İtalyan Mutfağı benim sanıyorum ki kırmızı çizgim. Uzak Doğu Mutfağı, deniz ürünleri ve Türk Mutfağı'na da çok düşkünümdür; ama hayatımın sonuna kadar yesem asla bıkmayacağım tek yemek sanırım makarna. Ama tabii karşıma her çıkan makarnadan bahsetmiyorum. Bu kadar düşkün olmama rağmen de sadece İtalyan restoranlarında yemeyi tercih ederim makarnayı. Ve ne şanslıyım ki İstanbul'da, İtalya Mutfağı konusunda birbirinden başarılı pek fazla çeşit var ve hepsi de favorilerimin başında gelir. Bendeki İtalyan tutkusu bu kadar baskın olunca; kısa bir süre önce İstanbul gastronomi sahnesine katılan Oly House'a bir türlü fırsat yaratıp gidememek beni üzüyordu. Geçtiğimiz akşam benim gibi farklı mekanları denemeyi seven, yeni açılan mekanları merak eden, kendisi de harika bir pasta şefi olan arkadaşım Sugar Excuse'un yaratıcısı Merve Yanıkoğlu ile birlikte hiç planımızda yokken birden kendimizi Oly House'ta bulduk.
Uzun yıllar Paper Moon'da çalışmış, hatta Paper Moon'u bugünlere getiren bir isim olan Sezgin Yüce'nin imzasını taşıyan bir mekan Oly House. Son dönemin şaşırtan mekanlarının adresi Küçükarmutlu'da bulunuyor; daha doğrusu Etiler'den Küçükarmutlu'ya tam geçiş noktasında sayılıyor. İstanbul'da son 6 - 7 senedir bu şekilde konumuyla insanı şaşkınlığa uğratan bir çok yeni mekan trendi var biliyorsunuz. Oto sanayinin içinde açılıp yer bulunamayan mekanlar, Reşitpaşa, Armutlu, Kurtuluş.. Örneklerin sayısı bir hayli arttı. Mekanı ararken daha gelmedim sanıyorsun ama bir anda mekan karşına çıkıyor. Ben şahsen inanılmaz keyif alıyorum bu tarz mekanlardan. Konumuna ve manzarasına güvenip aynı güveni lezzeti ve hizmetinde de yaşatan mekanlara sözüm yok. Ama bunların sayısı öyle çok fazla da değil açıkcası. Boğaz manzarasına güvenip lezzetine özen göstermeyen, hizmetinde yukardan bakar bakışlarla hareket eden mekanların sonunu da zaten hep birlikte görüyoruz. Durum geçmişte genelde bu şekilde ilerlediğinden; ben son 5 - 6 yıldır bu gizli kalan konumlarda açılan mekanları daha bir tercih eder oldum açıkcası. Hem o cadde üstü mekanların hengamesinden uzakta olmak hem de biraz daha soyutlanmış bir yerde olmak beni çok daha özel hissettiriyor açıkcası.
İşte tam bu anlattığım sebeplerden dolayı Oly House, bana gerçek bir lezzet mabedi hissiyatı verdi. Şıklığı ve samimiyeti inanılmaz güzel bir uyum içinde sunuyorlar. Bizim gittiğimiz akşam inanılmaz bir yağmur vardı İstanbul'da; tam anlamıyla bardaktan boşalırcasına! Bahçede oturduk ve o yağmurun sesi, duvar gibi kullanılan bambular, minik şıklık dokunuşları, rattan sandalyeleri.. İnanılmaz keyifli bir akşam geçirdik. Gerçekten böyle uzun uzun sohbet edebileceğiniz, rahat rahat içinizi dökebileceğiniz sıcaklıkta bir mekan olmuş. Tabii sanıyorum bizim romantik ortamda yağmurun da payı bir hayli fazlaydı! İç kısımda kalabalık gruplar da vardı, başbaşa romantik bir yemeğe çıkanlarda.. Yani gerçek anlamda her moda, her ruh haline, her beklentiye hitap eden harika bir mekan yaratmışlar.
Gelelim Oly House'un lezzetlerine!
Sezgin Yüce sadece işletmeci yönüyle değil; aynı zamanda yıllardır neredeyse İtalya'nın her bölgesine ve her lezzetine hakim olmasıyla da bilinir sektörde. İtalyan Mutfağı'nın piri diyebilirim yani.. Menüde Kuzey İtalya'dan gelen Ravioli'den muhteşem başlangıçlara, Sicilya usulü pizzalara kadar geniş ve keyifli seçenekler sunulmuş. Ben merak ettiğim ve ilk kez gittiğim mekanlarda tek tabakla kendini sınırlamayı sevmeyenlerdenim. Başlangıç, pizza ve makarna şeklinde bir paylaşımlık sofra kurduk kendimize. Her lokmasında gerçek anlamda o meşhur İtalyan lezzetini, aromasını ve özenini hissediyorsunuz. Porsiyonları da oldukça doyurucu; hatta birden fazla ana yemek söylediğinizde fazla bile geliyor. O kadar ki; kahvemizle gelen inanılmaz hafif efsane Tiramisu'yu bile yemeye tam olarak yer kalmamıştı. Bir dahakine o muhteşem tatlı için yer ayıracağım!