KAICY, adını Antakya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen tarihi bir Roma mozaiğinden alıyor. Bu mozaik, geçmişte ev girişlerine yerleştirilerek kötü enerjilere karşı koruyucu bir anlam taşırdı. Yunanca kökenli “KAICY” kelimesi, “Sana ne diliyorsam, sen de bana onu dile” anlamıyla zarafet, iyi niyet ve misafirperverliği temsil ediyor.
Bu güçlü anlamı taşıyan isim, bugün Tarabya’da Boğaz manzarası eşliğinde yeniden hayat buluyor. Gamze Cizreli’nin vizyonuyla doğan KAICY, yalnızca yemek sunmuyor; tarih, kültür ve estetikle örülü özgün bir gastronomi deneyimi vadediyor.
Lezzet Sanatla Buluşuyor
KAICY’nin mutfağı, Levanten kültürünün klasik tatlarını modern tekniklerle dönüştürüyor. Menü, her üç ayda bir yenilenerek mevsimsel tatlar ve yaratıcı sunumlarla tazeleniyor. Bu yaklaşım, her ziyarette farklı bir keşif sunmayı mümkün kılıyor.
Restoranın mutfağında, Michelin yıldızlı deneyime sahip Şef Aziz Doğrucu ve mutfak mentoru Murat Aslan bulunuyor. Yenilikçi ve rafine tarifler, geçmişle bugünü tabakta buluşturuyor. İşletme Müdürü Aybars Taşdan, uluslararası deneyimiyle operasyonun kusursuz akışını sağlıyor.
KAICY, zarafeti detaylarda da yaşatıyor. Atelier Rebul iş birliğiyle oluşturulan özel koku ve Madam Malachite tasarımı deri servis ürünleri, duyulara hitap eden bir ambiyans yaratıyor.
Menüde Öne Çıkan Tatlar
Başlangıçlar arasında, limonlu brioche ekmeğiyle servis edilen tarama, mekânın en özel lezzetlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ana yemeklerde ise ağır ateşte pişmiş kuzu kol, yanında sunulan safranlı zereşkli pilav ile birlikte dikkat çekiyor.
Tatlı severler için kireçte pişirilmiş kabak tatlısı, üzerinde tarçınlı çöven köpüğü, tahin ve balzamik dondurma ile servis ediliyor. Bu üçlü, klasik tatlı algısını yeniden tanımlıyor.
Tek Bir Tabak Seçmek Zor
Kurucusu Gamze Cizreli, menüden tek bir tat seçmenin zor olduğunu vurguluyor. “Her gelişimde farklı bir lezzet denerim,” diyerek KAICY'nin çeşitliliğini ön plana çıkarıyor. Menünün her detayı, farklı bir kültürel hikâyeyi yansıtıyor.
Zanaatla Şekillenen Mimari Estetik
KAICY’nin mimari kurgusu, iç mimar Toros & Partners ve sanat küratörü Begüm Güney’in estetik bakış açısıyla hazırlanmış. Mekânın duvarlarında Nahide Büyükkaymakçı’nın göz alıcı cam enstalasyonu ve Aslı Özer, Hazal Haznedaroğlu, Hybrid, Şahika Altınsoy ile Taner Şekercioğlu’nun eserleri yer alıyor.
Zanaatkâr ellerden çıkan detaylar da dikkat çekiyor. Hataylı ustaların ellerinden çıkan karakılçık buğdayı desenli el oyması tabaklar, gelenekle moderniteyi aynı sofrada buluşturuyor.
Doğal Malzemelerle Huzurlu Bir Atmosfer
Yüksek tavanlar, kemerli geçişler ve zeytin ağaçlarıyla çevrili iç mekan, Akdeniz mimarisinin ferah estetiğini yansıtıyor. Zeminlerdeki özel tasarım mozaikler ve pastel toprak tonları, misafirlerde huzur hissi yaratıyor.
Dokulu kumaşlar, doğal ahşaplar ve dengeli ışık kullanımı ile KAICY, sadece bir yemek mekanı değil, duyulara hitap eden sanatsal bir alana dönüşüyor.
İstanbul’da Lezzet, Sanat ve Tarihle Buluşma Noktası
Boğaz’ın büyüleyici atmosferi eşliğinde kurulan bu gastronomi sahnesi, hem sofistike bir mutfak deneyimi sunuyor hem de misafirlerine tarihsel bir yolculuğun kapılarını aralıyor. KAICY, İstanbul’un seçkin restoranları arasında kendine özel bir yer edinmiş durumda.