Kaz Dağları’na gitmek için çok sebep var. Burada uzun süre kalırsanız kanınızın temizlendiğini ve vücudunuzdaki oksijen miktarının arttığını hissedebilirsiniz.
Çanakkale ve Balıkesir’i kapsayan bir bölgede yer alan Kaz Dağları: Yemyeşil doğası, dünya üzerinde en temiz havaya sahip yerlerden biri olması, tarihi dokusu, taş mimarisi ve tatlı köyleriyle mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Ayrıca Kaz Dağları ormanları çok sayıda doğa yürüyüşü ve safari rotasına sahip.
Bölgede pek çok yabani hayvan yaşıyor ve aralarında endemik türlerin de olduğu 22 farklı bitki çeşidi olduğu söyleniyor.
Küçükkuyu’dan Edremit’e kadar körfezi saran dağın çok büyük bir kısmı milli park ilan edilerek koruma altına alınmış.
Kaz Dağları otelleri genellikle Adatepe, Küçükkuyu, Yeşilyurt Köyü gibi alanlarda konumlanmış. Yaz, kış açıkları. Oda kahvaltı şeklinde çalışıyorlar. Kahvaltıda, yemeklerde doğal ürünler kullandıkları için e tabi bölgede zeytin ve zeytinyağı üretildiği için ekstra lezzetli oluyor. Temiz hava, temiz gıda, ormanlarda yürüyüş, trekking, bisiklet gibi aktiviteler de yapınca daha da tatlı olur.
Havası neden bu kadar temiz?
Kaz Dağları’nın genç bitki örtüsü, denizden gelen nem ve dağ yosunları havasının bu kadar temiz olmasını sağlıyor.
Ayrıca dünya üzerinde sadece bu topraklarda yetişen ve koruma altına alınması gereken bir bitki türü de Kaz Dağları Göknarı diye geçiyor. Civardaki köylerin halkı bu ağacın kozalaklarını çaylarına katarak kullanıyor. Yöre halkının Kaz Dağları adaçayı adını verdikleri ve pek çok bitkinin karışımı olan şifalı bir içecekleri de var.
Antik çağlardan bu yana pek çok efsaneye konu olan Kaz Dağları’nın İda Dağı olarak anılmasının sebebi; mitolojide Tanrıların Kralı olarak bilinen Zeus’un burada doğduğuna ve süt annesinin İda olduğuna inanılması.
Yunan mitolojisindeki tanrıların evlerinin olduğu, Zeus’un doğduğu ve ilk eşi Hera ile evlendiği, Paris’in öz babası tarafından terk edildiği ve yabani hayvan tarafından büyütüldüğü, Truva savaşının izlendiği, şeytanın İda’dan kaçarken ayak izlerinden birini bıraktığı İda Dağı yani Kaz Dağları sadece temiz havası ve doğasıyla değil tarihi ve mitolojik hikayeleriyle de dikkat çekiyor.
Troya Savaşı’na sebep olan o meşhur dünyanın ilk güzellik yarışması da burada gerçekleşmiş.(Aşk tanrıçası Afrodit, evlilik tanrıçası Hera ve zekâ tanrıçası Athena arasında düzenleniyor)
Tanrılar Truva Savaşı’nı da bu topraklarda, İda Dağı’nda izlemiş.
Efsaneye göre Adatepe Köyü’nde Zeus Altarı olarak bilinen tepede Zeus hem Truva Savaşı’nı yönetmiş hem de Afrodit ile sevişmiş.
Türk mitolojisinde burayla ilgili iki hikaye var. Biri; Hasan ile Emine’nin aşkı (Hasan Boğuldu Göleti’ne adını veren), diğeri de güzelliği dillere destan olan Sarıkız’ın uğradığı iftiralardan sonra kendini bu dağlarda izole bir hayata bırakması.
Bu dünyadaki ilk güzellik yarışmasının hikayesine gelince...
Thetis ve Peleus’un düğününe çağrılmayan karmaşa tanrıçası Eris düğün yerine üzerinde ‘en güzel için’ yazan bir altın elma bırakır.
Afrodit, Hera ve Athena arasında çıkan ‘en güzel benim’ tartışması çıkar, böylece yarışma yapılmasına karar verilir. Kimin daha güzel olduğunu belirlemek için önce Zeus’a sorulur ama Zeus geriye kalan tanrıçaların hiddetinden çekindiği için topu ölümlü olan Paris’e atar.
