Geçtiğimiz günlerde Yapı Kredi bomontiada'da bulunan Kiva'daydım! Yine yakın bir zaman önce Yapı Kredi bomontiada'ya Kilimanjaro için gitmiştim, o zaman da buranın ambiyansı beni bir hayli etkilemişti. Şehirde bir yağmur & fırtına hava kol gezerken; o yağmur sonrası kokusunun eşlik ettiği bir gün düştü bu sefer de yolum Yapı Kredi bomontiada'ya ve Kiva'ya. İlk adımda bambaşka bir dünya, bambaşka duygular...
Modern nostaljiyi arayanlar için...
Dünya çok hızlı değişiyor; zevklerimiz, hayallerimiz, hedeflerimiz, duygularımız ve biz! Yaşananlar, yaşatılanlar ve hayat... İnanılmaz yıkıcı bir gücün enkazından yepyeni, mucizevi dünyalar yaratma çağındayız. Kendimizi sevmenin, gücümüzü hissetmenin, kendi yolumuzda ilerlemenin güzelliğini yaşamayı öğrendik. O yüzden çaba, cesaret hep baki kalıyor. İşte tam olarak bu duygularla adım attığım Kiva'da geçmişin izleriyle, nostaljinin dayanılmaz hafifliği ile karşılaştım. Şehrin kalbindesiniz; moderniteyle, modern sanatlarla sarılmış sofistike bir Ütopya'nın içindesiniz, çağdaşlıkla ve trendlerle yaratılan bir alandasınız ve tam olarak nostaljinin hayat bulduğu bir sofrada buluyorsunuz kendinizi! Doya doya, tüm keyfiyle yaşanması gereken bir gastronomi ve keyif deneyimi; gelin daha yakından bakalım...
Adım adım Kiva...
Ön bilgilendirmeleri yaparak başlıyorum! İstanbul'da Kiva'nın iki şubesi bulunuyor; birisi Yapı Kredi bomontiadaiçerisinde, diğeri ise "Manzaram Boğaz olsun!" diyenler için Galataport İstanbul'da. Biraz daha sofistike olsun derseniz; benim önerim Yapı Kredi bomontiada olacak...
Yapı Kredi bomontiada'ya girer girmez hemen sağınızda kalıyor Kiva. Minyatür bir botanik patika edasında mekana ilk girişi yapıyorsunuz. Yaz aylarında keyfi, esintisi pek keyifli oluyor ama sonbahar havasını da es geçmeyin derim! Açık alanında her masanın yanında ısıtıcı var. Bir de açık alana rüzgardan ve soğuktan da koruyan, görüntüsüyle bile içinizi ısıtan bir ortam oluşturan büyük bir çadır kurmuşlar. Bu alanda soğuktan etkilenmeden keyfinizi yapabiliyorsunuz. Tabii bir de iki farklı bölümden oluşan iç mekanı bulunuyor; minimal, nostaljik ve ev sıcaklığında bir ortam yaratılmış. Hangi alanda oturmak isterseniz, hepsi inanılmaz keyifli ambiyanslar...
Modern zamanın bin yıllık tariflerle buluştuğu anlar!
Kiva mutfağı öncelikle mezeleri ile dikkat çekiyor. Anadolu'nun gizli kalmış bin yıllık tariflerini özüne sadık kalarak günümüze taşımışlar. Mozaik Anadolu Mutfağı'nın buram buram hissedeceksiniz. Başlangıçlar, mezeler, ara sıcaklar, ana yemekler... Hepsinde ambiyansta karşılaştığınız nostaljiyi bulabiliyorsunuz. Menüyü incelediğinizde ilk karşılaştığınız "Çöplenmelik" başlığı altında; Turşu Tabakları, Şırdan Mayalı İnek Beyaz Peynir, Kırkağaç Kavunu, 10 Yıllık Ezine Peyniri, Soka, Kaymaklı Boşnak Biberi gibi özümüzü yansıtan detaylar göreceksiniz. 'Çöplenmelik' tabiri seçimi çok hoşuma gitti; masaya ilk gelip, diğerlerini bekleyenler olarak düşünebilirsiniz...
