılat rekoru kıran “Elmaslar”ın bu başarısı, 31 Ağustos akşamı Ferzan Özpetek’e, Venedik Film Festivali Direktörü Alberto Barbera’nın takdim ettiği ödül ile taçlandırıldı.
9. ULUSLARARASI ADANA LEZZET FESTİVALİ
Adana Valiliği’nin ev sahipliğinde, Adana Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeler ve odaların katkısı dokuzuncu kez düzenlenecek olan Uluslararası Adana Lezzet Festivali bu yıl "Kuşaktan Kuşağa" temasıyla hayata geçmeye hazırlanıyor. Adana Merkez Park’ta 10-11-12 Ekim tarihlerinde gastronomi dünyasının yerli ve yabancı tanınmış simalarının katılımıyla düzenlenecek.

Adana denildiğinde akla öncelikle kebabı ve ardından zengin aromaları, doyurucu tatları ve kendine özgü pişirme tekniklerini içeren mutfağı gelir. Zırh kıymasından özenle hazırlanan ünlü Adana kebabı, bu mirasın en güçlü temsilcisi olarak artık dünya çapında nam salmıştır, leziz meze çeşitleri, şalgam suyu, bici bici gibi tatlıları ve eşsiz sokak lezzetleri de bu mutfak dünyasını zenginleştiren başlıca unsurlar arasında yer alır. Ancak elbette Adana sadece mutfağından ve yemeklerinden ibaret değildir, aynı zamanda köklü kültür mirasıyla da eşsiz bir hazine değerindedir.
Bu farkındalıkla çalışmalarına geçtiğimiz yıl başlayan festival komitesi bu yıl 9. kez gerçekleştirilecek Uluslararası Adana Lezzet Festivali’ni "Kuşaktan Kuşağa" temasıyla dolu dolu bir program hazırlamış.
Adana’nın mutfak zenginliğini korumak, yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla başlatılan bu festival, 9 yıl önce büyük bir özveriyle hayat bulduğunu söyleyen Vali Köşger ‘’Festivalin her yıl genişleyerek, artan ilgi ve katılımla uluslararası arenada dikkat çeken bir etkinlik haline geldiğini de sözlerine ekledi. Vali, kente özgü lezzetleri gastronomi dünyasına taşımayı amaçlayan festivalin, aynı zamanda bu eşsiz kültürel mirasın sürdürülebilir gelişimine değerli katkılar sunduğunu söyledi.
Festival, nesiller boyunca aktarılan tariflerden sokak lezzetlerine, el emeği ile şekillenen mekânlardan gastronomi sanatına kadar her unsuru uyumlu bir bütün olarak sunuyor. Gıda güvenliği, tarım politikaları, gastronomik miras ve çağdaş yorumlar panellerde derinlemesine tartışılırken, festival alanı adeta fikirler ve lezzetlerin buluşma noktası hâline geliyor. Bu yıl Adana, yalnızca yemekleri değil; insanların hikâyelerini, emeği ve kültürü kuşaktan kuşağa nasıl yaşattıklarını gözler önüne seriyor.
5. Global Gastro Ekonomi Zirvesi!
Gastronomiyi yalnızca bir lezzet alanı değil; ekonominin, kültürel mirasın, sürdürülebilir kalkınmanın ve toplumsal dönüşümün merkezinde konumlandıran Global GastroEkonomi Zirvesi, bu yıl beşinci kez kapılarını açıyor.
Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD) ev sahipliğinde ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TGA desteğiyle gerçekleşecek zirve, 8 Ekim 2025’te İstanbul Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleşecek.

Bu yılın ana teması olan “Kesişme Noktası”, gastronominin yenilikçi ekonomilerle, yaratıcı endüstrilerle, kültürel hafızayla ve sürdürülebilir kalkınmayla kesiştiği vizyoner bir yolculuğu ifade ediyor.
Zirvede;
Ivan Brehm – Michelin yıldızlı şef ve “Crossroads Thinking” yaklaşımıyla yaratıcı mutfak filozofu,
Eylül Görmüş – Hafıza ve edebiyat üzerinden gastronomiyi yorumlayan araştırmacı,
Aslıhan Koruyan Sabancı – Sürdürülebilir gastronomi üzerine uluslararası ödüllü yazar ve akademisyen,
Akan Abdula – FutureBright Group Kurucu Ortağı, coğrafi işaretli ürünlerin ekonomik-kültürel gücüne dair araştırma sunumu,
Ahmet Özer – İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul’un özgün gastronomik ürünlerinin tescil değeri üzerine,
Levon Bağış – Şehir ve balık kültürü üzerine,
Volkan Narcı – Deniz yaşamını korumanın geleceğe etkileri üzerine,
David Mora – İspanyol öno-turizm uzmanı, bağ rotaları ve gençlerin turizm trendleri,
Oğul Türkkan, Oluş Molu, Can Ortabaş, Zeynep Arca Şallıel – Türkiye’nin bağ rotaları ve şarap üretimi üzerine,
Ivano Mocetti – İtalya’nın yiyecek-içecek sektöründe küresel rekabet gücü,
Danilo Zanna – İtalyan gastronomisinin uluslararası etkisi üzerine.
Zirve, gastronominin ekonomiden kültürel diplomasiye, mavi ekonomiden sürdürülebilirliğe kadar uzanan çok boyutlu rolünü tartışmaya açacak.
Tanrıça’nın Serzeşini!
Burçak Gönül'ün Dokuz ülkeden dokuz kadının öyküsüni anlattığı 'Tanrıçanın Serzeşini ' kitapçılarda.

