Bilen bilir; Datça’nın dillere destan bir Sarı Yaz’ı vardır. Eylül ve Ekim aylarında nefes aldırmayan sıcaklar geçer, kalabalık şehre çekilir ve Datça’nın en keyifli zamanları başlar. İşte o meşhur Sarı Yaz kapıdayken, size bir Datça bağımlısı olarak harika mekan önerileri ile geldim. Kimini yeni keşfettim, kimisi yıllardır müdavimi olduklarım; kimisinin sahibi ile yıllardır süren dostluklar kurduk, keyifli sohbetler ettik. Yani tüm öneriler birebir yaşanmışlıkları olan öneriler..
Bana göre Datça, görüp görebileceğiniz en nevi şahsına münhasır tatil beldesi. Son yıllarda da tatilcilerin bir anda rotasına giren yerlerin başında geliyor. Ben Datça’nın yoğun sezonu olarak değerlendirilen Temmuz - Ağustos’undansa, Eylül’ünü Ekim’ini hatta kışını daha çok sevenlerdenim. Tabii bu söylediğimi de en iyi Datça’da yaşayanlar anlıyor…
Bahsettiğim yoğun sezon dışında hayatın oldukça dingin aktığı, insanların gerçek anlamda yavaş yaşadığı bir yer Datça. Bu yüzden her anlamda çok kalabalığı da kaldırabilen bir yer değil. Mesela bu yaz, sıcakların tavan yaptığı zamanlarda yoğun kullanımdan dolayı tam 3 gün elektriksiz kaldı tüm kasaba! Elektrik olmayınca su da kesildi tabii… O kadar uzun ve çetrefilli bir yolu bir kaç gün tatil yapıp dinlenmeye, eğlenmeye gelenler için pek de hoş bir durum olmadı! Ellerinde bavullarıyla Datça’dan gidenlerin sayısı bir hayli fazlaydı o günlerde… Bu da turizm açısında oldukça üzücü bir durumdu; ama benim asıl değinmek istediğim işletmeler! Tüm sene bu yoğun sezonun gelmesini bekleyen işletmelerin bu 3 gün içinde o kadar büyük kayıpları oldu ki! Datça’da bu zorluklara karşı durabilecek donanımdaki işletme ve otellerin sayısı oldukça az. Genelde butik oteller, apartlar, minik işletmeler. Onlarında haliyle jeneratörü, 3 gün boyunca yetecek su depoları bulunmuyor. Koca bir sene bekledikleri günlerde, koca bir sezonun zararını ettiler. Ve maalesef karşılarında çözüm bulmayı geç, onları dinleyebilecek yetkililer bile bulamadılar!
Her şeye rağmen, Datça bir başka işte! Temmuz kalabalık ve sıcak geçmişti; şuan Ağustos’ta tekrar yoğunluğu başladı ve sıcaklar gerçekten dayanılabilecek gibi değil. Ama Eylül oldu mu, burası bambaşka bir memlekete dönüşüyor. Eğer ki tatil anlayışınızda birbirinin üstüne geçmiş insanlar, kulakların zarını patlatan müzikler yoksa siz de eminim aşık olacaksınız buraya. Hele ki Eylül’de! Bodrum’un lüks anları, her gün birine gidebileceğiniz Beach Club’ları yok mesela. Partiler, Happy Hours’lar pek tercih edilmiyor. Ama inanılmaz bir doğası, lezzet dolu mekanları, sonsuz güzellikte bir berrak bir maviliği var. Kendi halinde, sakin… Aynı zamanda inanılmaz keyiflerin gizlendiği, harika kalplerin yaşadığı, oksijeniyle hayran bırakan bir hava…
Başlamadan önce: Bu yazımda sadece Datça merkezinde, bir kaç tane koylarında bulunan mekanlardan bahsedeceğim. En kısa zamanda Datça’nın harika konaklama seçeneklerini ve Eski Datça’nın keşfedilmeyi bekleyen mekanlarını da paylaşacağım…
“Datça’yı tam olarak turist gibi değil de, biraz da yerlisi gibi yaşamak istiyorum.” diyenler için harika mekan önerilerim var. Hepsini bizzat denedim ve beni asla şaşırtmayanlar…
Dutdibi Fish Mekan
Rez: 0543 712 92 92
Eğer Datça’ya geldiyseniz, kadeh kaldırmalı keyifleri de seviyorsanız; güneş battıktan sonra mutlaka zaten yolunuz Kumluk Plajı’na düşecek. Burası küçük bir sahil boyunca, adından da anlaşılacağı gibi olduğu gibi altın kumlarla kaplı bir plaj. Sahil boyunca da ağırlıklı olarak balıkçılar ve farklı mekanlar dizilmiş durumda. Gündüzleri bazı mekanlarda denize girebilmeniz için şezlonglar oluyor; ama Kumluk’un asıl olayı güneş batınca başlıyor. Masalar sandalyeler deniz kenarına, kumlara iniyor. Işıklar açılıyor, sahil boyu ışıl ışıl bir ambiyans oluyor.
