Genç neslin gelecek vaat eden başarılı isimlerinden en son Show Tv’de ‘Maviye Sürgün’ dizisinde Efe karakterine hayat veren Efe Eroğul bu hafta röportaj konuğum.
Efe Eroğul ile Teşvikiye’de bağlı bulunduğu menajerlik ofisinde buluştuk. Beni kapıda güler yüzü cana yakın yaşından daha olgun bir Efe karşıladı. Sohbetimiz esnasında ona nasıl oyuncu olduğunu, Efe Eroğul’u, hayallerini, rol aldığı ‘Maviye Sürgün’ adlı diziyi, her şeyi sordum!
1.Hayalinde oyunculuk var mıydı?
Tabii, her zaman yapmayı çok istediğim bir şeydi. Tutkularım arasında hep ilk sıraya oynadı. Bu yüzden sorumun cevabı “Evet”.
2. Nasıl oyuncu oldun?
Bu süreç benim için biraz masalsı açıkçası, üniversitemin ilk yıllarında okulumdan bir mail geldi, şu an ki menajerim Günfer Günaydın’ın bir asistan aradığını gördüm. Tabii o zaman tanışmıyoruz ama benim ismini duyduğum başarılı biri. Başvurdum görüşmeye çağırdı. Biraz sohbet ettik ve direkt “Sensin.” dedi. Sonra birlikte bir serüvene çıktık, en sonundaysa içimde ki heyecanı ve onun deyimiyle “ışığımı” görünce “seni kadromda istiyorum, hiç değilse denemiş oluruz” dedi. Bunu demesiyle her şey çorap söküğü gibi ilerledi zaten; reklamlar, afiş çekimleri, rol aldığım diziler. Denedik ve sonuca beraber tanıklık ettik.
3. Tanıyabilir miyiz Efe Eroğul kim?
Tanıyalım; baba tarafı Ayvalık, anne tarafı Edremit’li olan, sempatik bir ailenin tek çocuğuyum. Tipik bir Ege’liyim anlayacağınız. Aynı zamanda yeni mezun bir diyetisyenim. Hayallerinin peşinden koşarken keyif alan ve anı biriktirmeyi çok seven bir yapım var. Ha bir de Akrep burcuyum, oraya çok girmiyorum.
4. ‘Maviye Sürgün’ de ki Efe karakteri sana nasıl ulaştı?
Bir gün ansızın bir toplantı esnasında gelen telefonla. Müsaitliğim soruldu ve bir kaç hafta sonra Marmaris Selimiye’de buldum kendimi. İnanılmaz hızlı gelişen bir süreç oldu. Ben aslında başka bir karaktere audition vermiştim ama yönetmen izleyince direkt ‘Efe’ olmalı demiş. İyi ki de öyle olmuş, biz çok iyi anlaştık Efe’yle.
5. Dizideki Efe’yi bize anlatır mısın? Efeler birbirine benziyor mu?
Aslına bakarsak dizide ki Efe’yle benzeyen yanlarım olduğu kadar hiç benzemeyen yanlarımda var. Yani arkadaş grubu içerisinde ki en enerjik, her çılgın plana “okey!” diyen olma özelliğimiz benziyor. Aynı zamanda rahat tavrı ve mizah sevmesini de kendime yakın görüyorum. Onun dışında Efe bana göre daha çocuksu ve esnek bir karakter, buralarda ayrılıyoruz işte birbirimizden.
6. Çok güçlü oyuncular ile rol aldın ‘ Maviye Sürgün ‘de bu dizi sana neler kattı?
Tabii ki, hepsinin kattığı şeyler bambaşka. Bir kere biz orda sadece iş yapmadık, aynı zamanda birlikte yaşadık uzun bir süre. Bu sebeple tabii ki paylaşımlarımız daha samimi ve dostane oldu. Hakan Abi (Salınmış)…bana bu meslekle alakalı söylediği her şey teker teker zihnimde. Tecrübenin getirmiş olduğu birikimle inanılmaz şeyler öğretti.
Ve tabii ki Damla Sönmez, Caner Cindoruk, Serkan Altunorak.. yine mesleki tecrübeleriyle kucak açtılar. Sahneler de olabildiğince konfor alanımızı genişletip, potansiyeli ortaya çıkarmaya destek oldular. Say say bitmez ama inanılmaz değerli isimlerle çalışmanın haklı gururunu yaşıyorum.
