İstanbul'da su durumu, kuraklık ve farkındalık

Gürkan Boztepe

23-01-2023 09:16

İstanbul’da yaşayan birçok insanın bu kemerlerin ne olduğu hakkında bilgisi yok. Her gün onlarca insan su kemerlerinin altından geçiyor. O yüzden kısaca nedir ne değildir anlatayım. Bu teknolojiyi geliştiren ve gittiği her yere inşa eden Roma İmparatorluğu’ydu. İstanbul’a su ulaştıran ilk kemerler de Roma İmparatorları olan Hadrianus ve Valens tarafından yapılmıştı. İstanbul’un fethinden sonra ilk olarak bazı kemerler tamir edilerek kullanılmış, daha sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan’a yeni su kanalları ve kemerleri inşa ettirilmişti.

Taksim ismi nereden: Osmanlı döneminde, civar semtlere su dağıtmak için şu an Taksim Meydanı olan bölgede bir su deposu yapıldı. Depolanan suyu da dağıtmak (taksim etmek) için küçük bir maksem yapıldı. Meydan adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim edildiği" Taksim Maksemi'nden almıştır. 

İstanbul’da su kemeri denilince akla ilk gelmesi gereken, pek çok kişinin muhakkak gördüğü Bozdoğan Kemeri olarak bilinen Taksim yönünden gelindiğinde Unkapanı’nı geçtikten sonra altından geçtiğimiz Valens Kemeri olarak da bilinen su kemeridir. Şehzadebaşı ve Saraçhane bölgesindedir. Yükselti farklarından ötürü suyu aşırmak için bu kemerlerden inşaa edilir ve su, üzerinde bulunan künklerin içinden akar gidermiş. Bizans devrinde daha çok sarnıçlarda toplanırken, Osmanlı devrinde zaman içinde akar su halinde çeşmelerden kullanılır olmuş. Evlerde çeşme bulunmuyor, döneminde sadece izinli olarak kimi paşaların konaklarına çeşme konurmuş. Evler kendi sularını çeşmelerden alabildiği gibi sakalar da evlere servis yaparmış. 

Dönemin padişahı Sultan I. Mahmud bu sıkıntıyı gidermek için Belgrad Ormanı'ndaki su kaynaklarını Levent-Mecidiyeköy üzerinden isale hattıyla İstiklal Caddesi'nin baş tarafına yaptırdığı maksemden verilmesini sağladı (1732-1733); şehrin kuzeyindeki gümrah ormanlarından şehre ilk kez su getiren künkler, teraziler ve kemerler sistemi burada sona eriyor ve depolanan su, köşe başındaki taş bir maksemden, çeşitli yönlere taksim ediliyordu. Meydan ve yakın çevresi adını bu maksemden ve suların buradan taksiminden alır. Bir zamanlar cephesinde "Her şeye su ile hayat verdik" anlamına gelen bir ayetin yazılı olduğu Taksim Maksemi, bugün kurumuş da olsa varlığını sürdürmektedir

Maksemden sonra Harbiye yönüne yüründüğünde görülen duvarın içerisinde Maksemle aynı tarihte inşa edilen ve bir su deposu olarak kullanılmış olan "Taksim Hazinesi" yer alır. Hazinenin duvarı, Cumhuriyet döneminde imar edilmiş ve 1930'ların üslubunda, yarım daire şeklinde, küçüğünden büyüğüne doğru büyüyen raflarla süslenmiştir.

ŞEHRE SU TAŞIYAN SİSTEM

İstanbul’da su kemeri denilince akla ilk gelmesi gereken, Bozdoğan Kemeri olarak bilinen Taksim yönünden gelindiğinde Unkapanı’nı geçtikten sonra altından geçtiğimiz su kemeri. Şehzadebaşı ve Saraçhane bölgesinde duruyor. Yükselti farklarından ötürü suyu aşırmak için bu kemerlerden inşaa ediliyor ve su, üzerinde bulunan künklerin içinden akıp gidiyordu. Bizans devrinde daha çok sarnıçlarda toplanırken, Osmanlı devrinde zaman içinde akar su halinde çeşmelerden kullanılırdı. O zamanlar evlerde çeşme bulunmuyor, sadece izinli olarak bazı paşaların konaklarına çeşme konuyordu. Evler kendi sularını çeşmelerden alabildiği gibi sakalar da evlere servis yapıyordu.