İşte bu sahil boyunca balık yiyebileceğiniz; mezeli kadehli keyifler yapabileceğiniz en iyi mekan kesinlikle Dutdibi Fish Mekan! Bu sahil boyunca denizde süs yaptıkları ufak bir yelkenli dikkatinizi çekecek; işte o yelkenlinin olduğu yer. Yumuşacık altın kumlar ayağınız altın, Ege’nin içinizi okşayan maviliği hemen yanı başınızda. Tahta masalar ve sandalyelerle; tüm yıl hayalini kurduğunuz o masalsı gecceyi burada yaşayacaksınız. Dutdibi’nin mutfağı da oldukça iddialı. Tamamen mevsimselliği ön planda tutarak günlük olarak hazırlanan mezeleri; her daim taze oluyor. Ara sıcaklar konusunda da Datça’da sınırları en çok zorlayanlar arasında; görmeye alıştığımız Kalamar, Karides’i de bulabilirsiniz, Patlıcan Yatağında Deniz Mahsülleri de! Özellikle ara sıcaklarını kesinlikle denemelisiniz: Saganaki Midye, Yoğurtlu Dil, Bademli Levrek…
Gurme bir deneyim sunarken aynı zamanda ruhunuzu da okşayan bir yanı var Dutdibi’nin. Fonda çalan keyifli ezgilere, denizin minik dalgaları da eşlik ediyor. Kadehler de eğer mutluluğa kalkıyorsa, değmesinler keyfinize. Sevdiklerinizle uzun uzun sohbet edebileceğiniz, yeri geldiğinde hayatı sorgulayacağınız, hüznü de mutluluğu da ağız tadıyla yaşayabileceğiniz bir mekan. Giderseniz sevgili Gürhan’a ve dünya tatlısı eşi Asu’ya benden selam söyleyebilirsiniz; çıkarken de bu kadar keyifli bir mekan yarattıkları için benim kocaman teşekkürlerimi iletirsiniz :)
Cafe Inn
Rez: 0252 712 94 08
Kumluk demişken, bir klasik haline gelen Cafe Inn’den bahsetmemek olmaz! Genel olarak balıkçıyla dolan sahilde, balık dışında bir şeyler yemek isterseniz kesinlikle Cafe Inn’e gitmelisiniz, tabii yer bulabilirseniz. Chef & Owner bir restoran olan Cafe Inn her tabağıyla, her anıyla Datça’nın klasikleşen vazgeçilmezi. Dışardan baktığınızda; denizin hemen kenarında samimi ve mütevazi bir havası var. Ama Cafe Inn’in masalarında yerinizi alıp, önünüze yemekler gelmeye başladığı zaman “Mütevaziliğe de gerek yokmuş!” dedirten bir lezzetle karşı karşıya kalıyorsunuz. Mekanın yaratıcıları tüm zerafetiyle Sibel Hanım ve mutfakta harikalar yaratan eşi Halis Bey; onları gördüğünüzde mekanın zerafetinin de nereden geldiğini anlıyorsunuz zaten. Pastırmalarını kendileri yapıyorlar; efsane! Ağırlıklı olarak Akdeniz Mutfağı olan menüsünde her lokma damaklara imza atıyor; ama özellikle pizzaları oldukça iddialı! Günün zeytinyağlıları da kesinlikle denenmesi gerekenler arasında. Benim Cafe Inn favorim: Karamelize Soğanlı Yaprak Dana Ciğer. 09:00 itibariyle kahvaltı ile güne başlayan mekanın mutfağı 21:30 civarı kapanıyor. Mekan ise 22:30 gibi kapanıyor.
