Oturduğum semt Florya’nın ve tabiki İstanbul’un en klasikleşmiş ve en sevilen et restoranında Beyti'deydim. Kendine özgü bir dekoru ve ruhu olan, aynı zamanda eşsiz lezzetlere sahip olan özel bir restoran burası. Hem şık, hem rahat hissettiren bir ortamı var.
Lezzetlerden önce restoranın tarzından, dekorundan ve geçmişinden bahsetmek şart. Çünkü adeta bir müze havasında olan Beyti’nin Türkiye’nin hiç bir restoranında göremeyeceğiniz kendine has bir stili var.
Beyti’nin 1945’lerde Küçükçekmece’de temiz ve sade bir mekanda başlayan öyküsü çok uzun yıllardır Florya’daki 450 kişilik kendine has butik mekanında sürüyor.
Kralları, başbakanları, film yıldızlarını, dünya sosyetesini zaman zaman ağırlayan ağır bir mekandır Beyti.
Üstüne basarak söylemeliyim; Beyti’yi sevmeyen yoktur. En azından ben bugüne kadar hiç duymadım. İşinizi garantiye almak istiyorsanız, iyi yemek yemek istiyorsanız ilk sırada düşünebileceğiniz bir mekandır. Beyti’nin bahçe terası ve üst kattaki terasları oldukça keyiflidir, ortamı her zaman nezihtir.
“Etin En İyi Piştiği Yer..” sözü Beyti için söylenmiş, Türk ve Dünya basınında çokça konuşulmuş gurur duyduğumuz bir et restoranı olmuştur.
Türkiye’de “et”e ismini veren ilk ustalardan olan Beyti Güler, bu haklı ününü öncelikle etleri kendisinin bizzat seçmesi ve özel yöntemlerle dinlendirip terbiye ederek, kömür ateşinde pişirmesine borçludur.
