Herkese merhaba! Baharın gelmesiyle ve güneşin yüzünü göstermesine başlamasıyla, hepimizin içinin kıpır kıpır olmaya başladığı bu günlerde, keyifli vakitler geçirebileceğiniz ve baharın tadını çıkarabileceğiniz bir çok mekan gezdim ve deneyimlerimi aktarıyorum.
Köşebaşı
Bir iş arası öğle yemeğim için Levent’te bulunan Köşebaşı şubesine uğradım. Köşebaşı, geleneksel Türk mutfağını dünyaya tanıtan nadir restoranlardan. 3 kıtada 7 ülkede toplam 30 şubesiyle özgün yemek kültürümüzü yansıtıyor.
Personeli, adeta Türk insanının misafirperverliğini yansıtıyor Köşebaşı’nın. Ortamı ve ambiyansı çok başarılı, mekan ferah ve şık, kebaplar şahane.
Tercihim Adana kebap ve mevsim salatası oldu. Yanında gelen birkaç meze de çok başarılıydı. Kebaplar girişte de gördüğünüz ocakbaşı kısmından geliyor. Zaten içeriye girdiğinizde mangalın kokusu iştahınızı epey açıyor.
Köşebaşı’nın kebapları enfes, personeli güler yüzlü, mekanı ferah ve ortamı nezih. Öğle yemeği zamanlarında da oldukça kalabalık oluyor. Mutlaka uğramanızı tavsiye ederim.
Caréme
Caréme Restaurant, Wyndham Grand Otel’in içinde bulunuyor. A la carte hizmet sunuyor. Oldukça şık olmasının yanında rahatlığa çok önem verilmiş keyifli bir mekanı var.
Caréme’de en iyi şeflerin elinden yemekler yiyorsunuz. Eşsiz tatlarının yanında görsel anlamda da adeta şölen sunuyor. Hem görsel hem tatsal anlamda doyuyorsunuz.
Bir akşam yemeğim için ziyaret ettiğim Caréme’de başlangıç olarak taze domateslerden yapılan içinde yalnızca domates değil, havuç, soğan ve kereviz sapı da bulunan tereyağlı bir domates çorbası tercih ettim. Daha sonra Buffalo Mozarella peyniri ile yapılan altında cherry domates, pesto sos ve balzamik sirke bulunan Buffalo Mozarella yedim.
Ana yemek olarak ise 5 saat ağır ateşte pişen , patates püresi ve köz biberle servis edilen enfes dana yanak, tatlı olarak manda sütünden yapılan sütlaç yedim. Dana yanak en sevdiğim oldu, bir daha gidersem tercihimi tekrar dana yanaktan yana kullanacağım.
Caréme, hem görselliği hem de en iyi şeflerin elinden çıkan yemekleriyle listemde en yukarılarda bulunuyor.
Hisar Balıkçısı
Anadolu yakasının kalbi olan Anadolu Hisarı’nda ,Göksu Deresi’nin boğazla buluştuğu yerde, Göksu Deresi’nin ayakları üzerine kurulu olan Hisar Balıkçısı’nı güneşli bir günde ziyaret etme imkanım oldu.
Sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar servisi var Hisar Balıkçısı’nın. Oldukça çeşitli bir meze menüsü var ve balıkları her gün taze olarak limandan getiriliyor.
Adeta kendi evinizin bahçesine geçer gibi Hisar Balıkçısı’nın bahçesine geçin. Sabah limandan taze gelmiş, mevsimindeki balıklardan birini sipariş verin, İstanbul’da yiyebileceğiniz en güzel balıklardan birini beklerken Göksu Deresi’nin huzurunu yakalayın…
Lacivert
Lacivert, İstanbul’un en güzel manzaralarından birine sahip, köprünün tam altında bulunuyor.Kapısından girerken dahi, manzara karşısında büyüleniyorsunuz.
