• 08 TEMMUZ Salı 05:42
  • HV

Orman Yangınları ve Gastronomi: Coğrafi İşaretli Ürünler Yanarken

Gürkan Boztepe
Gürkan Boztepe
Yayın Tarihi : 30-06-2025 11:33

Dünyanın dört bir yanında orman yangınları her yaz manşetleri süslüyor. Ancak çoğu zaman gözden kaçan gerçek şu: Bu yangınlar sadece ormanları, ağaçları veya vahşi yaşamı değil, aynı zamanda sofralarımızdaki kimliği, tadı, kokuyu da kül ediyor. Özellikle coğrafi işaretli ürünler, yani yalnızca belli bir bölgeye has, o bölgenin toprağı, iklimi ve kültürüyle yoğrulmuş lezzetler, yangınlardan geri dönülmez şekilde etkileniyor.

Coğrafi İşaretli Bir Zeytin Ağacının Yanması, Yüzyılların Kaybıdır

Örneğin Türkiye’de Milas Zeytinyağı, Ayvalık Zeytinyağı, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini coğrafi işaretlidir. 2021’deki Muğla yangınları sırasında Milas’taki asırlık zeytin ağaçlarının yanması sadece ekonomik bir kayıp değildi. Bu ağaçlar, o toprağın tarihini, minerallerini, rüzgarını, nemini, güneşini meyvesine yükleyen canlı arşivlerdi. Bir zeytin ağacı ortalama 100 yıl, bazen 1000 yıl yaşar. Birkaç günde kül olan bu ağaçlar, nesiller boyu aktarılacak lezzetleri de beraberinde götürdü.

Yangınlar Sütü, Peyniri ve Balı da Yakıyor

Orman yangınları sadece bitkilere değil, hayvancılığa da darbe vuruyor. Türkiye’nin çam balı üretiminin yaklaşık %90’ını sağlayan Muğla’da, Marmaris ve Köyceğiz’de yanan çam ormanları arıların yaşam alanını yok etti. Çam balı, çam ağaçlarının kabuğunda yaşayan “marchalina hellenica” adlı böceğin salgısından elde edilir. Yani çam ağacı yoksa, çam balı da yok. Aynı şekilde keçi sütü ve koyun peyniri üretimi de yangınlardan etkileniyor; çünkü hayvanlar ya telef oluyor ya da meralar kül olduğu için beslenemiyor.

Yunanistan’da Evia yangınları, adanın ünlü keçi peynirlerini tehdit etti. İtalya’da ise Calabria bölgesinde çıkan yangınlar, Bergamot portakalı bahçelerini yaktı. Bergamot sadece aromaterapi değil, aynı zamanda İtalyan gastronomisinde reçellerden likörlere kadar önemli bir coğrafi işaret ürünüdür.

Avustralya ve Kaliforniya: Şarapların Dumana Teslimi

Avustralya’nın Black Summer yangınları ve Kaliforniya Napa yangınları, şarap sektörüne de ağır darbe vurdu. Üzümler duman hasarı aldığı için şaraplar “yanık, isli” tat profiline büründü. Birçok üretici yüzbinlerce litre şarabı imha etmek zorunda kaldı. Oysaki şarap, terroir kavramının yani toprağın, iklimin, coğrafyanın doğrudan ifadesidir. Duman, bu ifadenin üzerini siyaha boyadı.

Endemik Otlar, Mantarlardan Bal Arısına Kadar Sessiz Kayıplar

Orman yangınları, gastronominin gizli kahramanlarını da yok ediyor. Fransa’nın Provence bölgesinde lavanta tarlalarının çevresindeki yangınlar, lavanta balı üretimini sekteye uğrattı. Türkiye’de ise kekik, adaçayı, dağ çayı gibi şifa bitkileri, yangınlarla birlikte yanıp yok oldu. Özellikle orman altı mantarları ve trüf türleri, hem biyolojik hem gastronomik zenginlik olarak büyük kayıplara uğradı.

Yangının Soframıza Faturası

Orman yangını, sadece çevresel değil, gastronomik bir felakettir. Coğrafi işaretli ürünler bir yörenin DNA’sıdır; orada yetişir, orada yaşar, orada tat bulur. Yangın bu ürünleri yok ettiğinde, aslında o bölgenin kültürel kimliğini de küle çevirir. Bir ürünün yok olması demek, ona bağlı yemeklerin, reçetelerin, hikayelerin de unutulması demektir.

Gastronomi Turizmi İçin Yeni Bir Görev

Bugün gastronomi turizmi, sadece lezzet peşinde koşmak değil, o lezzetin sürdürülebilirliğini korumak zorunda. Restoranlar, oteller, turizm organizasyonları artık menülerine, programlarına “yangın sonrası destek projeleri” ekliyor. Örneğin Avustralya’da bazı restoranlar, yangından etkilenen üreticilerin ürünlerine menülerinde yer veriyor. Türkiye’de de zeytin, bal ve keçi peyniri üreticilerine doğrudan destek veren gastronomi platformları kurulmaya başladı.

Son Söz

Bir orman yangını çıktığında, yanan her ağaç sadece gölge değil; bazen bir bal kovanı, bazen bir peynirin aroması, bazen bir reçetenin en önemli malzemesidir. Coğrafi işaretli ürünler, toprağın lezzete yazdığı mektuplardır.

Bu haftalık benden bu kadar, kalın sağlıcakla...