Datça’yı güzel yazmaya korkuyorum…
28-06-2018 17:17
10441 kez okundu.
Aslına bakarsanız, bu sadece benim korkum değil. Datça’da yaşayan, çalışan ve orayı seven herkesin korkusu. Buranın esnafı bile Datça’nın; Bodrum, Çeşme gibi kalabalığa teslim olmasından çok korkuyor. O yüzden tabii ki reklamlarının yapılması hoşuna gidiyor; ama öyle çok da övülsün istemiyorlar.. Ama öylesine anlatılacak, övülmeyecek bir yerde değil ki! Her sene olduğu gibi bu yaz da sezonu Datça’da açtım. Yine cebimde çok özel duygularla evime döndüm..
Başlamadan önce, gündemden bir kare
Datça’nın insanı da bir başka güzeldir. Tüm ülke 24 Haziran’da ülkenin geleceğini belirleme heyecanı içerisindeyken; Datça Belediyesi sosyal medya hesaplarından son derece anlamlı bir paylaşımda bulundu. “Dikkat! 24 Haziran'da bütün plajlarımızda bakım var! Ama 25'inde herkesi bekleriz. İyisi mi siz oyunuzu yerinde kullanıp, öyle gelin Datça'mıza. Biz en güzel anılarla dönmeniz için buradayız.” yazılı paylaşımıyla Datça Belediyesi’ni ayakta alkışlıyorum.. Bu paylaşım oldukça işe de yaradı ve gerçekten seçim günü Datça plajlarında in cin top oynuyordu. Yani Datça üstüne düşeni fazlasıyla yerine getirdi.
Görmeyeli Datça bir hayli güzelleşmiş..
Aslında çok uzun bir zaman da olmamıştı, geçen yaz sezonunu da yine Datça’da kapatmıştım. Yine de geçen bir yıl içinde güzel gelişmeler olmuş. Bugüne kadar hep Datça’nın merkezinde kalmayı tercih etmiştim. Bu sefer bir değişiklik yapıp konaklama tercihimi Palamutbükü’nden yana kullandım. Datça’nın merkezi bile son derece sakindir. Palamutbükü ise merkezden bile daha sessiz sakin bir koy.
Lüks konaklama seçeneklerine rastlamayacağınız bir yer olan Datça’da genel olarak apart oteller mevcut. Bazılarında oda – kahvaltı seçeneği de bulunuyor. Ben 1 hafta boyunca, denize yaklaşık 500 – 600 m yürüme mesafesinde bulunan Köy Evi Apart’ta konakladım. Köy Evi Apart; bölgenin simgesi haline gelen taş evlerden oluşuyor. 4 adet ikiz ve 2 adet tekli olmak üzere tek katlı, bahçeli, verandalı evlerden oluşuyor. 1+1 olarak tasarlanan bu evlerin içinde kendi mutfağı da bulunuyor. Son derece samimi ve çekici olan bu minik evler, misafirlerine sonsuz bir huzur yaşatıyor. Yeşillik içerisinde, doğanın tüm mucizesini ayaklar altına sunan bir konaklama seçeneği. Kendinizle baş başa kalmak isterseniz, kesinlikle denemeniz gereken bir seçenek…
Datça, sadece merkezinden oluşan bir yer değil tabii ki. Koyları da kesinlikle gezilmesi gerekenler arasında. Bu koyların en meşhuru ise tabii ki Palamutbükü. Koy boyunca sıra sıra dizilmiş oteller ve mekanlar mevcut. Palamutbükü’nde bulunan Aylin Restaurant, benim uzun yıllardır gitmekten keyif aldıklarımdan biri. Plajında konforlu güneşlenme alanları bulunuyor. Yemek yenilen alan ise her daim püfür püfür esiyor. Tam anlamıyla sessiz sakin bir şekilde kafa dinleme yeri..
Datça’ya gelmişken aman ha o meşhur Bal – Badem dondurmasından yemeden dönmeyin! Aylin Restaurant’ın hemen önünde de satılan Tekin Usta’nın dondurmaları pek bir meşhur. Tekin Usta’ya sadece burada değil; Datça’nın her bir köşesinde rastlamanız mümkün. Dondurmaları %100 keçi sütünden yapılıyor. Yok böyle bir lezzet!
Datça merkezde neler oluyor?
Datça; kafayı dinlemeyi sevenlerin, manzaranın tadını sessiz sakin çıkarmak isteyenlerin mekanıdır. Hızına yetişemediğiniz bir hayat yoktur burada. Zaten buranın en mottosu da, tarzını çok net yansıtır: “Acelen varsa ne işin var Datça’da”.