Tarihi bir Boğaz yalısında 1999’da beri hizmet veriyor ve yıllardır değişmeyen kalitesini mutfağının ilk günden beri şef Hüseyin Ceylan’ın yönetiminde olması sağlıyor, benim kendisiyle tanışma fırsatım oldu, görebileceğiniz en alçak gönüllü insanlardan biri. Elleriyle hazırladığı şaheserleri sunarken o kadar keyif alıyor ki, onun mutluluğu size de yansıyor.
Ben, tuzlama balıklarından oluşan taze uskumru, sardalye ve hamsi; somon avokado ve kapari ve mevsim yeşilliklerinden oluşan iki farklı soğuk başlangıç tabağı var menümüzde, hem görsel hem tat olarak muazzamlardı.
Ana yemek olarak ise risotto üzerinde kalamar dolmas, ızgara Jumbo karides ve babakale ahtapot ızgara tatlılardan ise taze frambuazlı milföy ve armut tatlısının tadına baktım. Frambuazlı milföyle aşk yaşadım.
Lacivert mutlaka ziyaret edilmesi gereken mekanlarda ilk sıralarımda. Manzarasının büyüleyiciliği, yıllardır değişmeyen lezzetli yemekleriyle, çok keyifli zamanlar için sizleri bekliyor.
Fener Lokantası
Yeşilköy’de bulunan Fener Lokantası’na gittim. Fener Lokantası çok sıcak bir yer.Tarihi Yeşilköy Feneri’nde bulunan Fener Lokantası’nın duvarlarında tarih yatıyor.
Girişinde manav köşesi, yemeklerin ve ekmeklerin piştiği taş fırını, ve sürpriz bir bahçesi bulunuyor. İçeriye girdiğimde ise tarih kokan mekanda yemek yemekten çok mutlu oldum. Mezeleri çok çeşitli ve hepsi birbirinden güzel.
Yeşil hasreti çekiyorsanız, Fener Lokantası’nın yemyeşil ve mavi manzarasına bayılacaksınız. Çiçekler arasında ve denize karşı yemeğinizi yerken epey mutlu olacaksınız.
Meos Balık
Florya sahilinde bulunan Meos Balık’a geldim.
Mekan gerçekten oldukça şık ve personeli inanılmaz ilgili.Meos’ta yediğiniz tüm yemeklerde kullanılan malzemeler organik, otlar ve balıklar her hafta Cunda’dan getiriliyormuş. Hem sağlıklı hem taze hem de lezzetli Meos Balık’ın balık ve mezeleri.
Meos’un mezelerinden ızgara keçi peyniri, otlu balık böreği, akkız otu, fasulye pilaki, balıklı pazı sarma, kabak çiçeği dolması, çiğ enginar salatası, ot mücver,karides söğüş ve otlu fasulye denedim. Çoğunlukla otlu mezeler olmasının sebebi, Cunda’dan gelen sağlıklı otlar. Hepsinin sunumları da kendileri de çok başarılıydı.
Mükemmel bir manzara eşliğinde harika bir ambiyansta, kaliteli personeli ve soft müzikleriyle yediğim keyifli yemekten çok memnun kaldım, öneriyorum.
A’JIA
Boğaz’ın en güzel yerlerinden Kanlıca sahilinde, eski bir yalıda hizmet veren A’jia Hotel, Dünyanın en romantik oteli ve en iyi manzaraya sahip oteli ödüllerine layık görülmüş çok özel bir yer.
A’jia Hotel’in ödüllü restaurantı A’jia Restaurant, Akdeniz ve Dünya mutfağı ağırlıklı bir menüye sahip.Ben başlangıç olarak greyfurt ve portakalla yapılan, rezene salatasıyla servis edilen kızarmış keçi peyniri, ana yemek olarak Paris’te yediğimden çok daha güzel olan Cafe de Paris ve tatlı olarak kızılcık püresi ve portakal sorbeyle servis edilen limonlu cheesecake yedim. Cafe de Paris’in tadı damağımda kaldı, mutlaka tekrar geleceğim.