7. Ne kadar sürdü Selimiye’de çekimler, nasıl geçti günlerin Efe?
7 ay sürdü çekimlerimiz. Sevdiklerinden, alışkanlıklarından, düzeninden ayrılıp bambaşka bir atmosfere gidiyorsun. Başta bu fikir biraz ürkütmüştü, ama gidince sevdim. Hem mesleki hem genel anlamda inanılmaz tecrübelerle geri döndüm. Ben bir Egeli olarak küçük yerlerin büyüsüne ve samimiyetine her zaman inanmışımdır, bu nedenle kısa süre içerisinde Selimiye’yi evim gibi hissettim.
Spiritual yanımı da ortaya çıkardı, Selimiye çok büyüleyici ve dingin bir yer. Mental detox gibiydi anlayacağınız.
8. Gelelelim özel sorulara hazır mısın?
WOWW HAZIRIM!
9. Diyetisyenliğe devam edecek misin?
Pek sanmıyorum, ama neden olmasın? İlgi duydugum bir alan ama önceliğim her zaman oyunculuk. İnsan ancak bir bütün olabildiğinde iyi oyuncu olabilir dolayısıyla bedenime ve ruhuma iyi bakmak benim için önemli. Belki profesyonel olarak bu mesleği devam ettirmeyecek olsam bile öğrendiğim bilgileri hem kendim hemde sevdiklerim için kullanmaya devam edeceğim.
10. Kendini üç kelime ile ifade edebilir misin?
Tutkulu-Enerjik-Hırslı
11. Dizi de ki tuhaf gözlüklü Efe’den sonra bugün çok yakışıklı bambaşka bir Efe var karşımda doğru değil mi?
Çok naziksiniz teşekkür ederim öncelikle. Bir oyuncunun en büyük silahı, farklı görünümlere açık olmak bence. O yüzden farklı görünümlere bürünmeyi seviyorum. Ama hangisi tercihim olur derseniz şuan ki Efe beni daha çok yansıtıyor.
Dizideki Efe’yle tarzlarımız hiç uyuşmuyor. Ben giyimine daha düşkün biriyim. Gözlükte görünüşü değiştiriyor tabii. Bazen kostüm ekibine “Nolur başka bir şey giyiyim.” diye yalvardığım bile oluyordu.
12. Kitap okuyor musun?
Genelde kişisel gelişim ve biyografi okurum. Aslında okumaya daha fazla zaman ayırmak isterim ama sanırım bende bu neslin gençleri gibi ne yazık ki hızlı tüketilen şeylere daha fazla zaman ayırıyorum. Örneğin okumak yerine, podcast filan dinlemek tercihim oluyor. Ancak iyi bir yere değindiniz, 2024’te yapmak istediklerimin bir listesini hazırlıyorum bu aralar. Bu listeye ‘okumaya daha fazla zaman ayırmayı’ ekleyeceğim. İlham olduğunuz için teşekkürler.
13. En son hangi tiyatroya gittin?
En son bir kaç hafta önce Anıl Çelik’in kadrosunda olduğu bir oyuna davet etti ona gittim. İsmi Sır, seyretmesi çok keyifliydi ilgilisine tavsiye.
14. Pop mu Caz mı?
Benim dönem dönem çok değişiyor. Deep House şıkkı da ekleyelim.
15. Herkese soruyorum bu soruyu sanırım son dönemde en genç röportaj konuğumsun Efe, Hayatının hangi dönemindesin?
Öncelikle bir yetişkine evrildiğim, dolayısıyla bir çok konuya bakış açımın değiştiği ve geliştiği dönemdeyim. Kendime katabildiğim kadar şey kattığım, sınırlarımı tanımlamaya başladığım, nelerde iyi olup olmadığımı gözlemlediğim. Yetersiz kaldığım her noktayla barışmaya çalıştığım, çabaladığım ve oyunculuğa dair her şeyi büyük bir hevesle öğrenmeye çalıştığım dönemdeyim diyebilirim.
16. Tek çocuktum dedin, zor mu tek çocuk olmak?
Bence hayır, aksine tek çocuk olmaktan mutluydum hep. Bir de ben ilk torunum o yüzden ilgi hep üstümdeydi. Güzel bir çocukluk geçirdim. Tek çocuk olmanın yan etkisi de sevdiklerimi kıskanıyor olmak olabilir.
17. Kırmızı çizgilerin neler?
Belli başlı prensiplerim var tabii ama öyle çok büyük ve keskin kırmızı çizgilerim olmadı hiç. Bencilliğe tahammül göstermiyorum. Onun dışında kurduğum ilişkiler de doğallık benim için ön planda.