Datça merkezin en popüleri olan Kumluk Plajı adından da anlaşılacağı gibi altın gibi kumuyla dikkat çeken, nefes kesici bir plaj. Gündüzleri denizin tadını doyasıya çıkarabileceğiniz bölge, güneş battıktan sonra kumun üzerine serilen masalarıyla keyif saatlerinin en büyük habercisi haline geliyor. Ayağınızın altında Ege’nin mis gibi suyu eşliğinde akşamın keyfini çıkarabileceğiniz, farklı mutfaklara sahip birçok mekan bulunuyor. Ama tabii ki şanına yakışır bir şekilde plaja balıkçılar hakim. Aşağı yukarı dışardan şöyle bir baktığınızda tüm balıkçıların ambiyansı aynı. Hava kararmaya başladığında ışıl ışıl bir hal alan Kumluk Plajı’nda favori mekanım olan Dutdibi Fish Mekan, bu yazı yeniliklerle karşılamış. Mavi ve beyazın hüküm sürdüğü ambiyansında, Ege’nin en güzel tonuna eşlik eden atmosferinde huzuru bulmamak zaten mümkün değil! Sahil kısmına yemeğe geçmeden önce, meze dolabına şöyle bir göz attım ve o an anladım; mutfakta çok lezzetli yenilikler olmuş! Sonradan öğrendim ki İzmir’in meşhur Deniz Restaurant’ından şefler transfer edilmiş Dutdibi’ne. Meze ve ara sıcak seçenekleri bir hayli artmış. Durum böyle olunca, insan deneyebildiği kadar çok lezzet denemek istiyor tabii ki. Biraz klasik mezelerden, biraz yenilerden olmak üzere donattık biz de soframızı. Çeşit bol olunca, görüntü de dikkat çekince ister istemez lezzet beklentisi de yükseliyor tabii... Mezeler ve ara sıcaklar sofraya gelmeye başladığı an, yükselen beklentimiz de karşılandı. Her lokmasında ayrı bir lezzet! Eski halinden çok daha lezzetli ve haliyle keyifli bir Dutdibi akşamı geçirdik. Yaşadığımız tüm meze ve ara sıcak çılgınlığına rağmen balığımızı da ihmal etmedik tabii ki. Samimiyetle söyleyebilirim ki; İstanbul’un o meşhur Boğaz balıkçılarıyla yarışır bir hali var Dutdibi’nin. Hatta Boğaz’da bulunan bir çok balıkçıyı lezzetleriyle yıkar geçer..
Tatil boyunca sadece balık mı yiyeceğiz?
Tabii ki hayır! Kumluk Plajı’nın balıkçıları dışında bir klasiği daha var. Özellikle pizza konusunda ün salmış; kahvaltıları, öğle ve akşam menüleri, tatlı seçenekleri ve güler yüzlü çalışanlarıyla kendi hayran kitlesini yaratmış olan Cafe Inn, kesinlikle denenmesi gerekenler arasında. Bölgede ağırlıklı olarak apart oteller bulunduğu için, kahvaltı konusunda yardımınıza koşarak gelen bir mekan burası. Ev konforu ve aile saadeti sıcaklığını sonuna kadar sunuyor misafirlerine. Dekorasyon detayları zaten tatilinize huzur katmak ve kendinizi evinizde hissetmeniz için özenle düşünülmüş. Butik bir mekan olan Cafe Inn’in minicik bir mutfağı var. Bu minicik mutfaktan çıkan lezzetler ise tek kelimeyle nefis! Anne eli değmiş lezzetlerin her biri özenle hazırlanıyor ama pizzalar kesinlikle favori! Bir de mekanın meşhur Brownie’sinin de tadına bakmanızı şiddetle tavsiye ederim!
***
Datça’nın ara sokaklarında da farklı lezzetler keşfetmeniz mümkün. Tatilde ev yemeklerini özleyenlerdenseniz kesinlikle meşhur Zekeriya Sofrası’nı denemenizde fayda var; anne eli değmiş çeşit çeşit ev yemeği arasında seçim yapmakta zorlanıyorsunuz.
***
Meşhur Tostçu Ali Baba’nın enfes tostlarını denemenizde fayda var. Bol çeşitli, bol malzemeleri enfes tostlar yapıyorlar. Mekanın kapısında dikkat çeken bir yazıyı da paylaşmak isterim.. Birçoğumuzun hayalindeki iş kıvamında :)
Açılış: Uyanınca
Kapanış: Sıkılınca
***
Taşlık Plajı’na uğramayı ihmal etmeyin
Datça’nın merkezine yürüme mesafesinde bir uzaklıkta bulunan tek yer olan Taşlık Plajı, bu sene oldukça iddialı! Her koyda olduğu gibi Taşlık’ta da harika bir deniz var. Datça Yat Limanı’nda sahil boyunca yürüyerek ulaşabiliyorsunuz buraya. Sayısı çok fazla olmasa da bu bölgede bulunan butik işletmeleri kesinlikle denemenizi öneririm. Denize girmek için harika bir seçenek olan Cities Datça, aynı zamanda nefis lezzetleriyle de baş döndürüyor. Keyifli, butik dekorasyonu ve saygılı ekibiyle bölgenin en iddialı işletmelerinden biri diyebilirim.
Yine aynı bölgede, tam girişte bulunan ve uzaktan baktığınızda ilk olarak dekorasyonu ile sizi kendine çeken Gahve ise hem gündüz hem de gecce için harika bir lezzet ve keyif seçeneği. Geçen sene kapılarını açtığı zaman da uğramıştım bu mekana. İlk görüşte bölgede bulunan mekanlardan farklı olduğunu anlıyorsunuz; zaten sonradan öğrendiğime göre bu mekanın işletmecileri de İstanbul’dan tanıdık isimlermiş. Açıldığı günden bu zamana kadar da bir hayli geliştirmiş kendini. Denemenizde fayda var..