Ve tabii ki canım arkadaşım Kader. Şimdi size Kader’i kısaca anlatacağım ve Cafe Inn’e girdiğiniz anda Kader’in kim olduğunu anında anlayacaksınız. Kendisi Cafe Inn’n demir başı; kalbindeki güzelliğin yüzüne yansıyan nadir insanlardan. Yaklaşık 10 yıldır tanıyorum ve enerjisinin bir an bile düştüğünü, neşesinin azıcık azaldığını hiç görmedim. Misafirlerle tüm içtenliği ve samimiyetiyle ilgilenir, Cafe Inn’i de evi gibi görür. Mekana gelen her müşteri de onun için evine gelen bir misafir gibidir. Datça’da çok mekan gezdim, çok çalışanla konuştum tanıştım ama Kader gibi bir ekip arkadaşını henüz hiç görmedim! Şimdilerde kendi gibi bıcır bıcır, dünya tatlısı bir kızı var; İlkim, onu da mekanda görürseniz yanaklarını benim için sıkabilirsiniz :)
Cafe Inn için gereken hep bilgileri de kısaca veriyim; Pazar günleri kapalılar, yaz sezonunda gitmeden 4 - 5 gün önceden mutlaka rezervasyonunuzu yaptırın yoksa yer bulmanız neredeyse imkansız. Ayrıca sadece öğle ve akşam yemekleri için değil, kahvaltı için de tercih edebilirsiniz; tabii rezervasyonunuzu önceden yaptırdıysanız…
J’ale
Rez: 0541 690 44 84 (WhatsApp üzerinden rezervasyon alıyorlar.)
Datça’da masalların gerçek olduğuna inandıran bir mekan J’ale; hatta mekan kelimesi bile yanında çok basit kalıyor gibi… Karaköy’de, Kairos Marina’da 19:00 itibariyle kapılarını açan bir şarap evi ama ben size biraz daha detay vermek istiyorum; böylece J’ale’nin ruhunu daha iyi hissedebilirsiniz. 2018 yılında Eski Datça sokaklarında hayat bulmuştu J’ale. Mekanın yaratıcısı ise şaraplara olan tutkusuyla bilinen Jale Tekgül; her akşam tüm zerafetiyle mekanda bizzat ilgileniyor misafirleriyle. İlk açıldığı zamanlar Eski Datça sokaklarından tek bir kişi geçmese bile Jale Hanım süslenir, püslenir, hazırlanır ve mekanını açardı. Bazı günler kimse gelmezmiş, bazı günler sadece eş dost; ama o dükkan her gün tüm özeniyle açarmış kapılarını. Zaman içinde de Eski Datça’da hak ettiği başarıyı yakaladı zaten. O zamanlar Eski Datça sofistike yapısıyla dikkat çeken bir Ütopya gibiydi; sonrasında seneler içinde bambaşka bir forma büründü. Durum böyle olunca J’ale’nin vizyonuyla ters düştü bu değişim ve Karaköy’de bulunan Kairos Marina’ya taşındı. Bana sorarsanız inanılmaz doğru bir adım oldu. Marina’nın büyülü ambiyansında, günü batırmak için harika mekan ortaya çıktı.