18. Evde ki Efe’nin boş günleri nasıl geçiyor?
Genelde her günüm uyanır uyanmaz kahve ve duşla başlar. Ama tüm günü evde geçirdiğim çok nadir olur. Kalabalık bir arkadaş çevrem var, işten ve ailemden arta kalan zamanda onlarla vakit geçiriyorum. Evde ki boş vaktimde daha çok müzikle ilgilenirim. Hem söylemeye hem dinlemeye bir yatkınlığım var, bazen sevdiğim şarkıları filan cover’larım.
19. Diziden sonra tanınmaya başladın mı sokakta.
Bazen öğrenince fotoğraf çekilen filan oluyor, ama sokakta durdurup “Sen o musun?” diyen olmadı henüz.
20. Spor yapıyor musun?
Tabii elimden geldiğince, çok spor aşığı değilim ama sağlıklı ve kaliteli yaş almak için önemli. Ayvalık’ta iken uzun süre yüzdüm ve tenis oynadım. Favori sporlarımdır. Istanbul’a gelince biraz aksamış olsa da geri dönmek istiyorum.
21. Hayvanları sanırım seviyorsun.
Bir bağ var aramızda. Çok severim. Ayrım yapmam ama tam bir kedi insanıyım desem yeridir.
22. Şu an izlediğin tv dizilerinde rol alan yaşıt meslektaşların hakkında neler düşünüyorsun?
Hepsini gururla seyrediyorum. Bizler yeni nesil olarak, sektör adına çok değerliyiz. Birbirinden yetenekli, pırıl pırıl parlayan arkadaşlarım var. Hepsinden öğrendiğim ve beslendiğim farklı farklı noktalar var.
23. Türkiye’de oyunculuk zor mu?
Oyunculuk çok evrensel bir şey bence. Yapması daha zor veya kolay diyemem. Farkları tabii ki var, ama bana göre en büyük ayrımı senaryosal anlamda görüyoruz. Yazılanlar, oynananlar, seyircinin bekledikleri çok daha farklı. Yine de bu işi Türkiye’de yapıyor olmaktan gurur duyuyorum. Ülkemizden çıkan işler dünyanın bir çok yerinde seyrediliyor.
24. Oyunculuk şu an yaşamının neresinde?
Tam olarak merkezinde diyebilirim.
25. Daha çok dram mı komedi de mi rol almak istersin? Oynamak istediğin roller var mı? Yerli yabancı beğendiğin oyuncular kimler?
Yani bence ikisinin de temeli çok benzer. Dramı veya komediyi çok iyi oynayanlar, diğerinde de çok başarılı oluyorlar gibi gözlemliyorum. Ama bu soruya cevabım dram sanırım. Güzel bir gençlik işinde kötü ve derinlikli bir karakteri canlandırmak isterim. Hafif psikopat tadında da olsun, ha bir de insanlara kendilerinden bir şey hatırlatsın. Türkiye’de hem yakından tanıdığım ve çok sevdiğim, hem de duruşunu örnek aldığım isimlerden biri Kerem Bursin. Toplum duyarlılığı konusunda da takdire şayan. Yabancılar da her işini severek izlediğim Evan Peters var .. efsane karakterler yaratıyor.
26. On yıl sonra meslek de kendini nerede görüyorsun?
Kendimi, az önce de bahsetmiş olduğum gibi içime sinen karakterleri canlandırırken seyretmek istiyorum. O yarattığım karakterler ve ulaştığımız seyircinin desteğiyle öncelikle Altın Kelebek ve belki daha sonra başka güzel ödüllerle, motivasyonumun taçlandırıldığı bir kariyerde görüyorum.
27. Hobilerin neler?
Sosyalleşmek en büyük hobim. İmkanım oldukça yüzmek veya tenis oynamak, dans etmek. Bir süre hip-hop stili dans eğitimi almıştım. En kısa zamanda ‘devam edeceklerim listesinden’ çıkarıp geri döneceğim dansa.
28. Gelelim en özele ‘AŞK ‘ Efe Eroğlu’na ne ifade ediyor?
Aşk’ı zaaf olarak gören biri değilim. Bir olabilmek bence, egolarından sıyrılıp saf sevgiyle bakabildiğin bir şey. Çok ilkel olmasına rağmen çok zevkli. Bence ben henüz o büyülü aşk’ı yaşamadım, benimkiler aşkcık’lardı. Hayatın bana sunacağı sürprizlere her zaman kapım açık.
