Gecce Food Gusto ile İstanbul’da sokak lezzetleri turuna çıkarıyoruz sizi...

Stratejik coğrafi konumu, köklü tarihi, kültürel çeşitliliğiyle tanınan ve Avrupa’nın en büyük şehri olan İstanbul zengin mutfağıyla, lezzetine doyum olmayan sokak lezzetleriyle gastronomi meraklıları için de bir cevher niteliği taşıyor ve İstanbul’un zengin ürün çeşitliliği hemen her sokakta, karşımıza çıkıyor. Peki, İstanbul'u İstanbul yapan o harika lezzetler hangileri?

DESTINATIONS - 16-11-2023 15:43 22088 kez okundu.

Gecce Food Gusto ile İstanbul’da sokak lezzetleri turuna çıkarıyoruz sizi...

İstanbul’un renkli gastronomi dünyasında sokak lezzetlerinin de önemi büyük. Şehir  kültürünün bir parçası olan bu lezzetler günlük hayatımızla her daim hep iç içe! Sabah işe giderken, öğle toplantısına yetişirken ya da akşamüstü soğuk havada hızlı hızlı bir yerlere  yetişirken köşebaşındaki tezgahtan aldığımız sıcak kestane kebap, simit, sahilde dolaşırken atıştırdığımız midye dolma ya da gece vakti bir eğlenceden dönerken açlığımızı yatıştırmak için yediğimiz kokoreç… haydi Gelin birlikte bir İstanbul turuna çıkalım ve bizlere  hareketliliğiyle baş döndüren bu cıvıltılı  şehrin sokak lezzetlerinin şöyle bir kısa hikayelerine bakıp en güzelleri nereden alınır ve yenir bir bakalım...

Kestane

Yaz güneşi yerini serin günlere bıraktığında İstanbul’a da kestane kebap vakti gelmiş demektir. İri bir çizik attıkları kestaneleri tezgahlarındaki mangalda pişiren kestaneciler İstanbul sokaklarının süsüdür. Közde pişen bu sokak lezzetinin dumanı sizi mıknatıs gibi tezgaha çeker. Küçük bir kese kağıdına doldurulan sıcacık kestaneler hem içinizi hem de ellerinizi ısıtır. Bebek, Beşiktaş , Nişantaşı , Moda, Eminönü, Bakırköy, Taksim… İstanbul’un  her semtinde her köşe başında rastlarsınız kestane tezgahlarına. Hele kestaneleri hızlı hızlı çeviren ve sıcak sıcak kesekağıdına koyan kestaneci candır! Size ninicik bir  kese kağıdı kocaman bir mutluluk verecektir serin ve yağmurlu havada! 

Turşu Suyu

İstanbul’un en köklü sokak lezzetlerinden biri olan turşu suyu tam bir şifa deposu olmanın yanı sıra iştah açan, keyif veren bir içecek olarak her zaman gönlümüzde ayrı bir yere sahip. Kavanozlara girip market raflarında yerini almadan önce semt aralarındaki seyyar tezgahlarda, küçük dükkanlarda satılırdı turşu. Yıllardır değişmeyen kalitesiyle bu işi yapan turşucular hâlâ var. Acılı, acısız, sade ya da içinde turşu parçacıklarıyla sunulan turşu suyunun en lezzetlisini Beyoğlu’ndaki Asri Turşucu, Beşiktaş’taki Soydan Turşucu ya da Kadıköy’deki Meşhur Özcan Turşu’da içebilir ya da satın alabilirsiniz! 


Simit

Yazılı geçmişi 1000 yıla dayanan bu özel yiyecek, günümüzde farklı bir boyutta hazırlansa da, o hâlâ sokak lezzetlerinin en vazgeçilmezi. Her semtte, her sokakta en çıtır haliyle karşımıza çıkıveren simit; kimi zaman İstanbul’un hareketli temposunda açlığımızı bastırmak için imdadımıza yetişiyor, kimi zamansa demli bir çay ve peynir eşliğinde keyifli bir kahvaltıya dönüşüveriyor. Bol susamlı haliyle kalbimizde yer etse de ay çekirdeklisi, chia tohumlusu ya da tahıl karışımlısı da artık tezgahlarda. İstanbul’da yaşayan herkesin kendi semtinde simit satan bir büfesi mutlaka vardır. Ancak yolu Çengelköy’e düşenler için tavsiyemiz 175 yıldır hizmet veren Tarihi İsmail’in Has Fırını’nın simitleridir. Karaköy’deki Galata Simitçisi de odun ateşinde pişirdiği Simit'in efsanesi İstanbul harici heryere yayılmış durumdadır.