Bozdoğan Kemeri, M.S 378’de yaptırılan Belgrad Ormanı ve civarındaki su kaynaklarından İstanbul içine suyun getirilmesi için yapılan su kanallarının bir bölümünü oluşturuyor. Fatih'ten Unkapanı'na veya tersi istikamette giderken altından geçiyoruz. İstanbul'un fethinden sonra Eski Saray ve Topkapı Sarayı'na su taşımak için kullanılıyordu. İki sıra kemerden oluşan köprü yapıldığında 1 kilometre uzunluktayken bugün 800 metrelik bir bölümü ayakta kalabildi.

BAHÇEKÖY'ÜN SEMBOLÜ I.MAHMUT SU KEMERİ

Bahçeköy’ün içinden Zekeriyaköy’e doğru giderken hemen sağımızda yüksekliği daha az olan Bahçeköy Kemeri‘ni görüyoruz. Kemer, 1731 yılında Sultan I. Mahmut tarafından yaptırılmıştı. Yapıldığı zaman yaklaşık 400 metre olduğu söylenilen kemerin tamamı maalesef zamanımıza ulaşamadı. Kemerin yüksekliği ise yaklaşık 27 metre.

Günümüzde İstanbul’da su durumu:

İstanbul'da kurak geçen sonbahar aylarının ardından Aralık ayında da yağış miktarının az olması nedeniyle İstanbul'a su sağlayan barajlarda doluluk oranları her geçen gün azalıyor. İSKİ verilerine göre bugün ölçülen doluluk oranı yüzde 30.3 olarak kayıtlara geçti. Bu oran son 10 yılın en düşük doluluk oranı olarak kayıtlara geçti. Geçtiğimiz yıl bu tarihlerde barajlardaki doluluk oranı yüzde 52.84 olarak ölçülmüştü.

Belediye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, tüm çevreciler, çevreci geçinenler dahil kuraklık, iklim değişkliği, su kaynaklarımızın azaldığı uyarıları yapsa da İstanbul halkı bu konuda tınlamıyor.

Tınlamasını beklemek zaten saçma; koyun can derdinde şeklinde yaşarken farkındalık yaratmak kolay değil.

Kuralları kendimiz koymalıyız bence işlemiyor. Kuralları seçilmiş STK başkanları, yerel yöneticiler ile birlikte koyacak herkes de buna uyacak.

Mesela su tüketim oranları belki de kişi başı belli olmalı. Ayrıca su ile yapılacak ve yapılmayacaklar belli olmalı. Bulaşıklar vb. konuları hep masaya yatırılması gereken konular.

Bu aynı trafik kuralları gibi olmalı. ABD'de NYC'da makas atmak yasak ve makas atanın aracı kapatılıyor. 40 çeşit millet yaşıyor ve makas atmıyor. Bu konuda demokrasi yok. Çünkü makas atan adam sadece kendisi değil başkalarına da zarar veriyor. Bu konuda ABD toplumun bilinçlenmesini yıllarca beklemek zorunda olmadı. İşte bizim ülkemizde trafikte makas atanlar ve nasıl taksiciler müşteri seçmeye devam ediyor ise cezayı çıkartmak değil de ugulamak herşeyden önemli belki de.

