• 11 EKİM Cuma 23:57
  • HV
Advert

Ege simülasyonu ayağınıza geldi!

Yayın Tarihi : 21-03-2016 15:06
Ben, küçük sürprizlerin kadınıyımdır. Daha doğrusu, beklentimin üstünde seyreden her şey, beni daima yerden alıp bulutların üstüne çıkarır. Hatta, bir gün evde kaldığımı düşünüp soluğu Esra Erol'un karşısında alırsam, en önemli kriterim sanırım bu olacaktır. Başka türlü ne elektrik alırım, ne de bir çay içerim Geçtiğimiz gün davetlisi olduğum, Levent Loft Residance'ın içinde bulunan Oxtail da bu kriterimin ruhunu okşayan mekanlardan bir tanesi... Zira, restoranın sahip olduğu özgün dış dekorasyonu ve konsepti, içimdeki kıvılcımları daha girmeden alevlendirmeye başlamıştı bile. İçeriye adımımı attığımda "Acaba yanlış yere mi geldim?" diye düşündüm ve beynimde Serdar Ortaç'ın "Kafamda Deli Sorular" şarkısı çalmaya başladı. Tam o anda, mekanın sahibi Ufuk Bey ve Halkla İlişkiler Danışmanı Berna Hanım "Pause"a basıp bana seslendi: "Blondiechef'im hoşgeldin!". Hafızaları çok güçlü olmalı; zira kendimi daha tanıtma gereği bile duymadan bir anda koskocaman bir masada buldum. O gün oraya yapayalnız gitmiştim. Neyse ki damsız alıyorlarmış, sıkıntı çıkmadı! (Bu ironi, bu konudan muzdarip erkeklerimize gelsin) Fakat yalnızlığım çok da uzun sürmedi. Çünkü bir ucu Edirne, diğer ucu Kars'a kadar uzanan bu uzun masada sadece ben yokmuşum. Masanın diğer hissedarları olan orta yaşlı misafirler, kadehlerini tokuşturmaya çoktan başlamışlardı bile... Kendimi, onların şapkalarından çıkan sarışın tavşan gibi hissedip biraz tedirgin olmadım dersem yalan olur. Neyse ki alışma sürecini çabuk atlattım ve gözlerimi Ege Denizi'nin 2 yakasının güzelliğini sentezleyen Orhan Osman ve Göknur'un eşsiz müzik ziyafetine çevirdim. Öyle güzel çalıyorlardı ki, sirtakiye kalkıp 10 düzine tabak kırabilirdim! Çok goy goy yaptım biliyorum. O zaman gelelim sebeb-i ziyaretinize; yani yemeklere... Mekanımız, aslında Oxtail Soup, Fırında Oxtail ve Oxtail Pizzalarıyla ünlü; fakat o gecce bambaşka bir yeniliğe imza atmışlardı. Bir de baktım ne göreyim, çocukluğumda gitar ve romantizmin sözlük anlamı olan Ege çıkmış, "Yaz Aşkım"ı söylüyor! Kendimi Bodrum'da gecce melteminin kollarına bırakmış gibi hissederken Levent'te olduğumu unutmuştum. Yani hayaller Gümüşlük, hayatlar yine metrobüstü... Geccede, Oxtail Restaurant şeflerinin özenle hazırladığı Ege lezzetleri, yine özel sunumlarla bu akşamı benim için eşsiz kılmıştı. Cheflerimiz balık yemek istemeyip farklı bir lezzet arayanları da unutmamış ve mantar soslu parmaklarınızı yedirtecek bir bonfile hazırlamışlardı ki bendeniz de tercihimi bundan yana kullandım. Başta tereddüte düşsem de sosu ve etin az pişmiş olması, yemem için asgari şartları oluşturmaya yetti. Bütün bu güzelliklerin üstüne bir de damaklarımızın efendisi olan baklava ve kabak tatlısı ikilisi geldi ve Ege'nin Yaz Aşkım'ından sonra masamda "tatlı mı tatlı" bir düete imza attı! Bu etkinliğin ayda bir yapıldığını duyunca ahlar vahlar içine girdim. Açıkçası bir süre üzüldüm de; çünkü ben her gün gidebilirdim. Fakat mantıklı düşününce onlara gerçekten hak verdim. Çünkü, bir eğlencenin özel ve güzel oluşunun sırrı, cılkının çıkmamasıyla tamamen doğru orantılı. Onlar da bunun son derece farkında. Yine de ben, Blondiechef olarak bir sonraki Orhan Osman projesinde en önden yerimi ayırtıp, arkadaşlarımla felekten bir gecce çalacağımı şimdiden garanti ediyorum. Ayrıca, beni birkaç saatliğine de olsa Ege Bölgesi simülasyonu içine sokan Oxtail'a sonsuz teşekkürler!
  • Etiketler