Atam ne güzel söylemiş: "Tehtid esasına dayalı ahlak, ahlak olmadığı gibi güvenilir de değildir!".
Dünyanın merkeziyiz, dünyanın en kıymetli ülkesi... Tabiat ananın torpillisi, medeniyetlerin, kültürlerin buluşma noktasıyız. Destanlar yazan bir geçmişimiz, altın harflerle yazılan bir tarihimiz ve ATATÜRK'ümüz var bizim! Sahi, peki şimdi ne oldu bize böyle? Yerle biriz, aldığımız nefes nefes değil! Nasıl geldik bu hale, nasıl getirildik bu hale göz göre göre. Şehirlerimiz yok oldu, tarihi mirasımız, geçmişimiz yerle bir oldu; en önemlisi farklı görüşlerde, farklı inançlarda da olsa uyum içinde yaşamak isteyen insanımız zarar gördü; umudumuzu bağladığımız gençlerimiz, çocuklarımız kaldı o enkazın altında! İnsanlığımız yine, maalesef sağ kurtulamadı bu depremde de. Halk olarak bizler utanç duyuyoruz sadece. Tehtid ve korku olmadan; sadece içimizde var olan insanlığa hizmet eder olmalı artık ahlakımız.
Küçükken çok giderdim Adana'ya, Osmaniye'ye. Yazın yaylaya çıkardık. Gecce olunca ateşin başında toplanırdı büyükler; sohbet muhabbet. Kuzen sayısı fazlaydı; büyüklü küçüklü. Ben küçüklerdendim, en çok hamakta sallanmayı severdim saatlerce. Hiç oralarda yaşamadım ama anne ve baba tarafım oralı. Bir çok uzak, yakın akraba da orada yaşıyor. Daha doğrusu yaşıyordu! O bölgeden tanıdığım bir çok arkadaşım da var; mezun olacak olanlar, evlenecekler, çocuklarını yeni kucağına alanlar... Şimdi durdu hayat işte bir gecce vakti. Daha da zor toparlanması. Kaybettiklerimizin mekanı cennet olsun, sevenlerine başsağlığı; yaralılara da acil şifalar diliyorum. Bir yerden yeniden filizleneceğimize inanmak istiyorum!
Dayanışmanın gücüne inan!
Şimdi elimizde sadece dayanışma kaldı. Yaralarımızı kendi ellerimizle saracağız; dayanışmanın iyileştirici gücü toparlayacak belki de, az da olsa bir şeyleri. Depremin ilk anından itibaren insanlık olarak yatırdık masaya neler yapabileceğimizi. Deprem bölgesinde kalan ve inanılmaz büyük acılarla başa çıkmaya çalışan, derin üzüntülere rağmen ayakta kalmak zorunda olan vatandaşlarımız için inanılmaz bir yardımlaşma söz konusu. Herkes bölge halkına destek olmak için elinden gelenin çok daha fazlasını yapmaya istekli ve hazır durumda. Bireysel yardımlarımız bir kenara; bu süreçte emeğini asla unutmayacağımız markalar ve insanlar oldu. Kızılay, Afad, Ahbap gibi kurumsal yapıların yardımları haricinde bir çok kaynak destek oluyor. Bu kaynakları bu hafta sevgili yazarımız Gürkan Boztepe ayrıntılı bir şekilde yazmış köşesinde. Buraya tıklayarak onun paylaştıklarına da ulaşabilirsiniz. Gerçekten konu dayanışma olunca harika bir millet olduğumuza inanıyorum.
Mekanlar tüm gücünü seferber etti!