Bu haftalık benden bu kadar, sular kesilmeden bir duş alayım…

Kalın sağlıcakla…

DİĞER YAZILARI Evde yemek 01-01-1970 03:00 Gastroshow 01-01-1970 03:00 Shakira rehberiyle Yunanistan 01-01-1970 03:00 Hamburger ve coğrafi işaretli hamburger 01-01-1970 03:00 Müzik kültürü ve toplum kültürü 01-01-1970 03:00 Yaz geliyor kilo verecek misin? 01-01-1970 03:00 Evcil hayvan gastronomisi 01-01-1970 03:00 İzmir klasik lezzetleri 01-01-1970 03:00 Marka olmak 01-01-1970 03:00 Doğru bildiğimiz yanlışlar 01-01-1970 03:00 Ordu Ünye'de gastronomi ve turizm 01-01-1970 03:00 Avrupa sosyetesi nerede? 01-01-1970 03:00 Zengin yoksul 01-01-1970 03:00 GTD, Türkiye gastronomisine değer katanları ağırladı 01-01-1970 03:00 Türk gastronomisi uzayda! 01-01-1970 03:00 40 önemli bilgi 01-01-1970 03:00 Gastronomik önemiyle dikkat çeken 5 kitap 01-01-1970 03:00 2023'ün EN'leri listesi 01-01-1970 03:00 2024 Markalaşma Yılı 01-01-1970 03:00 İzmir'de neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Sofra Adabı ve Asalet 01-01-1970 03:00 Napolyon 01-01-1970 03:00 Kalbim Malta'da kaldı 01-01-1970 03:00 Burçlar hangi yemekleri sever? 01-01-1970 03:00 Michelin ve Türk Mutfağı'na saygı! 01-01-1970 03:00 Hygge Felsefesi nedir? 01-01-1970 03:00 Kopenhag'da bir gecce 01-01-1970 03:00 Veni Vidi Vici 01-01-1970 03:00 Kültür manyağı yaparım 01-01-1970 03:00 Son Akşam Yemeği'nin hikayesi 01-01-1970 03:00 Hoş geldin Ekim 2023 01-01-1970 03:00 İstanbul'da neler oluyor? 01-01-1970 03:00 Gastronomi turizmi için şehir etkinliklerinin önemi 01-01-1970 03:00 Anadolu kadınına döviz kazandırmak 01-01-1970 03:00 Emlak sektörü ve gastronomi 01-01-1970 03:00 Personel sorunu & Patron sorunu 01-01-1970 03:00 Ünlüler ne yemek sever? 01-01-1970 03:00 3 günde Tokat 01-01-1970 03:00 Motor kültürü 01-01-1970 03:00 Gastronomi ve sanat 01-01-1970 03:00 İzlemeniz gereken iki film 01-01-1970 03:00 Neden eski müzikler 01-01-1970 03:00 2 Michelin Yıldızlı şefin en iyi tabağı: Domates 01-01-1970 03:00 Bayramlara bakış açısı 01-01-1970 03:00 Fethiye bayramlıkları 01-01-1970 03:00 Bodrum, neden Bodrum? 01-01-1970 03:00 İstanbul'da etkinlik yoğunluğu 01-01-1970 03:00 Bodrum-Çeşme nereden çıktı? 01-01-1970 03:00 Atatürk'ün hayatını kurtaran saat 01-01-1970 03:00 Mutfak yangınları 01-01-1970 03:00 Şehirleri marka yapan restoranlar 01-01-1970 03:00 Peru Gastronomisi 01-01-1970 03:00 Anneler Günü'nün bilinmeyen hikayesi 01-01-1970 03:00 Topkapı Sarayı 01-01-1970 03:00 Paskalya Bayramı ve Ukrayna 01-01-1970 03:00 İstanbul semtlerinin isimleri nereden geliyor? 01-01-1970 03:00 Hobin kadar konuş 01-01-1970 03:00 Evde Somon ve Morina kalmamış Oslo'ya gittim! 01-01-1970 03:00 Başka bir Çanakkale Zaferi 01-01-1970 03:00 İzmir'de bir günde ne yenir? 01-01-1970 03:00 Sophia Loren ve favorisi Ristorante Apollianare 01-01-1970 03:00 Sevimli dostlar; köpeklerimiz, kedilerimiz 01-01-1970 03:00 Neden Anadolu? 01-01-1970 03:00 Deprem gerçeği! 01-01-1970 03:00 Amerika havası 01-01-1970 03:00 Tiyatro 24 TL, kahve 50 TL: "Veba" 01-01-1970 03:00 İstanbul'da gezilecek yerler 01-01-1970 03:00 Yaşlandığını nasıl anlarsın? 01-01-1970 03:00 2022'nin En'leri listesi 01-01-1970 03:00 Avatar: Suyun Yolu 01-01-1970 03:00 Gastronomi sözlüğü 01-01-1970 03:00 Christmas ve Noel Baba  01-01-1970 03:00 İstanbul semt isimleri 01-01-1970 03:00 Trüf mantarı 01-01-1970 03:00 Tanımlar 01-01-1970 03:00 Haftalık gelişmeler... 01-01-1970 03:00 Prag'da sonbahar! 01-01-1970 03:00 YEMEK  YEMEK  01-01-1970 03:00 MICHELIN YILDIZI  01-01-1970 03:00 Ne İzleyelim? 01-01-1970 03:00 Trüf mantarı ve Gastronomi  01-01-1970 03:00 Sürdürülebilirlik ve İklim Krizi 01-01-1970 03:00 İHRACAT REKORLARI 01-01-1970 03:00 Amerika Başkanını Covid 19'dan koruyan karamürver ve Kastamonu 01-01-1970 03:00