Şehir etkinlikleri özellikle belediyelerin sınırlarında yaşayan bireylerin gastronomik farkındalığı arttırmak ve üreticilerin popüleritesini arttırmak için faydalı gibi gözükse de fayda analizi yapılması çok önemlidir.
Ne yatırdık ne aldık?
Bu soruyu her belediye başkanı sormak durumundadır.
Etrafta pek çok belediyenin nitelikli gastronomik etkinliği olmasına rağmen; pek çok belediyenin de niteliksiz etkinliği yer almaktadır.
Bu konuda avantaj ve dezavatajları aşağıda madde madde belirtmek isterim.
Dezavantajlar
*Gereksiz para harcanması
*Gastronomik ürünlerin hedef kitlelere ulaşmaması
*Siyasi şov amaçlı hale gelmesi
*Uluslararası olmaması sebebi ile yerelde kalması
*Yerel basından öteye gidememek
*Özellikle ülkemizin deprem gibi çok zor şartlar geçirmiş olması ile harcana her 1 TL 'nin gerçekten amacına ulaştığının ölçülememesi
*Etkinlik farelerinin beleş yeme içme mekanları içinde gezinmesi
*Belediye başkanlarının oy alma için gastronomiyi alet etme çabaları
*Gastronomi ile turizm kelimelerini birleştirmek için herhangi bir kısa orta uzun vadeli stratejilerinin olmaması
*Gelen şef ve konuşmacıların nedense hep aynı kişiler olması
*Şehre döviz kazandırıcı bir çalışma olmaması
*Yerel üretici ön planda olmaması
*Coğrafi işaretli ürünlerin kurumsallaşıp dünya ile entegrasyonunun olmaması
*Yabancı şefleri ülkemizde idol olarak gösterip özendirmek
*Ürünlerin paket ve kalite standartları sebebi ile Dünya’daki marka restoranlarda satılamıyor olması
Avantajlar ve olması gereken
*Uluslararası etkinlikler yapılması
*Etkinliklerin tek bir noktadan yurtdışı başta olmak üzere Türk şeflerini öne çıkartacak ataklar şeklinde gerçekleştirilmesi
*Ticaret Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı kurumlarının aynı hedefe yoğunlaşması
*Döviz kazandırıcı hizmetler kapsamında gerek belediyeler gerekse koperatiflerin ürünlerinin Gastronomi Turistleri ile buluşmasını sağlamak
*Coğrafi işaretli ürünlerin satışını yabancı şirketlerin tekelinden çıkarmak
*Sosyal sorumluluk projesi kapsamında Türk Kültürü envanteri hazırlanması sadece gastronomi değil de yerel halımızdan nazarlığımıza kadar ürünlerimizi ihracatını gastronomi turizmi ile entegre edilmesi ve yıllık tanıtım statejisi olması
*TGA ve Turizm Bakanlığı kurumlarının olan etkinliklerin içine entegre olması yanısıra ,yurtdışında ölçülebilir ve dernekler ile entegre stratejik çalışmalar yapma çabası içinde olmalı.
*Ülkemizin yurtdışında açılmış Michelin onaylı restoranların ön plana çıkartacak bir stratejimizin olması
*İngilizce bilen değerli şeflerimiz varken yabancı şef hayranlığından kurtulmamız gerekliliği aşılanması
*Ana ürünlerimizin Avrupa Amerika vb. noktalarda doğru sunulduğu ile ilgili sertifkasyon kaliteli standartları belirlenmesi
(Buna örnek olarak Türk döneri Almanya’da nasıl sunuluyor.)
*Ana gastronomik ürünlerimizi Yoğurt-Baklava-Kebap-Lahmacun-Pide vb. kalite standartlarını belirleyip dünyada markalaşma sağlanması
*Yunanistan -İtalya-Peru vb. ülkelerin gastronomi turizmi stratejilerinin masaya yatırılması
*Yurtdışı gastronomik algımız için araştırma raporları hazırlanmış olması
*Verilen hereklamın bedelinin Türk halkı tarafından karşılandığı unutulmadan TGA vb. kurumların detaylı harcama raporlarını web sayfalarında belirtiyor olması .
*Ülkemize gelen Michelin gibi ve gelecek derecelendirme firmalarının hakkaniyetli olup olmadığını masaya yatırmak
Dünya’nın en gastronomik ülkesi olduğuna inandığım ülkemizde Türk Mutfağı'nın hakettiği yerde olması için GTD olarak kimseden yardım almadan 10 yıldan beri çalışmalarımız devam etmektedir. Destek veren 2000 den fazla üyemize içten teşekkür ediyorum.
Bu haftalık benden bu kadar kalın sağlıcakla...