Paper Moon, Akkök Holding bünyesinde hizmet veren değerli mekanlarımızdan biri. İlk andan itibaren holding olarak; tüm imkanlarını deprem bölgesi için seferber edenlerin başında geliyor. Aksa Akrilik ve DowAksa çalışanlarından oluşan 13 kişilik arama kurtarma ekibi, depremin haberini alır almaz yola çıktı. Afad koordinasyonunda Adana Güzelyalı'ya ulaştı ve kurtarma çalışmalarına destek vermeye başladı. Aksa, Akkim Kimya ve DowAksa, kamu kuruluşlasrıyla koordine olarak afet bölgesinde acil ihtiyaç olan ve arama kurtarma çalışmalarında hayati önem taşıyan hilti, kazma, kürek, demir makası, balyoz, iş kıyafeti gibi malzemeleri bölgeye ulaştır. Akcoat ise yakacak odun, temiz su, süt, bebek maması ve kışlık kıyafet ile çocuklar ve kadınlar için hijyen ürünleri desteğinde bulundu. Enerji grup şirketlerinden Akenerji, SEDAŞ ve Sepaş Enerji özellikle enkaz altındaki vatandaşların kurtarılmasında ve yine yardım çalışmalarının koordinasyonu için elzem olan bölgenin iletişim kanallarının açık tutulmasında önem taşıyan enerjiye dair ihtiyaçları afet bölgesine ulaştırmaya devam ediyor. Akiş GYO, bölge halkının acil ihtiyaçlarının karşılanması için Afad'a yaptığı nakdi yardımın yanı sıra sektörün öncü kuruluşlarının da kampanyalarına destek oldu. GYODER'in (Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği) depremzedelerin en öncelikli ihtiyaçlarindan barınma ve beslenme sorununu ivedilikle çözmek üzere çadır, yatak ve battaniye gibi temel eşyaların bulunduğu konteyner, WC / duş ünitesi ve ekmek üretim ünitesi bulunan yardım planlamasına katkı sağladi. Aynı zamanda, AYD'nin (Alişveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği) Kahramanmaraş - Afşin ve İskenderun Merkezde aktif olarak hizmet verdiği aşevleri ile en kisa sürede Hatay, Adıyaman, Malatya ve ihtiyaç olan diğer bölgelerde de aşevleri kurulmasInın sağlanması için bağışta bulundu.
Deprem bölgesine ilk andan beri yardımlarına devam edenlerden biri de Doğuş Grubu ve bünyesindeki şirketler. TÜVTÜRK Muayene İstasyonları kapsamında bölgedeki 13 istasyon, barınma amacıyla tahsis edildi. İstasyonların içine konulan konteynerlar vasıtasıyla her gün binden fazla kişiye barınma imkanı sunuyorlar. Doğuş Hospitality Grubu depremin olduğu ilk akşam 30'dan fazla kişi ile sıcak yemek, su ve diğer yemek servisleri için malzeme ve ekipmanın yanı sıra servis ve mutfak elemanlarıyla birlikte uçak kiralamak suretiyle bölgeye sevk etti. İlgili yardımlar TÜVTÜRK istasyonları aracılığıyla barınma alan ve yemek servisi
için kullanilyor. Doğuş inşaat, Anadolu'nun farklı yerlerindeki şantiyelerden vinçli kamyon, ekskavatör, kamyonlar, binek araçlar, jeneratörler, konteynerler ve büyük miktarda destek malzemesini uzman personeli ile deprem bölgelerine ulaştırdı. Doğuş Otomotiv, bölgedeki yetkili satıcı binalarının barınma amaçlı kullanılması, eski Genel Müdürlük binasının yardım malzemesi tasnifi için hazir edilmesi ve tır ve lojistik desteği sağlanması gibi pek çok çalışma yürütüyor.
d.ream Restaurants bünyesinde hizmet veren Günaydın Et ve Nusr-Et ise süreç boyunca çok büyük emek veren markaların başında geliyor. Gerçek ustalık, gerçek şeflik ve gerçek insanlığın ne demek olduğunu bize bu zor zamanlarda da gösteren Cüneyt Asan, ilk günden beri kazanları karıştırmayı ve sıcak yemekler çıkarmaya devam ediyor. Tüm Günaydın Et ekibi gecce gündüz demeden bölgede çalışmalarına devam ediyor. Nusr-Et ise yine deprem bölgesine her gün, ara vermeden desteğini sürdüren markaların başında geliyor. Mobil mutfaklarını bölgeye gönderen ekip, sıcak yemek çıkarmaya da devam ediyor.
Develi ise sadece yeme-içme sektöründeki başarısıyla değil; aynı zamanda insanı değerlere verdiği hassasiyetle de çok takdir ettiğim markalardan biridir. Zaten Nuri Develi'yi yakından tanıyan ve takip edenler de bu hassasiyetini çok iyi bilirler. Develi'nin çalışanları bile hissettirir bunu size. Arif Develi, ekibin patronundan ziyade babasıdır mesela. Değerleri ve insanlığı her zaman ön plana koyan bir markadır Develi. Nuri Develi'de hem kişisel hayatında hem iş hayatında bunu her detayda hissettirir size. Depremin yaşandığı ilk saatlerden itibaren canınnı dişine takanlardan biri de Nuri Develi'ydi. Gıda ve erzak yardımları dışında şahsi olarak enkaz kurtarma çalışmalarında bile görev aldı. Bu ülkenin daha çok böyle insana ihtiyacı var! Hakları ödenmez...