Paris ise ona dünyanın en güzel kadının aşkını vadeden Afrodit’in teklifi karşısında kayıtsız kalayıp altın elmayı Afrodit’e verir. Paris Afrodit’e güzellik yarışmasını kazandırır.
Kaz Dağları’nda gezilecek yerler
Kaz Dağları Milli Parkı
Bölgenin küçük bir kısmı olsa da görülmeye değer. Binlerce yıl öncesinden kalan köprüsü ve değirmeniyle Başdeğirmen, sıcak günlerde yüzülebilen Mıhlı Çayı ve içinde bulunduğu Şahindere kanyon harika güzellikte. Afrodit’in güzellik banyosunu yaptığı göl de burada.
Şahindere Kanyonu
Zamanla aşınan kayalar arasında dibindeki taşları pırıl pırıl gösteren Şahindere Kanyonu 27 km uzunluğunda. Kaz Dağları Milli Parkı içerisinden girilebilen kanyon yamaçlarıyla çok etkileyici bir görüntüye sahip. Kanyon içerisinde 586m yükseğe kurulan cam seyir terasından şahane manzarayı izleyebilirsiniz.
Hasan Boğuldu Göleti
İki farklı köyde yaşayıp aşık olan Hasan ile Emine’nin hüzünlü hikayesine ithaf edilen doğa harikası bir yer.
Rivayete göre Hasan, Emine’nin ailesine kendini kabul ettirmek için çalışırken çıkan fırtınada dere kenarında boğulur; Emine da ona kavuşmak için derenin hemen yanındaki çınar ağacına kendini asar. O günden beri şelalenin ve minik göletin adı Hasan Boğuldu, hemen yanındaki ağacın adı da Emine Çınarı olarak anılır.
Not: Aynı zamanda piknik alanı olduğu için erken saatlerde gelmekte fayda var.
Yeşilyurt Köyü
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethine yardımcı olan Türkmenlere yerleşik hayata geçmeleri için bu bölgeyi hediye etmiş. İlk defa yerleşik hayatla tanışan Türkmenler köylerinin güzel olması için karşı kıyıda yaşayan Rum taş ustalarına köylerini inşa ettirmişler. Zamanla köy hem Türk hem de Rumlar’a ev sahipliği yapmış. Eskiden yapılan taş evler hâlâ duruyorurken yeni yapılan yapılar da köye özgü mimariye göre şekilleniyor. Evlerin birçoğu butik otel olarak hizmet veriyor.
Bunlardan en güzelleri: Nadas Hotel, Manici Kasrı, Casa Mila ve Simurg Inn
Ben Nadas Hotel’de konakladım. İnanılmaz memnun kaldım. Harika bir oteldi. Aşağıda, konaklama önerisi kısmında daha detaylı anlatacağım.
Adatepe Köyü
Eski bir Rum köyü olan Adatepe, nüfusunun hepsini kaybetmek üzereyken yıllar önce bir grup kişi tarafından görülüp adeta yeniden keşfedilmiş ve restorasyonlarla bugünkü halini almış. Adatepe’ye giderken yol üzerinde bulunan Zeytinyağı Müzesi’ni de gezebilirsiniz. Yörede yetişen ürünlerden yapılan zeytinyağı ve zeytinler organik ve sağlıklı. Alışveriş yapabilirsiniz.
Zeus Altarı
Zeus Altarı’na gidip güzel körfez manzarasını izleyin. Efsaneye göre Adatepe Köyü’nde Zeus Altarı olarak bilinen tepede Zeus hem Truva Savaşı’nı yönetmiş hem de Afrodit ile sevişmiş.
Sarıkız Tepesi
1726 rakımdaki Sarıkız Tepesi Edremit Körfezi manzarasıyla görülmeye değer bir yer. Bir de efsanesi var: Annesini çok küçükken kaybeden ve çok güzel olan Sarıkız, kendisine talip olanlarla evlenmeyince köylülerin iftirasına uğrar, babası Sarıkız’ı öldürmeye kalkar ama kızına kıyamaz ve onu yanında birkaç tane kaz ile dağın tepesine bırakır.
Kaz Dağları bölgesine geldiğinizde Assos’u da görmelisiniz.
Ünlü filozof Aristo’nun da yaşamış olduğu Assos’un Antik kentinde yaklaşık 3000 yıldır yaşam devam ediyor. Asos’u anlatan unsurlara gelince: Athena Tapınağı, antik tiyatro, Murat Hüdavendigar Camii, taş evler, arnavut kaldırımlı yollar, deniz kıyısındaki tatlı butik oteller ve restoranlar, buz gibi bir deniz ve denize girilecek plajlar diyerek özetleyebilirim.
