Bayram denilince hep çok seviniriz. Çocukluğumuzdan beri böyledir. Bayram demek tatil demek,bayram demek yeni kıyafetler demek,bayram demek harçlık almak, şeker yemek, kurban eti yemek demek.
Bunun haricinde yaklaşık 30 yıllık turizm acenteciliği yaşamımda Bayramlar hep bizim para kazandığımız dönemler olmuştur.
Özellikle yurtiçi ve yurtdışı turlarına yoğun ilgi ile girdiğimiz ticari risklerin karşılığını alabildiğimiz önemli zamanlar idi.
Bayram ve yılbaşı dönemlerinde ben hep çalıştım. Siz gezmeyi düşünürken ben 1 yıl önceden gezdireceğim otel ve uçak için çeklerimi kesip sözleşmelerimi tamamlıyordum.
Yılbaşı dönemlerinde ve bayram dönemlerinde pekçok sanatçı ile çalışma imkanım oldu.
Kimler kimler ;GülbenErgen, Ebru Gündeş, Suna Yıldızoğlu, Lemi, Süheyl-Behzat Uygur, Suavi, Alex, Enbe ilk aklıma gelenler…
O zaman menejer Egemen Bostancı’nın yanında yetişmiş değerli Lisa Tuna ile yoğun çalışırdık. Kendisi çok özel bir insandı.Hem zerafet hem de profesyonel sanatçı menejerliğini görme imkanım oldu.
Şimdi sanatçı tatil, aile ziyaretleri ne kadar önemli bilmiyorum. Hatta evlilik kurumu düğün dernek bile gerek pandemi gerekse dijital dünya gerekse gençlerin değişen özgür yaşama ve ekonomik özgürlükleri ile değiştiğini düşünmekteyim.
Eskiden boşanmak önemli bir olaydı. Düğün desen başlı başına aileler arası kriz süreciydi.
Düğün ve ev krizini atlatan gençler evlenebiliyordu. .Boşanmak zaten kadının toplumdaki algısı açısından zor bir konuydu. Şimdilere hem erkek hem de kadın para kazandığı için ve toplumsal baskılarda büyük şehirlerde daha az hissedildiğinden kimse kimseyi çekmiyor.
Çocukların ne olacağı ise psikolog ve pedagoglara verilecek ödemeler ile çözüldüğü düşünülüyor.
Gelelim ülkelerde bayram sürelerine;
Amerika 0
Meksika 13
Çin 15
Filipin 17
Katar 25
Japonya 26
Türkiye 27
Hindistan 27
Mısır 28
İngiltere 28
Almanya 30
Yunanistan 32
Finlandiya 36
Fransa 36
İsveç 38
İran 53
Bu arada gastronomi Turizmi Derneği ve Tuik verilerine göre rekor artışla yurtiçi ve yurtdışı turizm hareketinde destinasyon seçimlerinde ilk iki tercihden biri Gastronomi /yeme içme ve kültür olmuş durumda .
Şimdi Sanayici açısından üretim açısından baktığımızda üretime bu kadar ara verilmesi (hem de maaş ve sigorta ödemeleri devam ederken) kolay izah edilebilir bir durum olmamakla beraber bir de bu yıl hem genel hem de mahalli idareler seçimleri sebebi ile zor bir süreç geçmektedir.
Bir de yaz tatili gelince ülkede iş yapılması gereken ticaretin yoğun olacağı zamanlar azalmakta gözükmekte .Biz turizmciler de ticaret yapmakta; baktığınızda restoranlar oteller ve beach clublarda bacasız sanayi şeklinde para kazanmaya devam etmekte .
Rakip ülkelerden İspanya İtalya Fransa zaten ekonomilerini turizm ve Gastronomi üzerine kurmadılar mı? Yıllardan beri böyle para kazanıyorlar .
Bugün İstanbul’da ortalama otelde geceleme 2.7 geceleme ve reel olarak 125 Euro kişi başı 1 gece için ödeme yapılmakta .Bunun yeme içme ve etkinlikleri de eklerseniz ciddi paralar dönmekte .
Hepimizin istediği konaklama gelirleri ile yeme içme gelirlerinin eşit olması.
Bana göre çok yakında konaklama gelirlerini geçecek .
Neyse tatiller bize iyi gelir umarım da dönüşte iç piyasada herkesin motivasyonu artar.
Yurtdışından gelen misafirler ile Türk turistleri satın alma gücü açısından eşit olması temennimiz.
Gelir seviyesi yüksek turisti Taksim'de de görmek istiyoruz .
Bu konuda Turizm Bakanlığımız ve Beyoğlu Belediyesi'nin değerli çalışmaları olduğunu biliyorum.
Galataport'tan başlayan Kültür yolu projesi, AKM'de etkinlikler, Festivaller mevcut umarım İstiklal Caddesi'nde dolaşan turist kalitesini arttırır.
Bu haftalık benden bu kadar kalın sağlıcakla …