Gamze Cizreli ve BigChefs ekibi de süreç içinde oldukça fazla emeği olanlardan. Bölgeden bir an olsun elini çekmeyen Gamze Cizreli, yine bize iş insanı olmanın ziyadesinde ne kadar büyük bir yüreğe sahip olduğunu gösterdi. Ekip düzenli olarak sıcak yemek pişirmeye ve bölge halkına elleriyle dağıtmaya devam ediyor.
Dönerci Serkan Usta markasıyla tanıdığımız Serkan Mutlu ise döner tezgahını bölgede kurdu. Döner ve çorba ikramlarıyla önce Hatay'da, sonra Elbistan, Kahramanmaraş ve Adıyaman'da bölge halkına destek olmaya devam ediyor. Sektörün başarılı ismi Salih Ünlü'nünde her detayla birebir ilgilenmesi ve ellerinden gelenin fazlasını yapması dikkat çekti. Bu büyük yardım organizasyonunun tüm finansmanını ise Polat Yağcı üstlendi. Öncesinde Masterchef programı ile tanıdığımı ve sonrasında yine Başkent Grup bünyesinde açtığı White Burger ile hayatımıza giren şef Serhat Doğramacı da bölgede yoğun olarak çalışmalarına devam eden isimlerin başında geliyor.
Antalya'nın en başarılı otelleri arasında ilk sırada yer alan Akra Hotels ise deprem felaketinin yaralarını sarmak ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek amacıyla Sorgun ve Fethiye otellerini vatandaşlarına açtı.
İstanbul'un sevilen mekanlarından Nadide Restaurant, 200 koli gıda erzağını hazırlayıp bölgeye gönderdi. Aynı zamanda mekan, hayvan dostlarımızı da unutmadı; kedi ve köpek mamalarının bulunduğu gıda kolilerini de bölgeye gönderdi.
Kolilerce yardım gönderen bir diğer marka ise Morini oldu.
İhtiyaç doğrultusunda tüm yardımlarına devam eden Grill Prime ve tüm ekibi ise çalışmalarına tüm hızıyla devam edenlerden.
Gerçek şeflik mutfakla sınırlı kalmıyor!
Mehmet Yalçınkaya ise ilk günden beri canla başla çalışanlar arasında. Hem yemek pişiriyor hem de ekibin motivasyon kaynağı oluyor. Aynı şekilde Danilo Zanna'da deprem bölgesinde kazan kazan yemek pişirenlerin başında geliyor. Somer Sivrioğlu ise bölgeye gelemese de Sydney'de bir hayli koordineli şekilde yardımları toplayıp bölgeye ulaştırılması sağlayanlar arasında.
Gastronomi dünyasının ünlü şefleri Ebru Baybara Demir ve Türev Uludağ, ekipleriyle birlikte İskenderun'da bir erkek öğrenci yurdundaydı. Ünlü şefler, gittikleri ilk gün 2 saat içinde 2 bin porsiyon çorba hazırladılar. Uludağ, "Dün de Osmaniye'deydik, orada işleyen bir sistem kurduk ve düzenli olarak günlük 50 bin yemek çıkıyor. Yardımlarımızı önce Kahramanmaraş merkeze, ardından çevre köylere dağıtımı sağlıyoruz." dedi.
Ömür Akkor ve ekibi ise ayakta alkışlanacak bir işe imzalarını attıları. Elbistan'da Yeniden Hayat Lokantası adını verdikleri bir restoran açtılar! Akkor açtıkları restoran için "Beni en çok bu haftadan sonraki günler, haftalar, aylar da düşündürüyordu. Gelecek için ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık ve 4 günde Yeniden Hayat Lokantası'nı kurduk." açıklamasını yaptı. Ekip depremden etkilenmemiş ve gücenli olan bir lokantayı sahibinden 6 aylık ücreti karşılığında kiraladı ve burayı ücretsiz bir lokanta olarak dizayn etti. Lokantanın yanına da yine ücretsiz bir kafe açtılar.
Murat Aslan, Jale Balcı, Çiğdem Seferoğlu, Arda Türkmen, Fatih Tutak, Gökalp Baguc, Ali Ronay, Yunus Emre Akkor, Fırat Yakup, Sinem Çapraz, Umut Karakuş, Hazer Amani, Rafet İnce, Burak Özdemir, Birkan Erköylü, Çiğdem Alagök, Yaren Çarpar, Murat Deniz Temel, Mert Yılmaz, Suna Aydın, Pınar Taşdemir, Bengi Kurtcebe, Serkan Aksoy, Maksut Aşkar, Erkan Yeşil, Hasan Karabulut...
Emeğinize, yüreğinize ve insanlığınıza sağlık!
İyi insanlar, iyi ki varlar...