Dumanı üstünde ‘Süt Mısır’

Mevsimi geldiğinde haşlaması ve közlemesiyle İstanbul sokaklarında kendine yer bulan süt mısır, satıldığı tezgâhtan yayılan kokusuyla insanları cezbeden vazgeçilmez sokak lezzetlerinden biri. Her çeşit tüketiciye hitap eden süt mısır, koçan şeklinde yemenin zevkini veremese de, son zamanlarda bardakta da satılmakta ve tercihe göre çeşitli baharat veya soslarla harmanlanarak da satışı yapılmaktadır.

Sokak Poğaçası

Çocukken hepimizin mahallesinden geçmiştir mutlaka. Özellikle 80’ler 90’lar çocukları iyi bilir bu lezzeti. Sadesi de güzel olur ama bizlerin  favorisi peynirli. İçine yağ giren her şey ekstra bir güzel olur, bu da öyle bir şey işte. Hala sabahları Karaköy Namlı civarlarında satan bir kaç tezgah var. Bir sabah kahvaltı etmeden yolunuz o civarlara düşerse, mutlaka sokak poğaçasından almanızı öneririz!

Sokak Sandviçleri

Beyoğlu’nun ara sokaklarında bir amca dolaşır yıllardır. Elinde hasır sepeti, içinde taze sandviç ve galetalarıyla sokak sokak gezip, satış yapmaya çalışır. Kendine has bir repliği de vardır. “Beeen geldim gidiyorum. Beyaz peynir doldur, salam doldur, kaşar doldur.” diye bağırır. Hatta bu replik, Metin Akdemir’in belgesel kategorisindeki bol ödüllü kısa filmine de adını vermiştir. Filmi şuradanizleyebilirsiniz. Neyse, filmlere konu hatta oyuncu olan bu amcamız, çok güzel sandviçler satar. Bir gün denk gelirseniz mutlaka deneyin.

Yufkanın en lezzetli hali: Börek

Kıymalı, peynirli, patatesli, ıspanaklı.. Hele bir de dumanı üstünde sıcacık olanına denk gelindiğinde bu lezzete hayır demek mümkün olmuyor. İstanbul’da adını daha çok Sarıyer semti ile duyduğumuz fakat neredeyse her semtin sokağında karşımıza çıkan börekler, poğaça ve gevrek simitin dişli rakipleri arasında yerini alıyor. Sarıyer Börek

Nohut Pilav

Her ne kadar evlerde de pişen bir yiyecek olsa da, bir sokak tezgahında yediğiniz nohut pilavın tadını asla evde alamazsınız. Yıllardır her gün aynı yemeği hazırlamanın getirdiği ustalıktan olacak, o pilavdaki pirinçler tam kıvamında pişer, nohutlarsa yumuşacıktır. Arzu edenler üzerine tavuk eti de ekletir. Bol köpüklü bir ayran ve turşuyla bu lezzet tamamlanır. İstanbul sokaklarını arşınlayan yüzlerce nohut pilav arabası olsa da ünü şehrin sınırlarını aşan Unkapanı Pilavcısı’ndan bu lezzeti mutlaka tatmalısınız. Unkapanı’nda İMÇ 1. Blok tabelasına doğru bir kalabalık görürseniz pilavcının tezgahını buldunuz demektir. Oraya kadar gidemem diyorsanız Beşiktaş çarşısındaki Meşhur Sokak Pilavcısı’nın pilavını da beğeneceksiniz.


Islak Hamburger

Islak hamburgerin İstanbul’da yaşayanların kalbindeki yeri her zaman bambaşka. Kendi küçük, lezzeti büyük bu hamburgerin alametifarikası sarımsaklı domates sosuyla ıslatılan yumuşacık ekmeği ve bol baharatlı köftesinde saklı. Yanında buz gibi bir ayranla midenizi şenlendiren ıslak hamburgeri Taksim’deki birçok büfe layıkıyla hazırlasa da bizim tavsiyemiz yıllardır ıslak hamburgerleriyle haklı bir ün yapmış olan Kristal Büfe. 1962 yılında Taksim’de ilk şubesini açan Kristal Büfe, artık Bağdat Caddesi Göztepe’de müdavimlerini ağırlıyor. Yok ben Avrupa yakasından bir adres istiyorum diyorsanız, Büyükdere’deki Avrupa Marmaris Büfe’nin ıslak hamburgerleri de çok leziz.  Kızılkayalar da birçok semtteki şubesiyle ıslak hamburgerlerini sevenleriyle buluşturuyor.

