• 12 MAYIS Pazartesi 17:55
  • HV
Advert

Manisa Mesir Macunu Festivali ve Yanık Ülke Gezisi

Berrak Tangülü
Berrak Tangülü
Yayın Tarihi : 28-04-2025 15:25

Manisa çok güzel bir şehirmiş biliyor muydunuz?

Hep yolumuzun üstünde olan ama içine bir girmeyip hep transit geçtiğimiz Manisa meğer içinde ne zenginlikler, ne değerler, ne keyifli gezi rotaları barındırıyormuş, iyi ki Geleneksel Mesir Macunu Festivali vesilesiyle gittim ve keşfettim. Tarihi Kula Evleri, Kula-Salihli Jeoparkı, Sardes Antik Kenti, Peri Bacaları ve Yanık Ülke Bağlarıyla dolu dolu bir gezi rotası oluşturabiliyorsunuz. Size önemli nokta atışı detaylarıyla anlatacağım.

Önce Notlar

1- Manisa’da bu yıl 485. kez yapılan Mesir Macunu Festivalinde 8 ton mesir macunu vatandaşlara saçıldı. 41 çeşit baharatı bir araya şifalı getiren mesir macunu tüm Manisa halkını sokaklarda öyle bir coşkuyla birleştiriyor ki inanılmaz bir atmosfere şahit oluyorsunuz.

2- Halkın içinde gezerken kendi aralarında en çok şu cümleyi ettiklerine dikkat ettim: “Bu sene festival geçen senelerden çok daha kalabalıktı” 

3- Manisa Büyük Şehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek halk tarafından çok seviliyor. Genç, karizmatik ve çalışkan bir siyasetçi. Keşke ülke çapında yüm siyasi liderler de böyle olsa dedirtiyor insana.

4- Manisa Kebabı benim damak zevkime çok uymuyor, sevmiyorum. Manisa’nın aslında çok fazla yöresel lezzeti var keşke kebaba bu kadar odaklanmayıp onları da tanıtsalar.

Neden Özel Bir Coğrafya?

1,5 milyon nüfusa sahip olan sakin, dingin ve kendine has bir şehir Manisa.  İzmir’e yarım saat mesafede ve ulaşımı çok rahat.  41 çeşit bitkiden ve üzerine dualar okunarak yapılan Şifalı Mesir Macunu, Sultaniye Üzümü, Manisa Kebabı, lezzetli Kırkağaç kavunu ile meşhur. Lidya devletine başkentlik yapmış olan ve tarihte paranın ilk basıldığı yer olan Sardis Antik Kenti, Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında buluyor.

Türkiye’nin UNESCO etiketli ilk ve tek volkanik sahalarından birisi olan Kula-Salihli Jeopark sahasıyla da jeoturizm açısından en önemli alanı konumunda. Jeopark’ın 3 km uzunluğundan öyle bir yürüyüş parkuru var ki gezerken kendinizi adeta bu dünyanın dışında hissediyorsunuz. Muhakkak deneyimlenmesi gereken bir macera.

İncilde bahsi geçen 7 kiliseden 3 tanesi de bu topraklarda..

Fatih Sultan Mehmet’in beni seven arkamdan gelsin dediği yer de burada..

“Yanık ülke” olarak anılan Kula; 10 bin yıl öncesine kadar yaşandığı belirtilen volkanik patlamalar sonucu akan lavların oluşturduğu 305 kilometrekarelik saha, zengin kültürü ve tarihi, doğal ve jeolojik güzellikleriyle İç Egede gezip görülesi bir hazine. Volkanik dağ ve tepeler lavlar püskürterek, doğayı kasıp kavurmuş ve o dönem insanları, yöreye “Yanık Ülke” demişler.

Yanık Ülke Bağlarına ev sahipliği yapıyor. Çok lezzetli şarapları var.

Genç volkanlar arasında simsiyah lavlarla kaplı topraklar mitolojide Yanık Ülke olarak anılırmış, bu topraklarda yetiştirilen bağlar ve onların şarapları antik dönemde çok ünlüymüş. Şöyle ki Antik çağın ünlü coğrafyacısı Strabon Katakekaumene’nin (Kula’nın) hiç ağaç olmayan, siyah topraklarında yetişen asmaların ve bu bağlarda yapılan şaraplardan övgü ile bahsedermiş.

