• 17 OCAK Cuma 12:26
  • HV
Advert

Emre Altuğ ve ‘Bir Pop Masalı'

Caner Ural
Caner Ural
Yayın Tarihi : 30-12-2024 18:22

Pop müziğin ve ekranların başarılı ismi Emre Altuğ, “Bir Pop Masalı” projesiyle 22 Şubat akşamı  Zorlu PSM Tukcell Sahnesi’nde müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.


Son dönemde Star Tv ekranlarında yayınlanan Yalı Çapkını dizisinde rolü ile  de dikkat çeken aynı zamanda başarılı bir tiyatro geçmişi olan Altuğ oyunculuk ve şarkıcılık yeteneklerini bu projeyle sahnede birleştirmeye hazırlanıyor, 1950'li yıllardan günümüze 70 yıllık Türk pop müzik tarihini içinde barındıran aranjmanlardan oluşan repertuarı ve sahne şovlarının yanında efsaneleşmiş pop şarkılarını eğlenceli hikayeleriyle de Bir Pop Masalı’nda izleyenlere çok özel bir gece yaşatacak. 



Emre Altuğ, Bir Pop Masalı projesinde, Türkçe sözlü hafif batı müziğinin miladı kabul edilen 'Bak Bir Varmış Bir Yokmuş'tan 'Sesiz Gemi'ye, 'Kim Ne Derse Desin'den 'Senden Benden Bizden'e kadar Türk pop müziğinin 70 yıllık tarihini 120 dakikaya sığdırdığı bu özel gecede sevenlerine benzersiz duygular yaşatacak.

Emre Altuğ, Alpay'dan Athena'ya, Nilüfer'den Ajda Pekkan'a müziğin yıldız isimlerinin unutulmaz şarkılarını 20 kişilik 'big band' orkestrası, 40 kişilik kadın korosu ve 10 kişiden oluşan dansçı ekibiyle Zorlu PSM’yi bir karnaval alanına dönüştürecek.

Emre Altuğ’un, 22 Şubat’ta Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde hayranlarına unutulmaz bir performans sunacağı Bir Pop Masalı konserinde sanatçının dünden bugüne sevilen şarkıları ile geçmişe yolculuk taşınacak gibi.

 

‘ Adım Adım Kısa Film Yolculuğu’

Zor Anlarda Nasıl Parlarız?” temasıyla yola çıkan Adım Adım Kısa Film Yolculuğu, özgün anlatılar ve karakterler aracılığıyla, girişim, cesaret ve umut dolu hikâyeleriyle izleyicileri etkileyecek ve dönüştürecek hikâyeleri bekliyor.



WOW STUDIOS’un yapımcılığını üstleneceği ve Türkiye’nin en önemli ışık ve kamera kiralama şirketlerinden ORION’un teknik desteğiyle çekilecek filmler, Aralık 2025’te derleme bir eser içerisinde antoloji olarak GAİN kanalında seyirciyle buluşacak.

Yerli sinemanın yeteneklerini keşfetme ve destekleme misyonuyla 2023’te kapılarını açan WOW Studios’un bu yıl başlattığı Adım Adım Kısa Film Yolculuğu, sinemamızda özgün sesleri keşfetmek, sektöre yenilikçi senaryo yazarları ve yönetmenler kazandırmak ve nitelikli kısa film projelerinin yapımını üstlenerek onları izleyiciyle buluşturmayı amaçlıyor. WOW Studios yetkilileri bu girişimi, içerik üretim alanında yeni seslerin parlaması için değerli bir fırsat olarak tanımlıyor ve yükselen yetenekleri desteklemeye ve onların etkileyici hikâyelerini hayata geçirmeyi hedeflediklerini bildiriyorlar.

Katılımın ücretsiz olduğu projeye, 31 Ocak 2025 tarihine kadar 18 yaş üstü tüm yönetmen ve senaristler, 20 sayfayı geçmeyen kısa film senaryolarıyla başvurabilecekler.

 

Mehmet Cemil ile  Edebiyat  Suareleri!

Yaklaşık bir buçuk yıl evvel Soho House da  İstanbul Film Festivali Direktörü Kerem Ayan ile yine Gecce için röportaj  yaparken tanışmıştım  Mehmet Cemil ile, samimi içten  duruşu ile dikkatimi çekti hatta Ayan ile  fotoğraflarımızı  kendisi çekmişti o gün, konuşmuştuk ama ne iş yaptığını sormamıştım kendisine  daha sonraki süreçte aslında edebiyat öğretmeni olduğunu, aynı zamanda edebiyat severler ile edebiyat söyleşileri yaptığını öğrendim. Kendi kurduğu Velhasıl Akademi’de hayatının edebiyat  olduğunu öğrendim bir anda. Şu sıralar sosyal medyada herkes Mehmet Cemil  ile  Edebiyat  Suarelerini konuşuyor.



