• 08 MAYIS Çarşamba 19:09
  • HV
Advert

İstanbul’un sihirli tılsımları: Camiler

İstanbullular olarak muazzam bir tarihin ve kültürün içinde yaşıyoruz. Dünyanın başkenti olabilecek bir gücüz; konumu, coğrafi yapısı, doğanın torpili ve tarihi ile… Gelin bu Ramazan, İstanbul’a gökyüzüne uzanan minareleriyle ihtişam katan camilerin perspektifinden bakalım. İşte her anıyla buram buram kültür kokan tarihi camilerimiz..

İstanbul’un sihirli tılsımları: Camiler
EATING & DINING
Yayın Tarihi : 24-03-2023 12:25

Süleymaniye Camii

Klasik Osmanlı mimarisinin en ihtişamlı yapılarından Süleymaniye Camii. Fatih semtinden yer alan caminin bahçesinden Ramazan ayı boyunca iftar sofraları kuruluyor. Şehrin büyüleyici siluetini süsleyen en ihtişamlı eserlerden biri olan Süleymaniye Camii; tahtta kalma rekoru kıran Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman ve eşi Hürrem’in ebedi istirahatgahı. Caminin mimarı ise dehasıyla hayranlık uyandıran Mimar Sinan. Cami,1550 - 1557 yılları arasında tamamlanmış. Süleymaniye Camii; Mimar Sinan’ın kendi deyimiyle “kalfalık dönemi eseri”. Osmanlı estetiğini zirveye taşıyan bu tarihi yapı; sonsuzluk hissi veren bir sadelikle işlenmiş. Caminin 7 hektarlık külliyesi; eskiden medrese, hamam, kütüphane ve aşevinden oluşuyormuş. Bu muhteşem yapının da keşfedilmeyi bekleyen detayları var tabii ki. Birçok tarihi olay mimarı yapı kullanılarak sayılarla sembolleştirilmiş. 4 minare Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul fethinden sonra 4. padişah olduğunu simgeliyor. Caminin 10 şerefesi ise kuruluştan bu yana tahta geçen 10. Sultan olmasına atıfta bulunuyor. 4 fil ayağının İslam’ın 4 halifesini temsil ettiği biliniyor. Mimar Sinan’ın yeteneğini zarafet ve güçle buluşturan, Kanuni döneminin kudretini eksiksiz hissettiren bu muazzam eseri yakından görme fırsatını kaçırmayın.

 

Sultanahmet Camii

Tüm dünyadan her gün milyonlarda ziyaretçi akımına uğrayan Sultanahmet Camii, 17. Yüzyılın en önemli eserlerinin başında geliyor. Caminin inşaatı; 1609 yılında Sultan Ahmet’in vurduğu kazmayla başlamış. Mimarı ise Sedefkar Mehmet Ağa. İstanbul siluetine imzasını atan bu muhteşem yapının toplam altı minaresi bulunuyor. Hastane, kervansaray ve mutfağı günümüze ulaşmamış olsa da külliyenin en önemli parçası cami tarafı. Camiye genellikle kuzey tarafından giriliyor. Kapı üzerindeki zincir hemen dikkatinizi çekecek. Padişahlar bu zincire çarpmamak için kafalarını eğerek camiye girerlermiş. Zincir Allah’ın büyüklüğünü hatırlatıp camiye giren herkesi eşit olduğunun bir sembolü haline gelmiş. Sultanahmet Camii, Batılılar tarafından “Mavi Camii” olarak anılıyor. Bunun sebebi ise iç kısmında bulunan 20 binden fazla lale, zambak, karanfil ve gül desenli mavi-beyaz İznik çinisiyle kaplı olması. Kudretin her detayında estetik ile buluştuğu Sultanahmet Cami, İslam dünyasının da önemli yapılarının başında geliyor.

 

Büyük Çamlıca Camii

2019 yılında ibadete açılan Büyük Çamlıca Camii, Cumhuriyet tarihinin ve İstanbul’un en büyük camisi. Osmanlı - Selçuklu mimari tarzını benimseyen yapı; imanın şartını temsil eden 6 minareden oluşuyor. Büyük Çamlıca Camii Külliyesi içerisinde bulunan İslam Medeniyetleri Müzesi, modern mimarisi ve sergilenen zengin koleksiyonlarıyla çok geniş bir tarihi mirası ziyaretçileriyle buluşturmaktadır. Medeniyetleri Müzesi’nde çağdaş müzecilik teknikleri kullanılarak dijital çalışmalar da hazırlanmış böylece ziyaretçilerin sadece görerek değil, etkileşimli deneyimler yaşayarak İslam medeniyetini tanımaları hedeflenmiştir. 7. Yüzyıldan 19. Yüzyıla kadar İslam sanatının gelişimini yansıtan 800'e yakın eserin sergilendiği müze, Türk Dokuma Sanatı, Hz. Peygamber'e Atfedilen Eserler, İslam Sanatında Mimari ve Dekoratif Ögeler, İlk Mabet Kabe, Şam Evrakı, Kur'an-ı Kerim ve Mahfazaları, İslam'da Bilim, Berat ve Fermanlar, Hüsn-i Hat, Tılsımlı Gömlekler, Osmanlı'da Giyim, Destimal Geleneği, Sanduka Puşideleri, İslam'da Fetih, Türk Çini Sanatı, İslami Sikkeler olmak üzere 15 tematik bölümden oluşuyor.