29.Var mı yeni projeler?
Görüştüğümüz yerler oldu, güzel giden şeyler var. Sürprizini kaçırmayalım, hem benim içime sinen hem de seyircinin seveceği bir iş olsun.
‘Kadın Hikayeleri’ başlıyor!
Almula Merter Churm, Arzu Yanardağ, Seren Fosforoğlu, Şebnem Özinal ve Yeşim Gül hepsi sahnelerin en güçlü kadınlarından, ‘Yüksek Ökçeler Ses Oyuncuları’ ‘ Kadın Hikayeleri ‘ adlı interaktif bir oyun ile 11 Kasım akşamı Şile’ de sahneye çıkıyorlar.
Oyunda 7’den 70’e hüzün, mutluluk, başarı, gözyaşı, aşk, evlilik, aldatma, neşe, acı her şey var. Kadın Hikayeleri’ni Elif Bengü Bozdemir yazmış, halende yazıyor. Teymuralp Merter müziklerini düzenlemiş. Ve her gün yeni hikayeler katılıyor.
Bildiğimiz konular ama ben çok merak etmeye başladım şimdiden Kadın Hikayeleri’ni özellikle interaktif oluşu dikkat çekici. Oyun Radyo Tiyatrosu günlerini sahneye taşırken sürpriz isimler, seyircilerin kendilerini sahnede bulması olası.
Kadın Hikayeleri Şile’den sonra 16 Kasım Ataköy Yunus Emre, 20 Kasım Ankara, 25 Kasım Kozzy, 09 Aralık Duru Tiyatro, 18 Ocak Ankara, 25 Ocak Bursa da sahnelenecek, oyun takvimi ise gün geçtikçe artarak çoğalıyor.
Caddebostan’da Vakıf Tenis Cafe!
İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Caddebostan'da sahil kısmında yeşillikler içerisinde bir yer Vakıf Tenis Cafe.
16 yıldır Turizm Otelcilik mezunu olan Tufan Özgenler tarafından işletiliyor.
Şehrin içinde ama şehirden uzaklarda bir yer gibi olan mekanda gün kahvaltı ile başlıyor.
Speciyaller nefis mesela mantı, anne köftesi, mezeler, vakıf kebap özellikle Tiramusu'su vazgeçemediklerimden.
Ama şayet kalmışsa personel yemeği affedilmez Vakıf Tenis Cafe’nin.
Bu arada kar yağdığında bahçesindeki sıcak şarap & sucuk ekmek ikilisi muhteşem.
Vakıf Tenis Cafe’de her an popüler isim görme ihtimali de var; Barış Falay, Esra Ronabar, Tolga Sarıtaş, Ayça Varlıer, Ali Sunal, Aras Aydın, Ahu Sungur, Şencan Güleryüz, Taro Emir, Tayanç Ayaydın, Ece Üner, Deniz Bayramoğlu bunlardan bazıları.
Yepyeni ‘YAPRAK DÖKÜMÜ’
1940’lu yılların Türkiye'sinde geçen Ali Rıza Bey ve ailesinin hikayesini bilmeyen yoktur, Reşat Nuri Güntekin’in bu başarılı romanı ‘ Yaprak Dökümü’ kaç kere filme alındı, kaç kere tiyatro sahnesine çıktı. Ve her seferinde de beğenilerek izlenildi.
Kedi Sahne bu kez, romandan yeni bir uyarlama ile sahneye taşımış eseri Hakan Altıner hem yönetmen hem de Ali Rıza Bey olmuş, ve Hayriye Hanım Türk Tiyatrosunun duayen isimlerinden Suna Keskin yine muhteşem yine harikulade, Maaşallah bu sezonda iki oyunda birden dolu dolu sahnede, Orçun Kaptan, Damla Cercisoğlu Kaptan, Kahraman Sivri, Pınar Ataer, İlkyaz Kocatepe, İrem Uğural, Selda Özbek, Tayfun Yılmaz, Sadi Özen, Barış Özkoçak ve Yüksel Yalova rol alıyorlar.
Kedi Sahne’ye tiyatro sahnesinde şık bir ayrıntı yaratmış, oyunun finalinde künye sahne arkasında jenerikten akıyor, ve oyun içinde dönemin gazeteleri haberleri ile jenerikten geçiyor.