Ekim Pastanesi
Rez: 0553 239 49 09
Ve karşınızda bir Datça klasiği daha; Ekim Pastanesi özellikle de tatlı konusunda inanılmaz bir dünya sunuyor! Birbirinden güzel tarifleri ve tüm güler yüzüyle Sema Dadaş ve ekibinin harikalar yarattığı bir mekan burası. Datça merkezde, Liman’da minik bir yokuş var; orada konumlanıyor. Butik ve inanılmaz sevimli detaylarla dolu bir pastane. Girdiğiniz anda içinden çıkamayacağınız bir tatlı vitrini karşılıyor sizi. Ekim’de bugüne kadar ne yediysem hepsi çok ama çok lezzetliydi, bu yüzden favori belirlemek benim için oldukça zor ama Cookie, Çilekli Tart ve Belçika Çikolatalı Unsuz Brownie kesinlikle denenmesi gerekenler arasında. Lezzet dolu bir mutfak ekibi olan ve aynı şekilde lezzet dolu ürünler yaratan bir mekan. Aynı zamanda kişiye özel ürünlerin siparişlerini de alıyorlar.
Meyhane Datça
Rez: 0544 228 17 50
Ve uzun zamandır denk gelemediğim o keyif dolu mekanı sonunda Datça’da keşfettim! Aslında Meyhane Datça kış sezonunda da açıktı, ama ben İstanbul’da olduğum için sadece fotoğraflardan takipteydim. Gelir gelmez de ilk iş bu harika mekanı; ruhuyla ışıldayan kadın ve Cru markasının yaratıcısı Gamze’nin tavsiyesiyle keşfetmeye gittim. Her anıyla muhteşemdi! Datça’ya hakim olanlar için; merkezden Cumartesi Pazarı’na giden yol üzerinde bulunuyor mekan. Datça’ya ilk kez gelenler, gelecek olanlar ve “Oraları çok iyi bilmiyorum.” diyenler için de şöyle anlatayım; mekan Datça’nın merkezinde bulunuyor, ama sahilde değil, Kumluk’tan yürüme mesafesinde biraz daha iç kısımlara gittiğinizde karşınıza çıkıyor. Kendi halinde tüm sevimliliği ile misafirlerine keyfine doyulmaz anlar yaşatan bir mekan. Kış aylarında iç kısımda nostaljik anlar yaşatıyor; güzel havalarda ise beyazın huzur veren hissi eşliğinde dekora ettikleri, keyif dolu bir arka bahçesi var. Yeşilliklerin arasında, Begonvillerle kaplı bir arka bahçe burası. Her detayıyla birebir ilgilenilmiş olduğu her halinden belli oluyor. Arka fonda sohbeti bölmeyen, aksine tüm muhabbete keyif katan bir müzik duyuyorsunuz inceden. Ve lezzetleriyla hayran bırakıyor; mezeleri farklı lezzet yorumlarından, günlük olarak hazırlıyorlar. Aynı zamanda et ve özellikle sakatat konusunda da bir hayli iddialılar. Ben ciğerlerini denedim ve bayıldım! Saç Kuvurma ve börek konusunda da iddialı olduklarını çok duydum; bir dahaki gidişime kesinlikle deneyeceğim! Huzurun Datça’da bulunduğunu kanıtlar nitelikte, çok keyifli bir mekan olmuş; emeği geçen herkesin ellerine sağlık, yolu güzellikler dolu olsun…
Poyraz Restaurant
Rez: 0544 712 97 40