Assos’da konaklama önerileri:
Assos Behram Otel
Sunabakasrı Hotel
Assos Dyonisos Hotel
Assos Barbarossa Hotel
Assos ile ilgili daha fazla detayı Assos yazımda okuyabilirsiniz.
Kazdağları Konaklama Önerilerim
Nadas Hotel
Kazdağları’nda gelebileceğiniz en güzel ve şık otel Nadas Kazdağları.
Otel Kazdağları’nın en güzel noktalarından birinde Yeşilyurt köyünde en tepede ve dışarıdan tamamen izole bir noktada bulunuyor. Konum, konsept ve kalite anlamında bölgenin en iyi oteli olduğunu düşünüyorum.
Kazdağları’nın müthiş doğasını dinleyip, doyumsuz manzarasını izleyip, ormanın verdiği ferahlığı teninizde hissedip, oksijeni bol havasını soluyacağımız mükemmel bir tesis.
İnsanın beş duyusuna birden hitab eden Nadas Kazdağları’nın: ’’Derin bir nefes al ve kendini Nadas’a Bırak’’ mottosu çok hoşuma gitti.
Doğası muhteşem, mimarisi ve dekorasyonu elegan, ince bir zevk ve şıklık var otelin genelinde. Her biri birbirinden farklı tarzda toplam 14 odası bulunuyor: 10 oda, 3 villa ve Nadas X Suite şeklinde..
Bisiklete binerek, yürüyüş yaparak, havuzda vakit geçirerek, özellikle serin havalarda ve kış aylarında uzun masalarda şömine sohbetleri yaparak, aromaterapi, meditasyon, yoga, arınma terapileri ve müzik dinletileriyle ruhunuzu Kazdağlarının yaşam enerjisiyle doldurabileceğiniz özel bir yer burası. Şifalandıran ve arındıran bir enerjisi var.
Her açıdan çok kaliteli hizmet sunuyorlar. Odaları konforlu, donanımlı, geniş ve güzel. Doğal ürünlerle yapılan, nitelikli şeflerin ellerinden çıkan kahvaltılar, yemekler ve havuz başında aldığınız kokteyller de oldukça tatmin edici.
Kazdağı Göknarı yeryüzünde bir tek bu bölgede bulunduğu için endemik bir ağaç türüdür. Endemik, “bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yaşayan/yetişen, dünyanın başka yerinde yaşama/yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki türüdür. Antik dönem hikayelerine göre, Truva savaşında kullanılan Truva atı, Kazdağı Göknarı’ndan yapılmıştır. Nadas’ın etrafını saran Kazdağı Göknarları arasında nefes aldığınızı hissedeceksiniz. Fotoğraflarda gördüğünüz ince uzun olan ağaçlar.
İda Colors Hotel – Daniska Beach – Mavi Plus Restaurant
Kazdağları’nda denizin kıyısında, Altınoluk sahilinde tatlı, sıcak, samimi ve temiz bir tesis. Deniz manzaralı ve balkonlu altı adet odası, kendine ait özel plajı ve on iki ay boyunca hizmet veren harika bir restoranı var.
En güzel kısmı gece dalga sesleriyle uyuyup denize karşı yine aynı huzur veren seslerle uyanmaktı.. Konaklamaya kahvaltı, minibar (soft içecekler) ve şezlong dahil.
Edremit Havaalanına 20 km mesafede bulunuyor. Doğası, atmosferi, sakinliği, dinginliği ve manzarası enfes… Sabah uyandığınızda, odanızdan bir kaç adım atıp yüzünüzü denizde yıkamanızı öneririm..
Mavi Plus Restaurant
Kaz Dağları’nda denizin kenarında çok kaliteli bir restoran.
Ortamı çok güzel. Geniş bir şarap kavı var. Yerden ısıtmalı ve şömineli olduğu için kışın da tercih edilir..
Yörenin etleri iyidir bilirsiniz. O yüzden hem et hem balık restoranı olarak hizmet veriyor. Dün balık ve deniz ürünleri ağırlıklı lezzetler tadımladık, bugün et ve meze ağırlıklı ürünler yedik. Özellikle bonfileye bayıldım.
Ortamı kadar lezzetleri de cidden çok başarılı..
Akşamları dalga sesleriyle denizin hemen kıyısında mehtaba karşı yemek yiyorsunuz. Ateş kovalarında yanan ateş de ayrı güzellik katıyor.
Burayı not edin. Altınoluk’a yolunuz düşerse muhakkak gelin.
