Başlamadan, aramızda kalsın; bize göre dünya üzerinden tek geçebileceğimiz mutfak türü tabii ki Türk Mutfağı, ötesi yok! Ama dünyaya bakmakta da fayda var; o zaman gelin hep birlikte neymiş bu Fransız Mutfağı birlikte bir inceleyelim…
Fransız Mutfağı’nın köklerine iniyoruz…
Fransız Mutfağı’nın kökleri Orta Çağ'a kadar gidiyor… Ancak, modern Fransız Mutfağı, Rönesans ve Aydınlanma Çağı’nda büyük bir değişim ve gelişim geçiriyor ve bu dönemde, Fransız Mutfağı’na damgasını vuran şeflerin eserleri ve Fransız Saray Mutfağı’nın etkisi ile bir zirveye ulaşmıştır. Orta Çağ'da, Fransız aristokrasisi için özel aşçılar tarafından hazırlanan yemeklerde genellikle baharatlar, meyveler ve et kullanılmıştır. Ancak, bu dönemde genel halkın diyeti daha sade ve temel malzemelere dayanıyordu.
Rönesans döneminde ise Fransız Mutfağı önemli bir değişim sürecine girmiş; Rönesans'ın etkisiyle, daha sofistike teknikler ve özgün lezzetler ortaya çıktı. Bu dönemde, İtalyan Mutfağı’ndan etkilenen Fransız şefler, baharatların yanı sıra taze otlar, sebzeler ve meyveleri de kullanmaya başladılar.
Peki, nedir bu Fransız Saray Mutfağı? - Hemen anlatalım… 16. Ve 17. yüzyılda, Fransız Mutfağı, Saray Mutfağı’nın etkisi altına girdi. Bu dönemde Fransız kraliyet ailesinin baş aşçısı olan François Pierre La Varenne, Fransız Mutfağı’nın temelini atan bir dizi kitap yazdı. La Varenne, sosların önemini vurgulayarak ve daha hafif, zarif yemek tarifleri sunarak mutfağın gelişimine katkıda bulundu. Louis XIV döneminde Versailles Sarayı'nda düzenlenen muazzam ziyafetler ve banketler, Fransız Mutfağı’nın şaşaalı bir şekilde sergilenmesine yol açtı. Bu dönemde, Fransız Mutfağı uluslararası alanda da tanındı ve etkiledi.
Dönüşümün öncüsü Auguste Escoffier!
19. Yüzyılda ise Fransız Mutfağı tam anlamıyla bir dönüşüm içerisine girdi; tabii bunda ünlü şef Auguste Escoffier’in parmağı vardı! Escoffier, "Le Guide Culinaire" adlı eserinde birçok klasik Fransız tarifini ve mutfak kurallarını derledi. Bu kitap, günümüzde dahi bir referans kaynağı olarak kabul ediliyor… Escoffier'in çalışmaları, mutfak hijyenine verdiği önem, yemek servisi düzenlemeleri ve profesyonel mutfak organizasyonu konularındaki katkıları, Fransız Mutfağı’nı dünya standartlarına yükseltti.
20. Yüzyılda ise Fransız Mutfağı iyice popüler bir yer edinmeye başlamıştı; hatrı sayılır bir yer diyebiliriz! Ünlü şefler, yemek yarışmaları ve gastronomik etkinliklerle Fransız Mutfağı’nı uluslararası alanda tanıttılar. Aynı zamanda, "Nouvelle Cuisine" hareketi, daha hafif ve yenilikçi yemek tarifleriyle Fransız mutfağını daha çağdaş bir hale getirdi. Günümüzde, Fransız mutfağı dünya genelinde özgün lezzetleri, şefleri ve restoranlarıyla önemli bir konumda bulunmaktadır. Fransız Mutfağı, tarih boyunca süregelen gelenekleriyle birlikte sürekli olarak evrilmeye devam ediyor…
Fransız Mutfağı’nın en ayrıştırıcı özellikleri…
Teknik her an ön planda! - Yazının başında da söylemişti; Fransız disiplini diye bir gerçek var! Fazlaca titizlenmek onların sanıyoruz ki kanına işlemiş; hemen hemen her alanda böyleler… Fransız şefler, yemek yapımında teknik ustalığı ön planda tutarlar. Kesme, dilimleme, sos hazırlama gibi temel becerilere olan hakimiyetleri, Fransız Mutfağı’nı diğer mutfaklardan ayıran önemli bir özelliktir.