Kiva Mutfağı'nın başında ise bu işe büyük emek vermiş ve tutkusu her halinden belli olan başarılı Şef Orhan Akbalık var. Mekanı, mutfağı, tüm detayları o kadar benimsemiş; o kadar büyük bir keyifle anlatıyor ki Kiva'yı; sofraya gelecek tabakları da olduğu gibi şefimize bırakmayı tercih ettik. Kısa bir süre sonrasında ise mezeler teker teker beyaz örtünün üstündeki yerini almaya başladı. Meze çeşitlerine ve detaylarına geçmeden belirtmek isterim ki; mezelerde porsiyonları son derece büyük tutmuşlar. Bu çok hoşuma gitti; bu keyif sofralarının olmazsa olmazıdır mezeler ve elimizi korkak alıştırmak çoğumuzun da hoşuna gitmez.
Kiva'nın yeni menüsünden favori mezeler
Zeytinyağlı Kök Ispanak; altında süzme yoğurt, üzerinde kök ıspanak, domates, yaban mersini ve zeytinyağı! Muhteşem bir tat, yeni menünün ilk favorileri arasında...
Yeni menünün dikkat çekenlerinden biri de Kabak Mezesi, kendisi Kiva'nın en çok tercih edilen mezesi. İçerisinde fırınlanmış kabak, zerdeçallı yoğurt ve üzerinde ise nar, zeytinyağı ve maydanoz! Kesinlikle denemeniz gereken bir klasik..
Ve sofraya gelir gelmez pespembe havasıyla masaya renk katan Pancar Mütebbel! Eğer benim gibi bir pancar hayranıysanız kesinlikle tatmalısınız. Yine yeni menüden. 1,5 saat boyunca fırında pişirilen pancar ile hazırlanıyor. Sonrasında ise kaymak, yanık tereyağı ve süzme yoğurttan oluşan karışımla birlikte harmanlanıyor ve damaklara imzasını atıyor.
Köz Biber Humus ve Girit Ezmesi de meze seçenekleri arasında dikkat çekenlerden...
Ara sıcaklarda başrolde...
Gelelim sofranın lezzet patlaması yaşadığı kısma: Ara sıcaklar! iki farklı damak tadı için iki harika lezzeti denedik. İlki yakından tanıdığımız bir lezzet olan Tereyağlı Ciğer. Ben Ciğeri tam anlamıyla gereğinden fazla seven insanlardanım; gittiğim her mekanda da mutlaka yemek isterim, ama tabii çoğunlukla da hayal kırıklığına uğrarım. Kiva'da bayıldım; içine gizlenmiş karamelize soğan ve pekmez detayıyla tadı damağımda kalanlardan oldu. Ara sıcaklardan bir diğer favorimiz ise denizden geliyor! Denizden Şehriye Pilavı; karidesin kabuğundan yaptıkları özel bir sos ile hazırlanıyor, pilavın içinde ise midye içi, kalamar ve karides bulunuyor. Hem iştah açıcı hem doyurucu!
Ana yemeklerde kömür ateşinin lezzeti!
Mevsimsel lezzetleri ustaca harmanlayan Kiva mutfağı, 6 ayda bir kez menüsünü doğanın döngüsü ve dengesine göre güncelliyor. Yeni menüde ise yine mevsimin en hoş yansımalarını bulmak mümkün. Zengin meze çeşidi tamamen mevsimi takiben hazırlanmış; aynı şekilde ara sıcaklar da... Ben bu keyif sofralarında genelde meze ve ara sıcaklarla o kadar yoğun olurum ki; ana yemeğe genelde fırsat kalmaz. Ama Kiva'da kesinlikle ana yemek için de yer ayırmanızı şiddetle tavsiye ederim. Yine yenilenen menüden harika iki farklı ana yemek seçeneği denedik; Kuzu Pirzola ve Izgara Dana Bonfile! İkisi de muhteşem lezzetler, hem de meşe kömüründe...
Kısaca...
Hayatın tüm güzel detaylarını nostaljik bir şekilde sofralara getirirken günümüzden de en özel parçaları unutmayan bir mekan Kiva. Bu keyfi kesinlikle yaşamalısınız...