7 Ocak itibari ile Şubat  ayı sonuna kadar her Salı Beyoğlu Minoa Pera Sahne’de dünya edebiyatı’nın önemli yazarlarının seçkileri ile  edebiyat severler ile beraber olacak Mehmet Cemil. Aslında hepimizin bu tür etkinliklerde bulunması biraz ruhunu dinlendirip hayatın kaos’undan kurtulması gerekli değil mi? İnteraktif bir söyleşi olan Mehmet Cemil ile Edebiyat Suarelerine pek yakında bende katılacağım.

 

Mehmet Cemil ile Edebiyat Suareleri Programı;

7 Ocak 2025 Salı: KOLERA GÜNLERİNDE AŞK - G.G.Marquez

14 Ocak 2025 Salı: SİMYACI - P. Coelho

21 Ocak 2025 Salı: BOZKIRKURDU-H. Hesse

28 Ocak 2025 Salı: ÜSTAT ile MARGARİTA - Bulgakov

4 Şubat 2025 Salı: GÜLÜN ADI - Umberto Eco

11 Şubat 2025 Salı: DOPPLER - Erlend Loe

18 Şubat 2025 Salı: SESSİZ BAHAR- Rachel Carson

25 Şubat 2025 Salı: KÜÇÜK ŞEYLERİN TANRISI - Arundathi Roy

 

Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar!

Uzun yıllar gazeteci olarak ekonomi haberleri yazan Henize Nilgün Karataş, ilk romanı ‘Defne ya da Bazı Tuhaf Hayatlar’ ile kitapçılarda.

Gerçek ile kurguyu, geçmiş ile geleceği bir araya getiren kitap  A7 Kitap etiketiyle piyasaya çıktı. Roman da  hayatın tuhaflıkları üzerinden okurunu farklı yaşamların tanıklığına davet ederken herkese kendi hikayesine sahip çıkması gerektiğini hatırlatıyor. Kadın cinayetlerinden toplumsal cinsiyet rollerine, aşkın yıkıcılığından geçmiş travmaların sarsıntısına kadar birçok temayı post modern bir anlatıyla okuruna sunuyor. Bunu yaparken bilim ile büyüyü, gelecek ile dünü, aşkı, fedakarlığı ve tüm yakıcı duyguları iç içe geçiriyor.



Yazarı H. Nilgün Karataş’ın “üç kişilik bir iyileşme hikayesi” dediği roman, kadın cinayetlerinin sembol isimlerinden Şule Çet ile aynı gün, aynı saatlerde bir camdan kuleden düşen ya da atılan, ancak günlerce komada kaldıktan sonra hayata tutunan Defne’nin hikayesini merkezine alıyor. Uyandığında 2222 yılından gelen bir interseks performans sanatçısı olduğunu iddia eden Defne’ye kendini bulma yolculuğunda ablası Selma Rıza ve komşusu Servan eşlik ediyor.

Romanda, birden fazla anlatıcı bulunuyor. İki ayrı anlatıcıdan dinlediklerini tek bir anlatıya dönüştüren isimsiz anlatıcı, Defne’nin tuttuğu kayıtlardan da yararlanarak okuru bir nevi zaman yolculuğuna çıkarıyor. Alt metninde kadın cinayetlerinin ve patriarkal düzenin etkilerini sorgulayan roman, bir sarkaç gibi 2018 Türkiye'si ile 2222’nin Mauna Kealand’ı arasında gidip geliyor ve okuruna mitolojiden psikolojiye, telepatiden lusid rüyalara, astrolojiden metafiziğe iç içe geçen, çok katmanlı bir dünyanın içine çekiyor.

 

Çoğunlukla Bazen prömiyer yaptı!

Çoğunlukla Bazen Avusturalya'lı yazar Kendall Feaver’ in yazdığı Semih Değirmencinin çevirdiği, başarılı oyuncu  ve yönetmen Barış Gönenen’in yönettiği Anna ve annesi Röne’nin hikayesi.



Oyunda sekiz yaşındayken babasının ani ölümünden sonra ağır bir depresyon yaşayan Anna’nın kendi iç hesaplaşmaları  anlatılıyor.