Ah o sosları yok mu o soslar! - Sosları şöyle bir aklınızda geçirin; çoğunda gizli bir Fransız aksanı sezeceksiniz… Fransız Mutfağının vazgeçilmez bir özelliği, çeşitli sosların ustalıkla kullanılmasıdır. Béchamel, Velouté, Espagnole gibi temel soslar, Fransız yemeklerine karakteristik bir lezzet katıyor!
Fransız Mutfağı’nın ünlü yemekleri!
Fransız Mutfağı denildiğinde aslında ön plana çıkan bir çok farklı yemek var tabii; ama itiraf edin, sizin de aklınıza ilk olarak Croissant yani Kruvasan gelmedi mi? :) Kendisi ülkemizde de sıkça tercih ediliyor; Fransız Mutfağı’nın meşhur poğaçası da diyebiliriz! Ünlü bir hamur işi kendisi; yumuşak ve kabarık hamur ve tereyağı katmanları…
Kruvasan ile açılışı yaptığımıza göre; biraz da yemeklerine göz atmakta fayda var… Coq au Vin en meşhur klasiklerinden biri; tavuk butları, mantar, soğan ve sarımsak içeren bir tencere yemeği. Kırmızı şarap içerir ve yavaşça pişirilerek zengin bir lezzet elde edilir…
Bir de Provence bölgesine ait Ratatouille var tabii! Sebzelerin bir araya getirilmesiyle yapılan bir sebze yemeği; kabak, patlıcan, biber ve domates…
Fransızların deniz mahsüllerini kullanma başarısını da unutmamak gerekir! Fransız Rivierası’na özgü bir deniz mahsülleri çorbası olan Bouillabaisse; farklı deniz ürünleri, sebzeler ve baharatlar kullanarak hazırlanıyor.
Tart konusunda da başarılı oldukları bir gerçek! Quiche Lorraine; yumurta, krema, tuzlu pastane hamuru ve genellikle jambon veya bacon içeren bir tür tuzlu tart; genellikle kahvaltıda veya hafif bir öğün olarak tüketilir.
Dana eti, soğan, havuç ve kırmızı şarap içeren bir et yemeği olan Boeuf Bourguignon ise dikkat çekenlerden. Uzun süreler yavaş yavaş pişiriliyor; böylece etin özleri ve lezzeti de iyice ortaya çıkıyor.
Kısacası…
Fransız Mutfağı, dünya genelinde büyük bir etkiye sahip; Fransız teknikleri ve tarifleri, birçok ülkede öğrenilen ve uygulanan bir sanat diyebiliriz. Tarih, çeşitlilik ve teknik ustalık açısından benzersiz… Köklü geçmişi, zengin lezzetleri ve dünya genelindeki etkisi ile Fransız mutfağı, gastronomi dünyasında haklı bir üne sahiptir. Her bir tabağında bir sanat eseri gibi özenle hazırlanmış lezzetler sunan Fransız mutfağı, gastronomi tutkunları için vazgeçilmez bir deneyim sunmaya devam ediyor…
İstanbul’da Fransız Mutfağı’nın en iddialı temsilcileri!
Fransız Mutfağı’nın tarihini, özel lezzetlerini ve özlerini incelediğimize göre; gelelim İstanbul’da menüleriyle Fransız Mutfağı’nın özel dokunuşlarını misafirlerine deneyimleten en iyi ve trend restoranlara!
Parle, Zorlu Center
Rez: 0212 353 63 43
Zorlu’nun şık kaçamağı uzun yıllardır tabii ki Parle! Fransız Mutfağı’nın şehirdeki en keyifli temsilcilerinden; hem de moda dünyasının tam ortasında… Menüde ağırlıklı bir Güney Fransa esintisi hissediyorsunuz. Öğle yemeklerinin trendlerle dolu kaçamağı, alış veriş molalarının en gusto deneyimi ve akşam yemeğinizi ışıltılar içerisinde geçireceğiniz harika bir deneyim. Parle’nin başarılı şefi ise sevgili Sadık Ilgaz; işine tutkuyla bağlı ve imza lezzetleri kesinlikle denenmesi gerekenler arasında! Şu sıralar menüden dikkat çeken bir Fransız ise; Fransa usulü Pekin Ördeği; meraklılarına duyurulur…
Neni Brasserie, Caddebostan
Rez: 0216 407 10 43
Günün her anını keyifli bir Parissien deneyimine çevirmek isteyenler için şık bir seçenek! Adını Antik Çağ’da yaşamış bir Mısır kraliçesinden alan Neni Brasserie; geniş seçenekli bir sabah kahvaltısı ile başlayan, öğle ve akşam yemekleri ile devam eden; kahve ve bar sohbetleri ile tüm gün yaşayan tipik bir ‘Fransız Lokal Brasserie’ kıvamında! Karamelize Soğanlı Keçi Peynirli Tart, kesinlikle denemeniz gereken aperatifler arasında. Ana yemek seçeneklerinde ise özenle pişirilmiş Fransız lezzetlerine rastlıyorsunuz. Fransız rulo köfte, Dijon hardal sos ve patates kızartması ile servis edilen French Met Loaf bizim favorilerimiz arasında!