Yanık Ülke’nin siyah topraklarından gelen ve mitolojide en güzel şarapların yapıldığı bereketli bağlarla dolu olan bu bölgenin efsaneleşmiş saraplarını “Yanık Ülke Şarapları” olarak tekrar hayata döndüren Anemon Otel de bir Manisa markası. İstanbul’daki Sensus Şarap Evi’nden bilirsiniz. 

Villa Estet Bağ Oteli’ne gidin, otelin içindeki Villa Estet adlı bir restoranda yanık ülke şarapları eşliğinde Toscana esintili bir ortamda keyifle yemek yiyin. Gece konaklamak için de oldukça güzel bir tesis. 

Tarihi Kula evlerini sokaklarca gezin. Mimarilerine ve renklerine bayılacaksınız. Leblebi ve helvasından alın. Türk Evi’ni görün, onun hemen karşısında Kenan Evren’in doğduğu ev var. Beyler evi’ni gezin. Zamanında burda Germiyan beyi oturuyormuş. 

Tarihi Kula Evleri. Kula şehri, Türkiye’deki 18. yüzyıl Osmanlı kent mimarisinin en iyi korunan örneklerinden biridir. Yanardağ patlamalarının meydana getirdiği az rastlanan bir jeolojik yapıya sahiptir. Kent merkezi, kısmen Osmanlı Devleti’nin kısmen Germiyanoğulları Beyliği’nin izlerini taşıyan iyi korunmuş konut dokusu nedeniyle “yaşayan müze” tabir edilir.

Kula’da sadece Türk evleri değil, aynı bölgede, hem Türk evleri hem Rum evleri yan yana bulunuyor. Türk ve Rum evlerinin özgün mimarisi ve renkli sokakları ile son yıllarda çok ilgi çekiyor.

Türk evleri ahşap ve kerpiçten yapılmış genellikle iki katlı evler. Evlerin birinci katında ya hiç ya da çok az pencere bulunuyor. Evlerin kapısı avluya açılıyor. Avlu yüksek genellikle üç metre yükseklikte duvarlar ile çevrelenmiş. Avluya genellikle iki kanat ve büyük avlu kapısından giriliyor.

Günümüzde camiler, kiliseler, çeşmeler ve ünlü konaklar dahil olmak üzere 3000 tarihi yapıdan yaklaşık 1200’ü Kula Kentsel Sit alanı olarak tescillenmiş ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır. Kula Divlit Volkan Konisi’nin eteğinde kurulmuş olan şehirde, meskenlerde ve sokaklarda yörede yaygın bulunan bazaltlar ile şistler kullanılmıştır.

Sardes Antik Kentini Mutlaka Gezin.

Tarihte paranın ilk basıldığı yer olan Sardis, Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Sart kasabası yakınlarında bulunan ve Lidya devletine başkentlik yapmış olan bir antik kenttir. MÖ 1300’de kurulup MS 1200’de yıkılmıştır.

Günümüze kadar korunagelmiş olan dünyanın en görkemli İon düzeni tapınaklarından birine ev sahipliği yapan antik kent, korunmuş Roma yapıları içerisinde anıtsal bir hamam-gymnasium kompleksi ve antik dünyanın en büyük havrasına sahiptir.

Gymnasium’un karşısında “Bronzlu Ev” olarak adlandırılan büyük bir yapı yer alır. Bu yapı, Tmolos (Bozdağ) Dağı’nın sırtları ile eski Lidya merkezinin arasında olup antik çağın en göz alıcı yapılarından biridir.

Manisa’da yemek yiyebileceğiniz bir kaç adres önerisi

Yeme-İçme

Yeni Han – Kebapçı Ali
Taş Fabrika
Litani Restaurant
Şafak Kebap

Konaklama

Giritligil Hotel – Şehir merkezinde butik otel
Taş Fabrika adlı restoran da hemen yanında bulunuyor
Double Tree Hilton