 

Dolmabahçe Camii

Batı mimarisinden izler taşıyan ve Barok yapıya uyum sağlayan 19. Yüzyıl yapılarından büyülü bir güzellik. Boğaz’a ihtişam katan Dolmabahçe Camii’nin yapımı Bezmialem Valide Sultan’ın emriyle başlamış. Valide Sultan vefat edince cami, oğlu Abdülmecid’in emriyle 1855 yılında tamamlanmış. Osmanlı’nın birçok eserinde imzası bulunan Nigoğos Balyan tarafından inşa edilen cami, Osmanlı süsleme sanatı ve Batı mimarisinin harika bir uyumunu gözler önüne seriyor. Caminin en belirgin biçimsel özelliği net bir kurgu ve geometriye sahip olmasıdır. Cami ve hünkar bölümleri, işlevlerine de bağlı olarak ayrı ayrı tasarlanmış ve sonra birleştirilmiş gibidir. 1948-1961 yılları arasında Deniz Müzesi olarak kullanılan cami; müze yeni binasına taşındıktan sonra restore edilmiş. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün restorasyon çalışmalarının ardından 1966 yılında yeniden ibadete açılan eser ilk günkü güzelliğiyle yıllara meydan okuyor. Beşiktaş’ta konumlanan cami, deniz kenarındaki diğer camiler gibi oldukça etkileyici bir manzaraya sahip.

 

Ayasofya Camii

1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yerini almış olan Ayasofya Camii, İstanbul’un simge yapılarının başında gelir. Aynı yerde tam 3 kere inşa edilen bir yapıdır. 532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından bir katedral olarak inşa edilen Ayasofya, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürülmüş. 1935 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla müze statüsü kazanan Ayasofya, 2020 yılı itibariyle tekrardan cami statüsüne geçirilip ibadete açılmıştır. Eskiden İstanbul’un merkezi olarak kabul edilen Sultanahmet bölgesinde bulunan cami, etrafındaki diğer önemli tarihi eserlerle beraber hala geçmişi yeni nesillerle buluşturmaya devam ediyor. Yolunuz İstanbul’a düşerse, ilk görmeniz gereken yerler listenizin başına Ayasofya Camii’ni yazmayı unutmayın.

 

Eyüp Sultan Camii

İstanbul’un fethinden sonra yapılan ilk cami olan Eyüp Sultan Camii, islam dünyasının en önemli dini merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı boyunca en sık ziyaret edilen cami olma özelliğini de elinde taşıyor. Cami adını Hz. Muhammed’in 1300 yılı aşkın bir süre önce İstanbul’un kuşatılması sırasında elinde sancağı ile ölen sancaktarı Ebu Eyyûb El-Ensari’den alıyor. Fatih Sultan Mehmet’in özel isteğiyle yapımına başlanan külliye; cami, türbe, medrese, hamam ve imaret bölümlerinden oluşuyor. Renovasyon sürecinden zarar gören yapı, sonrasında 1766 yılındaki depremde de büyük görmüş. Bunun üzerine III. Selim’in emriyle tamamen yıkılıp yeniden yapılmış. Caminin içi, bal rengi duvarları, turkuaz halıları ve devasa büyüklükteki avizesiyle ihtişamın simgesi. Burası zaman içinde sadece dini bir sembol değil, önemli bir sosyal merkez haline de gelmiş. Camiye çınar ağaçlarıyla süslenmiş avludan girdiğinizde sizi yüzlerce güvercinle karşılıyor. Burada güvercinleri beslemek oldukça keyif veriyor. 

 

Fatih Camii

Fatih Camii, 1932 yılında ilk Türkçe ezanın okunduğu yer olma özelliği taşıyor! Adını Fatih Sultan Mehmet’ten alan dev külliye Mimar Atik Sinan imzasını taşıyor. Caminin de içinde bulunduğu külliyede toplam 16 adet medrese, hastane, konuk evi, aşevi, kütüphane ve hamam da var. 1766 yılından sonraki depremle zarar gören cami 1771 yılında yeniden yapılırken Gölcük depreminin ardından zemin kayması yaşadığı için restore edilerek 2012 yılında tekrar ibadete açıldı. Cami, 22 kubbeli avlusu ve dört fil ayağı üzerinde bulunan 26 metrelik kubbesiyle klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyor. Caminin planı Türk mimarlığının gelişmesinin bir safhasına işaret ediyor. Fatih Camii’nin kıble duvarı önündeki hazire alanında bulunan Fatih Sultan Mehmet’in türbesini de mutlaka görmelisiniz. Fatih’in sandukasının bulunduğu mezar odasının, türbeden cami mihrabına kadar uzanan bir yeraltı dehlizinin sonunda olduğu söyleniyor. Sekiz köşeli bir plana göre yapılan ve üzerinde tek bir kubbe bulunan türbede sadece Fatih Sultan Mehmet’in sandukası bulunuyor. Caminin orijinalinden farklı olan barok tarzı süslemelerini de mutlaka incelemelisiniz.

 

Yeni Camii

Valide Sultan Camisi olarak da bilinen Yeni Camii, Osmanlı ailesi tarafından İstanbul’da yaptırılan son camidir. Yapımı tam tamına 68 yıl sürmüştür! Yeni Cami’nin inşasına 1597 yılında başlanmış, ancak eser 1665 yılında tamamlanabilmiş. Aynı zamanda İstanbul’da deniz kıyısında yapılan ilk büyük cami olan Yeni Camii, iki minaresi, 66 kubbesi ve ortasında şadırvan bulunan avlusuyla dikkat çekiyor. Cami, ortada büyük bir kubbeyi tutan 4 ayakla, yanlarda 4 yarım kubbeden meydana geliyor. İstanbul’un tarihi alışveriş noktalarından biri olan Mısır Çarşısı, Yeni Camii’nin bir parçası olarak yapılmış. Yeni Camii önünde kuş yemi satan yerlerden yem alarak kuşları besleyebilirsiniz.

  • Etiketler