İlk defa izlediğim Anna karakterindeki Sena Kurdoğlu  gerçekten çok başarılı, sahne için epey  gelecek vaad ediyor, arkadaşı rolündeki Ulaşcan Kutlu da keza öyle,  Anna’nın annesini oynayan tiyatronun ve ekranların ödüllü ismi Selen Uçer her projesindeki gibi sahnesinde devleşiyor adeta….. Psikolog karakterini canlandıran İdil Yener’de role cuk oturmuş bir oyunculuk sergiliyor Çoğunlukla Bazen ‘de….

Zerrin Oğlağu ‘nun  danışmanlık yaptığı oyunda psikiyatri bilimini küçük bir çocuğun zorlu yaşamı sahneye taşınıyor.

Oyun 16 Ocak tarihinde  House of Performance , 24 Ocak da ise Baba Sahne’de  seyirci ile buluşacak.

 

Rönesans Dehası Leonardo Da Vinci Keşif Sergisi!

Leonardo da Vinci’nin eserlerinin ve belgelerinin yer aldığı “Rönesans Dehası Leonardo Da Vinci Keşif” sergisi Emirgan’da bulunan  İstanbul Lale Müzesinde  15 Ocak 2025 tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak. Dünyada tek alanda açılan en kapsamlı Da Vinci sergisi olan “Rönesans Dehası Leonardo da Vinci Keşif”, sanatçının dünyasına derinlemesine bir yolculuk sunuyor.



Geçtiğimiz günlerde sanatçı Seren Fosforoğlu’nun daveti ile ünlüler  ve çocukları ile İstanbul Lale Müzesinde idiler.  Rönesans Dehası Leonardo Da Vinci Sergisi gezilirken, ressam Yiğit Yazıcı’nın atölyesine katıldı davetliler.

Seren Fosforoğlu açılış konuşmasında ,

“Yıllar önce çocukken ben Floransa’da gezmiştim Da Vinci  sergisini,  şimdi ülkemizde görmek heyecan verici oldu. Sanat ve bilimle buluşmak bir vizyon işi.  İstanbul Lale Müzesi buna vesile olduğu için çok şanslıyız. Özellikle sanatla buluşarak büyüyen çocuklar hayatta duygusal anlamda daha özenli oluyor. Dünya’ya farklı açılardan bakıyor ve değer biliyor.” dedi.

Davetliler arasında o gün Janset,  Janset, Zeynep Özyağcılar, Erdal Güvenç, Bekir Aksoy, Melis Dilmener, Emine Töredi, Ayfer Baş gibi isimler de vardı

 

Acı Kahve 3 Ocak’ta sinemalarda!

Başrollerinde Nazan Kesal, Buçe Buse Kahraman, Reha Özcan, Şerif Erol, Atay Yıldız, Benian Dönmez ve Name Önal’ın yer aldığı, senaristliğini  ve yönetmenliğini   Soner Sert’in yaptığı Rodin Film yapımı Acı Kahve, Ekim ayında gerçekleşen 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden sonra 3 Ocak 2025  Cuma günü vizyona giriyor.



Film, nişan töreni için bir araya gelen iki ailenin başından geçen trajikomik olayları konu alıyor. Zengin oyuncu kadrosuyla sinema severlerin ilgisini çekmeyi başaran Acı Kahve, genç ve dinamik bir ekiple tecrübeli oyuncuları bir araya getiriyor.

3 Ocak akşamı Levent  Kanyon’da  gerçekleşecek özel gösterim sonrası  Acı Kahve filminin başrol oyuncusu Nazan Kesal, moderatörlüğünü Ercan Kesal’ın yapacağı söyleşide seyirci ile buluşacak.

Evlilik öncesi ritüellerin işlendiği  ‘Acı Kahve ‘ de  takı pazarlığından sarma tarifine, toplumsal cinsiyet rollerinden sosyal meselelere kadar birçok konuyu ele alıyor.

Yönetmen Soner Sert, "Kız isteme organizasyonu" olarak tanımlanan bu etkinliklerde birçok kez bulunduğunu belirterek, "Bu etkinlikler bir performans sanatını andırıyor. Aileler birbirlerini dürüst, çalışkan ve erdemli olduklarına dair ikna etmeye çalışıyor. Halbuki gerçek öyle değil. İnsanlar zaafları ve çelişkileriyle var olurlar." diyerek filmin temel tartışmasının sahtelik olduğunu vurguladı ve bu tema üzerinden küçük burjuva taşlamasına giriştiğini ifade ediyor.

  • Etiketler