Yeni Yaprak Dökümü’nü beğendim iki perde oyunda Ali Rıza Bey’in ailesinin hikayesi tempolu bir şekilde seyirciye yansıyor.
‘Yaprak Dökümü’ 6 Kasım da İzmir’de turne programına start verdi. 18 Kasım Duru Tiyatro, 19 Kasım Bursa, 20 Kasım Trump Sahne, 06 Aralık Ankara, 07 Aralık Adana, 08 Aralık ŞanlıUrfa, 09 Aralık Gaziantep, 10 Aralık Mersin, 11 Aralık Kayseri, 12 Aralık Ankara, 25 ve 28 Aralık tarihlerinde Trump Sahne’de sahnelenecek.
Özgür Aras’ın Ev. Harbiye adlı mekanı açıldı!
Ev. Harbiye’de geçtiğimiz hafta açıldı, öyle şık bir davetiye gelmişti ki, gitmeden olmaz idi Cuma akşamı ev sahibi Özgür Aras ‘dan sonra ilk biz oradaydık.
Başarılı işletmeci, yazar, menajer, danışman Özgür Aras Klein Entertainment ile ortak projeye imza atarak Ev. Harbiye’yi faaliyete geçirmişler. Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi geceleri saat 23.00 de kapılarını açacak olan mekan sabahın ilk ışıklarına kadar İstanbul gece hayatına şimdiden merhem olmaya başladı bile.
Mimar Uraz Tekgöz’ün bir evin salonu gibi dekore ettiği Ev. Harbiye Şef Ahmet Faruk Kılıç’ın menüsünden hazırlanan pazı sarması, mantı ve çorba ile gece eğlencesine renk katmış. Özlenen o İstanbul gecelerini yakaladığım mekanda Dj Ogün Haksever’in ritmik şarkıları ile kimse yerinde duramadı diyebilirim. Özellikle Hande Yener ve Tarkan şarkılarında Ev. Harbiye ahalisi pek neşeli idi.
O gece Ev. Harbiye’de radyocu Emel Yalçın’ın doğum günü kutlaması vardı. Murat Aşık, Doğan Can Özadlı, Ayşegül Mermer, Banu Kumbasar, Serhat Tekin, Fatih Ertür gözüme çarpan isimler oldu.
Yaptığı işler ile her daim başarısına başarı katan Özgür Aras yıllar evvel İstanbul gecelerine armağan ettiği Eelence, Ablam Bodrum da faaliyete geçirdiği mekanlardan sonra bu kış Ev. Harbiye ile adından epey söz ettirecek.
2. Kocaeli Film Festivali devam ediyor!
03 Kasım da başlayan 2. Kocaeli Film Festivali tüm hızıyla devam ederken 5 Kasım Pazar akşamı Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün katkılarıyla Kocaeli Şehir Tiyatroları Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleşen törende "uzun metraj belgesel", "kısa film", "animasyon" ve "öğrenci filmleri" ile "en iyi kadın oyuncu" ve "en iyi erkek oyuncu" kategorilerinde ödüller sahiplerine verildi.
Geccede, Kocaeli Sanayi Odası Oda Orkestrası konseri ile Türkan Kandıralı klarnet taksiminin ardından ödül törenine geçildi.
Festivalde, uzun metraj yılın kadın oyuncu ödülü Hazar Ergüçlü'ye, uzun metraj yılın erkek oyuncu ödülü Barış Falay'a, kısa film dalı en iyi kadın oyuncu ödülü Güliz Gençoğlu'na, kısa film dalı en iyi erkek oyuncu ödülü Ahmet Kaynak'a takdim edildi.
Ayşe Kökçü ile Gökhan Mete yaşam boyu onur ödülü, Nazlı Tosunoğlu ile Bülent Emin Yarar sinema emek ödülü, Aydın Sigalı ise sanata emek ödülüne layık görüldü.
Yarışma jürisi, Önder Esmer'in yönettiği, "Aşk Ateş ve Anarşi Günleri" ile Fırat Özeler'in "Kavur" filmlerini uzun metraj en iyi belgesel olarak belirledi.
Ali Rıza Bayazıt'ın yönettiği "Teamül" en iyi kısa film, Can Baran "Apartman Boşluğu" ile en iyi öğrenci filmi, Selçuk Ören ise "Labiret" ile en iyi animasyon filmi ödülünü aldı.
Kocaeli Ağaç Denizi Sanat Derneğince düzenlenen "2. Kocaeli Film Festivali" 9 Kasım Perşembe akşamı bitecek.