Balık Ekmek

Yarım ekmeğin içinde bol soğan ve yeşilliklerle sunulan ızgara balık! 

Karşı koyması güç bir yiyecek olan balık ekmek, İstanbul denince akla ilk gelen lezzetlerden biri. Aç olsanız da, olmasanız da Eminönü ve Üsküdar'a  yolunuz düştüğünde mutlaka aklınızı çeler. Bu semtlerde ızgara balık kokusu metrelerce uzaktan duyulur. Kokuyu takip ederek kolayca balık ekmek tezgahlarına ulaşırsınız. Turşu suyuyla lezzetini katlayan balık ekmeğinizi Galata Köprüsü boyunca sıralanmış balıkçılardan birinde yerken İstanbul’da olduğunuzu iliklerinize kadar hissedersiniz. Galata Köprüsü yakınlarında teknede balık ekmek hazırlayan Tarihi Eminönü Balık Ekmek Barbaros Teknesi’ni de tercih edebilirsiniz. Başka semtlerde de balık ekmek keyfi yapabileceğiniz yerler tabii ki var. Beliktaş, Yeniköy, Beylerbeyi, Ortaköy 

Kumpir

Fırında iyice pişmiş kocaman bir patatesi ortadan ikiye yarıp tereyağı ve kaşar peyniriyle harmanlayan kumpirciler, çeşit çeşit garnitürler arasından seçtiklerinizle bu enfes sokak lezzetini hazırlayıverirler hemen. Kumpiri birçok kafe ve büfede bulabilseniz de Ortaköy’ün girişinde sıralanan kumpircilerdekinin tadı bambaşkadır nedense. Ortaköy’ün havasından ya da manzarasından mıdır bilinmez ama çok satış yapıldığından tazecik malzemelerle hazırlanmasının kuşkusuz lezzetine büyük katkısı var. Gözünüze kestirdiğiniz bir tanesinden alın kumpirinizi, deniz kenarındaki bir banka kurulup Boğaz manzarasının keyfini çıkarın. Balat’daki 1980 Ortaköy Kumpir Cafe de bu işi en iyi yapanlardan. 


Midye 

Sevenlerinin 1-2 taneyle başlayıp neredeyse tepsideki tüm dolmaları bitirmeden duramadığı bir sokak lezzeti şimdilerde. Seveni de çok, sevmeyeni de. Midye dolmaya düşkünseniz çok şanslısınız çünkü İstanbul sokaklarında sıklıkla karşınıza çıkar bu lezzet. Bol limonlu, ağız sulandıran midye dolmasıyla karşılaştığınızda hemen mideye indirmek ne kadar cazip gelse de, onu yemek için güvenilir bir yer tercih etmenizde fayda var. Beşiktaş’taki Midyeci Ahmet ve Çengelköy’deki Yediren Adam, midye dolma konusunda en bilindik adresler.

Kokoreç

İlk etapta mesafeli yaklaşanların bile bir kez tadına baktıktan sonra vazgeçemeyeceği bir sokak lezzeti kokoreç. El arabalarında ya da büfelerde sıkça karşımıza çıkan bu ekmek arası nefaseti temiz ve iyi yapan bir yer bulmak çok önemli. Çengelköy’deki Meşhur Selahattin Usta Kokoreç, en iyilerinden biri. Bostancı Meydan Kokoreç ve Sirkeci’deki Kral Kokoreç’in kokoreçlerini de güvenle yiyebilirsiniz


Sabırtaşı İçli Köfte

İstiklal’e yolu düşen herkes öyle ya da böyle görmüştür Sabırtaşı tezgahını. Aznavur Pasajı’nı geçtikten sonra, Danışman Geçidi’nin hemen sırasında durur. Yıllarca parasını seyyar halde içli köfte ve çiğ börek satarak kazanan bir çiftin tezgahıdır aslında burası. Babaları vefat edince, işi oğulları devralmış, satış yapmaya devam ediyorlar. Hatta işleri büyütüp bir restoran bile açmışlar. Ama tezgahları hala yerinde duruyor.