Bir tanrıçanın serzenişinde birleşen dokuz kadının sesi var kitapta. Remzi Kitapevinden yayınlanan kitap kadınların direnişlerini, toplumsal baskılara karşı mücadelelerini, kendilerini yeniden keşfetmelerini ve sevdikleriyle kurdukları bağı anlatan öyküleri barındıyor içinde, taa Finlandiya’dan Kore’ye, Türkiye’den İran’a, Sri Lanka’dan Kazakistan’a kadar uzanan bir yolculuk...
Tanrıçanın Serzenişi, kadının gücünü, yaşadığı zorluklar ve toplumsal baskılar karşısında hayata tutunma mücadelesini samimi bir dille anlatıyor. ' Tanrıçanın Serzenişi' yazarın romanlarından sonra yayınladığı ilk öykü kitabı.
Gaziantep Kalesi’nde Defile!
Gaziantep Kalesi’nde geçtiğimiz Cuma gecesi düzenlenen 5. Doku Kumaş Tasarım Yarışması’nda genç tasarımcılar koleksiyonlarını adeta podyuma taşıdı.
Oylum Talu’nun sunumu ile gerçekleşen gecede GATHİB Başkanı Ahmet Fikret Kileci, “Türkiye’nin küresel pazarda fark yaratmasının yolu, genç tasarımcıların vizyonundan ve hayal gücünden geçer.” diyerek tasarımın sektörün geleceği için kritik rolüne dikkat çekti.

Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) tarafından, Ticaret Bakanlığı desteği ve TİM koordinatörlüğünde bu yıl beşincisi düzenlenen “Doku Kumaş Tasarım Yarışması” finali, Gaziantep Kalesi’nin tarihi atmosferinde gerçekleşen etkinlikte törene Gaziantep Valisi Kemal Çeber, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, GATHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, sektör temsilcileri, akademisyenler ve moda dünyasının önde gelen isimleri katıldı.
Dokuma, örme ve baskı kategorilerinde geliştirdikleri kumaşlarla koleksiyonlarını podyumda tanıtan genç tasarımcılar, jüri değerlendirmesi sonucunda ödüllerini aldı. Yarışmada dereceye giren isimlere toplam 2,45 milyon TL para ödülü dağıtıldı.

Geccede konuşan GATHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, yarışmanın genç tasarımcılar için bir vitrin olmanın ötesinde, sektörün geleceğini şekillendiren bir yolculuk olduğunu vurgurken : “Doku Kumaş Tasarım Yarışması artık beşinci yılına ulaştı. Bu yarışma sadece genç tasarımcılarımız için bir vitrin değil; ülkemizin tekstil sektöründe geleceğini şekillendiren bir yolculuk. Çünkü biz biliyoruz ki, tasarım sadece estetik bir tercih değil, aynı zamanda sürdürülebilirliğin en güçlü aracıdır. Bugün dünyada en kıymetli inovasyon, kaynakları verimli kullanabilme yeteneğidir. Atığı azaltan, çevreye saygılı, uzun ömürlü ürünler geliştirmek artık bir lüks değil, zorunluluktur. Tasarımı sürdürülebilirlikle paralel yürütmezsek geleceğe bırakacak bir mirasımız olmayacak. Doku’da yetişen her genç tasarımcı, sadece kumaşın değil, aynı zamanda ülkemizin yarınlarının da dilini yazıyor. Biz de Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği olarak bu gençlere inancımızı her fırsatta yineliyoruz. Çünkü biliyoruz ki, aklını ve hayal gücünü sürdürülebilirlik ilkeleriyle buluşturan tasarımcılar, Türkiye’nin dünya pazarlarındaki en güçlü sesi olacak.’’ dedi.
Törenin finalinde ise ünlü sanatçı Merve AKINCI unutulmaz bir konser verdi.
Dokumada Davut Karabacak, örmede Büşra Gül, baskıda Selenay Bıyıker birinci olarak 350 bin TL'lik para ödülü almaya hak kazandılar. İkincilere 250 bin TL ve üçüncülere de 150 bin TL para ödülünün verildiği yarışmada 200 bin TL tutarındaki “Sürdürülebilirlik Özel Ödülü'' ise Begüm GÖKGÖZ’ün oldu. Her kategorinin birincileri Ticaret Bakanlığı tarafından yapılacak olan değerlendirme sonunda uygun görülmeleri halinde 1 yıl süre ile uluslararası düzeyde kabul görmüş yurtdışındaki tasarım okullarında eğitim görme imkânına sahip olacak.