Bedeninle Tanış!
‘Bugün nasılsınız?’ sorusuna verdiğiniz cevabı ne belirler? Halet-i ruhiyeniz mi? Bedeninizdeki hisler mi? Çevrenizde olup bitenler mi? Yoksa geçmişte yaşadıklarınız mı? Bu sorulara genel geçer cevaplar veririz çoğumuz. Çok azımız bu soruya gerçekten kendini nasıl hissetiği cevabını farkındalıkla verir. Elbette günlük yaşamın koşturmacasında durup kendimize ayıracak, kendimiz anlayacak vakti ayırmadığımız için de bu genel geçer cevaplar bir nevi kurtarıcı olur bize. Oysa bedenimiz kadar kıymetli hiçbir eşyamız yoktur. Bu yaşamı devam ettirmek için bu beden bize verilmiş bir enstrümandır. Gelin bugünden itibaren bu harika enstrümanı daha yakından anlamaya ve sevmeye başlayalım. Öncelikle ona nasıl yaklaştığımızı netleştirmeliyiz.
Ben son zamanlarda keman çalmayı öğreniyorum. Çok düzenli vakit ayırmasam da ilerleme kaydedebiliyorum. Bunun bir basit kuralı var. Her gün kısa da olsa bir vakit ayırmak, kemanı tanımama, anlamama ve çalmayı öğrenmeme yarayan en geçerli formül. Bir enstrümanı çalmayı öğrenirken kılavuzlar da var. O tellerin hangi sesleri çıkardığı, yayın nasıl kullanılacağı, kemanın nasıl tutulacağı, notalar.. Karmaşık pek çok detayı öğreten sabırlı ve istikrarlı bir hocam var. O olmasaydı bu sistemi çözmem de mümkün değildi. Her konunun bir erbabı var elbette. Ben bu konunun uzmanı değilim, bir uzmandan rehberlik alıyorum.
Bedenimiz bizim kullanımımıza sunulurken bir kullanma kılavuzuyla birlikte gelmiyor. Parçalarını, işlevini, hangi işlev için nasıl bir bakım gerektiğini nereden öğreniyoruz?
Bu sorunun cevabı biraz karışık olabilir. Bazı konuların uzmanlarına ulaşmak, onlardan rehberlik almak zor. Elbette sağlık bilimlerinde uzmanlık uzun ve meşakkatli bir yol. Haliyle uzmanlaşmış kişilerle geçirebildiğimiz vakit kısıtlı. Uzman olmayan kişilerden öğrenilenler kirli bilgi. İnternet ortamı kabuslarımız olacak korku dolu satış politikalarıyla dolu. Geçenlerde radyoda bir sağlık kuruluşunun reklamını dinlerken fark ettim; ‘aman kontrole gelin maazallah çok kötü hastalıklar çıkar farkında olmazsınız’ alt yazılı bir ‘SAĞLIK’ reklamı bile yapılmış. Haliyle bedenimizi kullanma kılavuzumuz olmadığı gibi bir de kendi bedenimizi anlamamızın önüne engeller çekilircesine bir sektörel hatalar zincirinin içerisindeyiz. Aklımızın karışması ve hatalara sürüklenmemiz ve bazen de kendi doğrularımızı yargılanırken bulmamız çok normal bu ortamda. Ama size çok basit bir düşünme sisteminden bahsedip bedeninize yaklaşmanızı sağlamak niyetindeyim.
Ben hareket sistemi konusunda üç farklı bilimsel alanda çalışıyorum. Birincisi fizyoterapi, ikincisi hareket ve antrenman bilimi, üçüncüsü ise nörobilim. Bütün eğitimim ve tecrübem bedenimizde hareket etmemizi sağlayan sistemlerin nasıl çalıştığını ve yaralanma ya da kronik sorunlar yaşamamız durumunda nasıl iyileşeceğini anlamak üzerine kurulu. Doktora tezimde de bazı sihirli dokunuşların hareket sistemimizde yarattığı büyük etkileri ortaya koymak için çalışıyorum. Ve size tüm bu eğitim ve klinik tecrübemin en basit sonucunu anlatmak isterim;
‘Hareket sistemimiz hareket etmek için yaratılmıştır ve hareket sever. Hareketsizlik ise bu sisteme işkencedir.’
Hareket sistemimizi oluşturan kemikler, kaslar, omurgamız, kıkırdaklarımız, eklemlerimiz, tendonlarımız gibi özel dokularımızın her biri basitçe anlatılacak bir yapılanmaya sahiptir. Yani bedenimizdeki dokuları tanımak istersek karmaşık kaynaklar karıştırmaya ya da bir dolu latince kelime okumaya ihtiyacımız yok. Tamamı günlük yaşamda bildiğimiz sistemlerle benzer özelliklere sahiptir ve iyi bir anlatımla herkes bedenine nasıl iyi bakacağını anlayabilir. Ben de bu anlatımları hem çok severim hem de mesleki misyon olarak görürüm. Madem bir konuda bilgi birikimi ve tecrübe edindik, o halde bu birikimle kullanılabilir anlatımlar yapmalıyız. İşte bugün bu anlatımlara başladık bile.
Bedenimize iyi bakmanın en güzel yöntemi bedenimizi iyi tanımak ve sevmek demiştik. Ancak bir konuya nasıl baktığınız, o konuya nasıl ilerleyeceğinizi tanımlar. Piyasadaki korkunç bilgi (!) kalabalığının bizde ürettiği bedene güvensizliği beynimizden sıyırıp kenara koymadan aldığımız her türlü bilgiyi kötüye yorarız. Lütfen hep aklımızda kalması gereken, en derinden hissetmemiz şart olan şu cümleyi gerekirse bir kağıda yazıp baş ucunuza iliştirin ve sık sık tekrarlayın;
‘Bedenim tüm işlevleriyle beni bu yaşama bağlayan en değerli enstrümanım ve kendi kendini iyileştiren büyüleyici sistemlere sahip.’
Zamanla bu harika bedeni pek çok özelliğiyle keşfedeceğiz ve çok daha fazla seveceğiz, eminim. Dilerim sizler de benim kadar keyif alırsınız bu seriden.
Sevgi ve sağlıkla kalın.
Uzm. Fzt. İlkay KOÇ
Enpac Physiotherapy
www.enpac.com.tr
Atölye Akademi
www.atoly3.com
Beşiktaş/İstanbul
[email protected]
https://www.instagram.com/egzersizce_