A’jia Restaurant’ın Boğaz’ın maviliklerine, sanki farklı bir dünyaya açılan pencerelerinden manzarayı seyretmeye doyamadım. Yemekleri inanılmazdı, 5 star diamond ödüllü A’jia’da, servis de kusursuzdu. A’jia’ya gelirken dikkat edin, sonra gerçek dünyaya dönmekte zorlanabilirsiniz…
Zoom
Havaların yavaş yavaş ısınmaya başlamasıyla hepimiz kıpır kıpır olmaya başladık, bu güzel enerjiye çok yakışan bir mekan olan Zoom’a geldim.
Zoom’un serpme kahvaltısı bol çeşitli, hepsi taze ve sıcacık olarak önünüze geliyor. Benim gibi geç kahvaltı seviyorsanız, her haftasonu kendinizi Zoom’da bulacaksınız çünkü saat 17.00’a kadar kahvaltı servisi var. Köprüye karşı çayınızı yudumlarken Zoom’un rahat koltuklarına gömülebilirsiniz.
Masalar sıkıştırılmamış, her şey en rahat şekilde konumlanmış. Koltuklara yayılıp manzaranın güzelliğini seyretmek paha biçilemez.Kocaman koltukları, büyük masaları, mavi yeşil ağırlıklı ve flamingo desenli duvar kağıtlarıyla çok enerjik, rahat.
Zoom’da nargile de çok popülemiş, özellikle buzla ve çeşitli meyvelerle servis edilen Ice Hookah çok seviliyormuş.
Zoom’un papağanı Paşa ise, gerçek bir paşa. Arasıra omuzlarda, arasıra manzara izlerken görebilirsiniz onu, kendini sevdirmeyi ise çok seviyor, mekanın popüler ismi. Zoom, keyifli atmosferi, Paşa’sı, mükellef kahvaltıları, nargilesi, yemekleri ve tatlılarıyla özellikle haftasonu için tavsiye ediyorum.
Mavi Balık
Mavi Balık, İstanbul’un güzel yerlerinden biri olan Arnavutköy’de bulunuyor. Müdavimi çok olan bir mekan.
Balıklarınızı kendiniz seçebildiğiniz nadir yerlerden. Balık çeşitliliği çok fazla. Mekanı ise çok keyifli , panaromik bir deniz manzarasına sahip.
Ben bu gelişimde tercihimi mezelerden yana kullandım. Meze çeşitliliği şaşırtan bir düzeyde. Leziz mezelerin yanında bir de paella yedim. Paella’sı yiyebileceğinizin en iyilerinden, başka bir yerde bulamayabilirsiniz.
Çok lezzetli bir yemek sonunda uzun uzun manzaraya dalabilirsiniz. Yemekleri enfes, servisi kaliteli, mekanı şık. Arnavutköy Mavi Balık çok şık bir balık restoranı.
Atrox Lounge
Atrox Lounge, Crowne Plaza’da bulunuyor. Panaromik deniz manzaralı bir terasa sahip. Bembeyaz koltukları ve ahşap zeminiyle denizin turkuaz mavi renkleriyle kontrast yaratılmış. Mandalina ağaçları da harika bir ambiyans oluşturmuş. Atrox, a la carte olarak gurme lezzetler sunuyor.
Atrox Lounge, günün her saati hizmet sunuyor, sabah serpme kahvaltıyla başlıyor, öğle yemeği, akşam yemeği, geceleri dj performanslarıyla sonlanıyor. Nargile seviyorsanız nargile içebileceğiniz ayrı bir alanı da mevcut.
Ben başlangıç olarak karidesli ravioli, kinoalı çiğ enginar salatası, ana yemek olarak siyah ekmeğiyle rakiplerinden bambaşka tuna burger, kuzu sırtı ve pirzola denedim. Başka bir yerde bulunamayacak lezzetlerdi, hepsi en yetenekli şeflerin elinden çıkmış. Sunumları da kendileri de harikuladeydi.
Bu hafta, kendinizi ödüllendirmek istiyorsanız, Atrox Lounge’a gidin. Bembeyaz koltuklarında şarabınızı yudumlarken, günün tadını çıkarın…
Berru Kahyaoğlu