Sizi biraz merkezden uzaklaştırıyorum ve Datça’nın o güzelliğiyle büyülü bir dünyaya adım atmanızı sağlayan koylarına davet ediyorum. Merkezden yaklaşık yarım saat uzaklıkta, bambaşka hislere yol açan Ovabükü’ne ve bükün en kıymetli mekanına gidiyoruz. Poyraz, 2009 yılında Ercan Usta’nın imzasıyla kapılarını açan bir mekan. Tamamen Datça’ya, Ovabükü’ne adanmış bir klasik. İstanbul’un nasıl Kıyı’sı, Yüksel’i var; Datça’nın da Poyraz’ı var; böyle anlatsam çok daha net olacak sanırım! Ercan Usta dünya tatlısı, sohbeti çok çok keyifli bir şef ve mekanın da yaratıcısı. Gastronomi sektörüne 12 yaşında çırak olarak başlamış, 18 yıl boyunca Datça Liman’da bulunan Emek Restoran’da aşçı olarak çalışmış. Sonrasında da kendi yerini, Poyraz’ı açmış; çok da iyi yapmış! Mezeleri kendisi mutfağa girip günlük olarak tüm tutkusuyla hazırlıyor. Yıllar önce ilk geldiğimde meze çeşitliliği konusunda da hayrete düşmüştüm; bu yaz yine aynı şaşkınlığı yaşamaktan kendimi alamadım. Klasik mezelerin yanı sıra tamamen Poyraz’a özel hazırladıkları mezeleri denemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Meyveyi, sebzeyi tamamen kendi bahçelerinden yetiştiriyorlar. Lokal malzemeyi mevsiminde tüketmeye büyük önem veriyorlar. Öyle bir meze dolabıyla karşılaşıyorsunuz ki; seçim yapmak bir hayli zorlayıcı olabilir. Ben size favorilerimden ve Poyraz’a özel olanlardan bir miktar önerilerde bulunayım. Kabak Çiçeği Kavurma, Kırmızı Erikli Dibariye, Yeşil Elma ile lezzetlendirilen Kuru Cacık, Şevketi Bostan, Girit Kabak, Yoğurtlu Piyaz, Üzümle lezzetlenen Çingene Salatası, Köz Patlıcanın lezzet kattığı Girt Salata kesinlikle denenmesi gereken mezeler arasında. Lezzetiyle beni hayran bırakanlar arasında; Datça’nın meşhur bademi ile farklı bir aroma kazanan Bademli Balkabağı da kesinlikle tatmanız gerekenler arasında. Poyraz Güzeli ise farklı bir tat keşfetmek isteyenler için tam anlamıyla gurme bir seçenek; kırmızı mercimek, badem, yoğurt ve biber… Ve özellikle ismiyle beni kendini hayran bırakan bir mezesi daha var: Atatürk Mezesi. Tahin, ceviz ve kuru börülcenin harmanlandığı çok özel bir meze!
Poyraz’ın mezeleri dışında dikkatimi çeken bir başka detayı ise tatlı seçenekleriydi. Ben gittiğimde yaklaşık 10 farklı tatlı seçeceği vardı; ve hepsi de kulvarında baya iddialı tatlılar bu arada! İncir Tatlısı, Kavun Tatlısı, Kalburabastı, Tiramisu…
Poyraz, Datça’da tam anlamıyla gurme bir deneyim yaşayacağınız bir restoran olmasının dışında aynı zamanda Ovabükü’nün masmavi denizinin tadını çıkarabileceğiniz keyifli plajıyla da tercih edebileceğiniz bir seçenek. Oldukça geniş bir plajı, hafif rüzgarlı hafif dalgalı bir denizi ve altından kumları var… Geniş şezlonglar, keyifli bir ambiyans ve abartıya kaçılmamaya özen göstermiş detaylarıyla gün boyu konforlu bir plaj deneyimi yaşatıyor. Aynı zamanda pansiyonu da bulunuyor.
Poyraz beni o kadar çok etkiledi ki; sektörel merak soruları hemen aklımda belirmeye başladı. “Bu kadar iddialı tatları olan bir mekan acaba başka şube açmaz mı, merkeze gelmeyi düşünmez mi?”gibi… Ama hiç böyle bir büyümeyi düşünmemişler, mikro adımlarla devam etmek istiyorlarmış. Özgünlüğünü, konseptini, lezzetini bozmamak adına bence kesinlikle en doğru seçim! Kısacası Datça planlarınızda olması gereken, hem keyif dolu hem gastro bir seçenek!