Boza

Tadı başka hiçbir şeye benzemeyen boza, darıdan yapılma koyu kıvamlı bir içecek. Hafif tatlı, mayalanma sürecinden kaynaklanan biraz da ekşilik var lezzetinde. Usulüne göre içmek için üzerine bolca tarçın serpip azıcık da kavrulmuş leblebi eklemelisiniz. Uzun kış gecelerinde İstanbul sokaklarını ‘Booozaaaa’ diye bağırarak arşınlayan satıcılar artık yok ama bozayı pek çok yerde bulmak mümkün. Yine de hiçbiri 1876 yılından bu yana bozalarıyla İstanbulluların içini ferahlatan Vefa Bozacısı’nın yerini tutamaz. Vefa’daki bu tarihi mekâna gidip boza içmenin keyfini mutlaka yaşamalısınız.

Topağacı’nda Ev Yoğurdu

Ev yoğurdunun tadı hiçbir şeyde yok bana göre. Mis gibi süt kokusu ve kat kat kaymağıyla hazır yoğurtlardan çok başkadır tadı. Vaktiniz varsa evde kendiniz yapın yoğurdunuzu. Eğer yoksa da Nişantaşı, Topağacı civarlarında yoğurt satan seyyar esnafın yoğurdunu deneyin mutlaka. Kesinlikle çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz! 


Süleymaniye'de Kuru Fasulye

Bir diğer sokak lezzeti olarak Süleymaniye'de pilav eşliğinde servis edilen lezzetli kuru fasulyeyi es geçmek mümkün değil. Süleymaniye’nin ünlü kuru fasulyecileri, Osmanlı İmparatorluğu’nun en ünlü padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman için Mimar Sinan tarafından inşa edilen tarihi Süleymaniye Külliyesi’nin yanı başında yer alıyor.


Tarihi Yarımada'da uzunca bir turdan sonra Süleymaniye Külliyesi'ni, özellikle de Süleymaniye Camisi’ni ziyaret etmenizi ve bu geziyi lezzetli kuru fasulye ve pilav ile sonlandırmanızı tavsiye ediyoruz. Caminin hemen yanında yer alan restoranlarda pişirilen kuru fasulyeler bugün bile bakır kazanlarda pişiriliyor ve sıcak servis ediliyor.
Süleymaniye’nin kuru fasulyesini özellikle kış mevsiminde tatmanızı öneriyoruz. Tarihi Yarımada'da güzel bir gezinin ardından, Süleymaniye Camii’nin büyüleyici manzaraları karşısında, soğuk havada içinizi ısıtacak sıcacık kuru fasulyenin tadına mutlaka varın.

Kanlıca'nın Meşhur Yoğurdu

1900’lerde ilk çıktığında Tarihi Kanlıca Yoğurdu'nun geleneği vapur yolculukları sırasında tüketilmesiydi. Bu meşhur yoğurt, Beykoz'un özel florasından beslenen koyun ve sığırların günlük taze sütlerinden üretiliyor. En önemli özelliği ise yoğurtların hiçbir katkı maddesi içermemesi ve organik olarak üretilmesi.


Tarihi Kanlıca Yoğurdu bugün İstanbul'un en köklü işletmelerinden biri olarak hâlâ varlığını sürdürüyor. Üretimin tamamı İstanbul'da bir aile tarafından yapılıyor. Bu yöresel lezzeti İstanbul'daki bazı süpermarketlerde bulmak mümkün, fakat Kanlıca'daki resmi satış noktalarından da temin edebilirsiniz.

Şerbetli Halka Tatlısı


Tatlıcı Safa

Dışı çıtır, içi yumuşacık tulumba tatlısını seviyorsanız, halka tatlısını da seversiniz. Zira halka tatlısıyla tulumba tatlısının arasındaki tek fark şekilleri. İstanbul’un Karaköy, Beşiktaş, Eminönü, Kadıköy gibi semtlerindeki sokak satıcılarının tezgahlarında karşınıza çıkan bu tatlı, şekeri kıvamındaysa keyifle yenir. Enerjinizin düştüğünü hissettiğiniz anda sizi kendinize getirecek halka tatlısını yedikten sonra üzerine sade bir kahve iyi gelir.

 

DİĞER HABERLER
Ünlü isimlere sorduk İlkbaharda tatile nereye gidilir?

Ünlü isimlere sorduk İlkbaharda tatile nereye gidilir?

05-04-2024 - DESTINATIONS

Nisan 2024 : İzmir Etkinlik Rehberi

Nisan 2024 : İzmir Etkinlik Rehberi

03-04-2024 - DESTINATIONS