• 14 EKİM Pazartesi 03:00
  • HV
Advert

Türkiye'de moda ve stil denilince akla gelen ilk isimlerden birisi 'MURAT TÜRKİLİ'

Nurdan Yüzbaşıoğlu
Nurdan Yüzbaşıoğlu
Yayın Tarihi : 26-09-2024 19:08

30 yılı aşkın bir süre Beymen markasının görsellikle ve imajıyla ilgili her konunun yönetiminde olan Murat Türkili’yi sektörde bilmeyen, duymayan yoktur diye düşünüyorum. Şahsen tanımayanlar için ismi bir efsane gibi kulaktan kulağa yayılmış, başarıları moda sektöründe örnek olarak anlatılmış bir isimdir. Yakın zamanda Mavi markasıyla yaptığı işbirliği ile yeniden moda sektöründe gündem olan Murat Türkili’yi biraz daha yakından tanımak isteyenler için;

Sevgili Murat,

30 yılı aşkın bir süre Beymen markası için Beymen çatısı altında harika işler yaptın. Marka için yaptığın tasarımlar, mağazacılığa getirdiğin yenilikler ve vizyonun tartışılmaz. Geriye dönüp baktığında bu yolculukta aklına ilk gelen, seni en heyecanlandıran gün hangisiydi? O gün neler oldu?

Beymen’de geçirdiğim 30 yıl, sayısız heyecanlı anla doluydu, ancak en unutulmaz günlerden biri Academia markasının doğduğu an diyebilirim. O dönemde yeni bir marka yaratmanın ve onun arkasındaki yaratıcı vizyonun benim tarafımdan şekillendirilmesi heyecan verici bir deneyimdi. Tasarımın sadece bir giysi yaratmak olmadığını, bir vizyon inşa etmek anlamına geldiğini bir kez daha hissettim



Moda sektöründeki ilk yıllarda Paris’te yaşamayı seçtiğin bir dönem var. Sonrasında da her fırsatta Paris’e koşuyorsun. Bu şehir sana ne ifade ediyor? Tekrar Paris’te veya yurt dışında yaşamayı düşündüğün zamanlar oldu mu? Dünyadaki tüm büyük şehirler zaman içinde büyük göç dalgalarıyla demografik ve kültürel anlamda erozyona uğradı. Paris, senin ilk gençlik yıllarındaki tadı veriyor mu hâlâ sana?

Paris, benim için bir ilham kaynağı. İlk gençlik yıllarımda Paris'te yaşamam, moda dünyasında bakış açımı şekillendiren en önemli etkenlerden biriydi. Bu şehir, zamansız zarafetin, sanatsal yaratıcılığın ve kültürel derinliğin sembolü. Evet, bazen Paris'te yeniden yaşamayı düşündüğüm zamanlar oldu. Ancak, Paris'in eski tadını verip vermediği konusunda net değilim. Dünya değişiyor, şehirler değişiyor, ama yine de Paris her zaman ruhumda ayrı bir yere sahip. En keyif aldığım şehirler arasında daima üst sıralarda olacak.

Kısa sürede tanınan ve yükselişe geçen markan MT1012’de her şey planladığın gibi gidiyor mu yoksa fazla plan yapmadan daha doğal akışında olmasını mı tercih ediyorsun? Senin minimalist ve gücünü giyenden aldığını düşündüğüm bu zamansız markan, tanıdığım tüm cool kadınların dolabına çok kısa sürede girdi bile. Markanın yurt dışı satış noktaları var mı?

MT1012, başından beri planlamadığım bir serüven oldu. Doğal bir akış içinde şekillendi ve bu da markayı daha da güçlendirdi. Her şeyin fazlasıyla planlı olmasındansa, markanın kendi yolunu bulmasına izin vermek bana her zaman daha cazip geldi. Stil sahibi bir topluluğa ulaştığımızı görmek beni mutlu ediyor. Bu topluluğu genişletmek ve uluslararası satışlar için bazı planlarımız var, bu doğrultuda görüşmelerimiz sürüyor.

Bugünlerde Mavi markasıyla yaptığın işbirliği herkesin radarında. "MT1012 R3-IMAGINED for Mavi" adını taşıyan koleksiyon, sürdürülebilir moda ve döngüsel tasarım prensiplerine dayalı bir proje olarak dikkat çekiyor. Ürünlerin yaşam döngüsünü uzatmaya odaklandığın bu proje nasıl doğdu? Markayla işbirliğin başka projelerle de devam edecek mi?

 Mavi ile işbirliği, sürdürülebilir moda ve döngüsel tasarım ilkelerine olan inancımdan doğdu. MT1012 R3-IMAGINED for Mavi koleksiyonu, ürünlerin yaşam döngüsünü uzatma fikriyle başladı. Sürdürülebilirliğe olan bu bağlılık, moda dünyasında sorumluluk sahibi olmanın bir yansıması. İleride Mavi ile yeni projelerle bu işbirliğini sürdürmeyi kesinlikle planlıyorum.

Moda sektörünün dünyayı gittikçe kirleten, su ve doğal kaynakları tüketen ve insan kaynağını en adaletsiz şekilde sömüren yapısına nasıl bakıyorsun?

 Moda endüstrisinin çevreye ve insanlara verdiği zarar, görmezden gelinemeyecek bir gerçek. Sektörün daha etik ve sürdürülebilir bir yola girmesi gerekiyor. Su ve doğal kaynakların sorumsuzca tüketilmesi, insan emeğinin sömürülmesi gibi konular, tasarımcı olarak üzerimde büyük bir sorumluluk hissettiriyor. Benim için tasarım sadece estetik değil, aynı zamanda etik bir duruşu da temsil etmeli.

Yaşam mottonuzu nasıl tanımlarsınız?

Yaratıcılığın bir sonu yok ama zamanı var; bu nedenle durup bir adım geri atmak önemlidir. Tasarımda ve hayatta sadeliğin gücüne inanıyorum. Karmaşadan arınmak ve özüne dönmek, derin bir anlam taşır. "Az çoktur" anlayışıyla hareket ediyorum; minimalizm benim için sadece estetik değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı. Gereksiz fazlalıklardan arınmak, hem hayatta hem de sanatta bana ilham veriyor.

  • Etiketler