Hane Datça
Rez: 0554 217 99 30
Datça ruhunu en özenli, en minimal haliyle yansıtan bir mekan Hane. Zaten mekanın yaratıcıları da Datçalı; bunun verdiği ruh mekanın her karesine de yansımış durumda zaten. Sabah erken saatlerde ağırlıklı Datçalıların sohbet için bir araya geldiği; tatil için gelenlerin take away kahvelerini alıp yollarına devam ettiği, tatlı krizlerini dindiren, Ciabatte ekmeğine yaptıkları muhteşem sandviçlerle açlıkları bastıran, mini mini bir keyif durağı diyebiliriz Hane için. Sohbetine doyum olmayan Datçalı bir anne (Yüksel Hanım) ve inanılmaz tatlı iki kızının eseri bu mekan. Gözde inanılmaz tatlılara imza atıyor; aynı zamanda başarılı bir fotoğrafçı olan Merve ise kahve konusunda uzman. İşin içinde anneli kızlı bir konsept olunca, mekanın samimiyetini az çok tahmin etmişsinizdir zaten. Mekan kapılarını sabah 09:30 civarı açıyor; şanslıysanız Pazılı Börek’ini yeni fırından çıktığı gibi sıcacık yiyebiliyorsunuz; gerçek anlamda anne eli değmiş nefis bir tadı var. Tatlılarında ise Cocostar Pasta, benim aşık olduğum Çikolatalı Pasta, Gözde’nin kendi yorumuyla hayat bulan enfes bir Supangle ve kesinlikle denemeniz gerekenlerden Karpatka’yı şiddetle tavsiye ederim. Tabii her gün tüm tatlıları bulamayabiliyorsunuz; günlük olarak değişiklik gösterebiliyor. Instagram hesaplarından gün ve gün tatlıları takip edebilirsiniz.
Baş döndürücü tatlılarının yanı sıra Hane’nin aslında esas dikkat çeken özelliği menüsünde yer verdiği fit seçenekler. Smoothie ve Bol konusunda Datça’nın en iddialısı bence kesinlikle. Ruhunuza ve özellikle bedeninize iyilikler yollarken bunu en lezzetli yolla yapıyorsunuz. Orman Meyveli Smoothie Bol benim favorim; ama farklı seçenekler de mevcut. Yeşil Smoothie Bowl da denenmesi gerekenlerden; ıspanak, elma, muz, hindistan cevizi yağı, yulaf ve süt.
Tonka Patisserie
İletişim: 0252 712 48 68
Datça’nın şaşırtanlarından biriyle daha tanıştırmak istiyorum sizi. Tonka Patisserie bir mekan değil aslında; tatlıların cezbeden dünyasına gurme bir dokunuş olarak nitelendirebiliriz. Datça Merkez’de bulunan küçük bir dükkan. 11:00 - 17:00 arası açık olan Tonka, başarılı pasta şefi Feray Aydoğdu imzası taşıyor. Tatlı dünyasına farklı ve tutku dolu bir dokunuş yapıyor; geliyorsunuz tatlınızı alıp ister evde, ister otelde, ister sahilde doya doya keyfine varıyorsunuz. Makaron tutkunlarındansanız kesinlikle Tonka’da da denemelisiniz. Mevsimsel olarak değişkenlik gösteren seçeneklerle büyüleyen bir Datça sakini. Ayrıca Tonka’nın bir de İstanbul versiyonu bulunuyor; Fairmont Quasar içinde bulunan Demlique by Tonka…
Datça Meze Evi
İletişim: 0252 712 48 68