Batard, Bomonti
Rez: 0212 955 08 88
Adımını ilk attığınız andan itibaren dekorasyon detayları ve ekibiyle sizi tamamen Fransız sokaklarına götüren bir mekan! İki başarılı şefin imzaları da mekanı özel kılan niteliklerden; şef Cihan Kıpçak ve Üryan Doğmuş’un yorumlamaları menüde sizi bekliyor. Akşam yemeği menüsünden son favorimiz; Pirzola ve Kavunlu Burrata!
La Boucherie, Levent
Rez: 0532 135 35 55
Lezzeti, eğlenceyi ve sanatı bambaşka bir konseptle sunan La Boucherie ile tanışın! La Boom’un şöhretli tabağı La Boucherie; menüsüne, mutfağına sığmadı ve yepyeni bir konsepte ilham verip bambaşka bir restorana dönüşmüştü! Fransız Mutfağı’na şekil veren önemli bir akıma öncülük eden mekan; ‘Dinler Theatre’ konseptiyle unutulmaz anlar yaşatıyor. Fransız usulü gastronomik bir deneyim için tasarlanan menüsü ve dekorasyonuyla dikkat çekiyor; Sedef Gali imzalı post emperyonist resimler, en az şefin tabakları kadar popüler ve sıcak…
Restaurant Mabou, Asmalı Mescit
Rez: 0530 377 88 37
Mütevazi, sofistike bir şef restoranı! Cem Eksi ve Pınar Karasu’nun lezzet harmanlamasına şahit olacağınız eşsiz menüsü aslında tam bir sentez niteliği taşıyor. Tadım menüleri ve mevsimsel olarak değişiklik gösteren menüleriyle dikkat çekiyor.
Aşeka, Karaköy
Rez: 0530 339 83 78
Karaköy’de 100 yıllık tarihi bir binada 2022 yılında kapılarını açan Aşka, kurulduğu günden bu yana sürükleyici, farklı duygulara hitap eden bir yemek deneyimi sunuyor. Mevsimsel olarak değişen Avangard Menü, şef Ömer Akosman’ın ustaca yaklaşımı ve sadece mevsimin en iyi ve en taze ürünlerini kullanmaya verdiği önemle Aşeka deneyiminin mükemmel bir parçası. Carrot Ricotta Gnocchi kesinlikle denemeniz gerekenler arasında!
Le Cuistot Bistro, Beyoğlu
Rez: 0212 223 83 55
Şehrin canlı, heyecanlı lezzet keşfi Le Cuistot Bistro! Fransız ve Belçika Mutfağı’nı canlı müzik ile birleştiren, catering konusunda da oldukça başarılı olan bir mekan. Chef Carlos imzalı tabaklarla şimdiye kadar tanışmadıysanız, elinizi çabuk tutmanızı öneririz. Gastronomi dünyasına sentezli bir yorum getiren şefin yeni tatları ve teknikleri keşfetmeye değer! Mekanın çalışma saatlerini bilmenizde de fayda var. Mekan Salı - Perşembe 17:00 - 01:00 arası, Cuma - Cumartesi 12:00 - 02:00 arası ve Pazar günleri ise 12:00 - 00:00 arası açık.
La Vie Praline, Beyoğlu
Rez: 0212 236 90 96
Fransız tatlılarının vazgeçilmezi! Fransız dokunuşlarıyla Türk damaklarına hitap eden La Vie Praline; ilk şubesini Beşiktaş Çarşı’da 2017 yılında açmıştı. Sonrasında ise Akaretler’de daha büyük bir mekanla karşımıza çıkmıştı. Çikolataya bambaşka bir yorum getiren ve Fransız tatlılarını bizim damak zevkimize uydurmayı başaran mekanın tatlılarından favori belirlemek oldukça zor…