Datça’nın her lokmasında lezzet patlaması yaratanı, “Yok böyle bir şey!” dedirteni: Datça Meze Evi. Datça Merkez’den Cumartesi Pazarı’na giden yol üstünde, hem solda minicik bir dükkan. İçerde inanılmaz lezzetlerle dolu bir meze dolabı var, masalarda kaldırıma sıra sıra konumlandırılmış. Hayatımda yediğim en güzel sarmayı burada yedim; Vişneli Sarma! Tek bir favori söylemenin diğer lezzetlere haksızlık olacağı bir mekan Datça Meze Evi. Mevsimine uygun yerel ürünleri özenle seçiyorlar ve günlük olarak her daim taptaze hazırlıyorlar mezeleri. Zeytinyağlılar konusunda da oldukça iddialılar. Mantıları kesinlikle denenmesi gerekenler arasında. Humusu tam bir klasik. Bazen Çiğ Köfte yapıyorlar, denk gelirseniz kesinlikle deneyin. Yani kısaca tüm tatlarında emeği, tutkuyu hissediyorsunuz. Olabildiğince aç gitmenizi ve ortaya karışık bir sofra kurdurmanızı ve bu lezzetlerin hepsini denemenizi öneririm. Mekanın sahipleri de inanılmaz tatlı ve etraflarına enerji saçan Ahmet ve Nida çifti. Ahmet Urfa’dan, Nida Malatya’dan gelmiş. Hikayeleri de oldukça ilgi çekici, ama gittiğinizde onlardan dinlerseniz etkisinin daha da büyük olacağına inandığım için burda paylaşmayacağım. Benim kelimelerim onların tatlı konuşmalarının yerini tutamaz, sanmıyorum! :) Bir de İçli Köftesi var, aklınızdan çıkmayacak…
Roll
Rez: 0252 712 22 66
Ve kasabanın lokal pub klasiği; Roll! Datça Liman’da, mini minicik bir dükkana dünyaları sığdırmışlar. Küçük bir iç alanı ve ufak bir balkonu var. Bu ufacık alanı samimi dokunuşlarla doldurmuşlar, tamamen canlı ve yaşayan bir mekan olduğunu kapıdan girdiğiniz anda anlıyorsunuz. İnanılmaz geniş bir bira menüsü var. Tam günü batırırken bir şeyler içmelik, bolca muhabbet edip kahkahalar atmalık bir mekan. En azından ben ne zaman Roll’a gitsem, bu böyle oldu! :)
Eski Meyhane
Rez: 0252 712 97 46
Datça’nın en renklisi, en neşelisi Eski Meyhane… Datça Merkez’de Kumluk’un hemen bir arka sokağında konumlanıyor. Sizi nostaljinin içine çeken detayları ve renk cümbüşünün ruha verdiği enerjisi ile sarıp sarmalayan bir mekan. Detaylarını incele incele bitiremeyeceğiniz bir antika dükkanı, hatırlarla dolu yaşayan bir müze edasında. Özellikle dekorasyonundaki ince düşünülmüş detaylar ile gerçek anlamda başka bir dünyaya, bambaşka bir zamana yolculuğa çıkıyorsunuz. Dünyanın bir çok farklı yerinden biriktirdikleri bira bardakları var mesela; oyuncak bebekler, çinili tabaklar, duvarlarda nostaljik detaylar… Gerçekten ilmik ilmik işlenen bir mekan burası; hatırlarla doldurulmuş ve yeni güzel anılar için boşluklar bırakılmış. Mekanın yaratıcıları enerjileriyle hayran bırakan, dünyaya rengarenk bir bakış açıları olan sevgili İrem ve Özlem. Her daim yüzlerinde gülücükler olan ve keyfinize keyif katan bir ekibi var Eski Meyhane’nin. Mezeleri günlük olarak özenle hazırlanıyor; Karışık Ege otları, Girit Ezme, Portakallı Levrek Marin benim favorilerim. Ara sıcak konusunda da oldukça başarılılar; Balık Kokoreç ve Sütte Balık kesinlikle denenmeli.
Drip Drop Kahve Dükkanı
İletişim: 0542 340 89 79
Datça Merkez’de iyi kahve içmek isterseniz hiç düşünmeden Drip Drop’a gidin derin! Merkezde ana yol üzerinde bulunuyor aslında ama biraz kuytuya köşeye saklanmış; ama kime sorsanız gösterir. Kahve çekirdekleri İstanbulluların oldukça aşina oldukları Null Coffee Roasters’dan. Butik ve detaylarında çok eğlenceli, yeni nesil kahve dükkanı. Gökçe ve Okay’ın tam anlamıyla, tüm detaylarıyla kahveye adanmış ufak bir dünya yarattığı dükkan; tutkulu bir kaçamak arayanlar için harika! Mekana girdiğinizde kafanız hemen sağ tarafta dizili tasarım ürünler takılacak; burada özellikle Datça’nın tasarımcılarının farklı ürünlerinin de satışı yapılıyor. Vegan sandviç çeşitleriyle de atıştırmalık bir şey arayanlar için ideal. İyi kahve peşindeyseniz, kaçırmayın derim!
***
Kısa Kısa Datça
Datça’da Taşlık Plajı’na inen yokuşun tam başında, Datça Sapphire Hotel’in altında bulunan Dalida’nın da hoşunuza gideceğine inanıyorum. Özellikle dekorasyonu ile fark yaratan bir mekan.
Eğlenceyi ve kokteyli seviyorsanız, Karaköy Kairos Marina’nın içinde oldukça popüler bir mekan olan Mayan’ı denemenizde fayda var. Meksika Mutfağı’ndan esinlenen bir kokteyl bar olarak düşünebilirsiniz burayı.
Datça Liman’da, Emek Pastanesi’nin tam yanında özellikle balıklarını şiddetle tavsiye ettiğim Badem Cafe’yi listenize almayı ihmal etmeyin.
Merkezde inanılmaz lezzetlere imza atan ve samimiyetiyle her gidişimde hayran kaldığım Yeni Cafe’yi de mutlaka denemelisiniz; ama 18 Ağustos Cuma itibariyle okullar açılana kadar kısa bir ara verip dükkanı kapattılar. Açtıklarında bu yazımda uzun uzun onlara da yer vermeyi dört gözle bekliyorum…
Datça’nın dingin koylarından Hayıtbükü’nde gündüz denize girmek, akşam uzun sohbet keyifleri için La Vita en lezzetli seçenek. Ayrıca yine Hayıtbükü’nde iyi kahve içmek isterseniz; keyifli detaylarıyla dikkat çeken Limpid Coffee’de kesinlikle denemeniz gerekenler arasında!
Gelelim şanını sürekli duyduğum ama bir türlü gidemediğim Datça mekanlarına…
Datça’da yaz - kış çok uzun süre vakit geçiren; hatta bir dönem neredeyse yaşamış kadar olan biri olarak henüz deneme fırsatı bulamadığım ama ismini çok duyduğum bir kaç mekan var. Ben birebir denemedim, fakat deneyenlerden hep olumlu yorumlar aldıklarımı listeliyorum. Fırsatını bulup gittiğimde, bu yazıyı güncelleyip deneyimlerimi yine aktaracağım…
İskandil Balık, Ege Meyhanesi, D-po Pizza, Culinarium Datça, Alfheim Datça, Hestimey, Biscotti Datça...
Kısacası - buraya kadar pek kısa olmasa da - Datça’da keşfedilmeyi bekleyen daha çok mekan olduğuna eminim. Bana dokunmayı en çok başaranlar; aklımda, kalbimde yer edenler bu şekilde. Yazının başında da dediğim gibi Eski Datça’nın farklı bir boyut olduğunu düşündüğümden, oranın mekanları için özel bir öneri dosyası da açacağım. Aynı şekilde “Datça’da nerede kalalım?” sorularınızı yanıtlayacak başka bir yazıda çok yakında geliyor…
Datça; dünya üzerinde insan ruhuna en iyi gelen yerdir; aklıyla, kalbiyle yüzleşmeye hazır olanlara. Buraya gelirken de, geldiğiniz insanları seçerken de iki kere düşünün derim..