
Nilay hanım ile uzun, keyifli bir sohbet gerçekleştirdik; Peymane'yi, Şişhane'yi, ocakbaşını konuştuk. Kapıda Nilay hanım tarafından karşılandım, çok zarif bir bayan aynı zamanda heyecanlı. Öncelikle karşılıklı kahve içerek başladık sohbetimize. Şişhane'deki Peymane'yi 3 ay önce açmışlar, konumu sebebiyle bu bölge seçilmiş. Cuma ve Cumartesi gecceleri yer bulmak neredeyse imkansız, bu yüzden gelmeden önce mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Biz sohbet ederken Nilay Hanım yerinde duramıyor, sürekli içeri giriyor,konuşuyor, müşterilerle ilgileniyor; sizin anlayacağınız mekana devasal bir özen hakim. Yavaş yavaş içeriden karnımın acıkmasına sebep olan kokuları duyuyorum ve çizgi film karakteriymişcesine hava da süzülüp kokuya doğru gidiyorum. İçeride temizliği ve düzeni dikkat çeken bir ortam var, ocakbaşı ustası Yıldırım Bey son derece özenle çalışıyor, ortaya çıkacak lezzetleri merakla beklemeye başlıyorum. Patlıcan, soğan, domates... Hepsi şişlere dizilmiş, usta eller tarafından hazırlanıyor. Bu satırları yazarken bile kokusu hala burnumda, o duman bile doymaya yetiyor. Bir kaç dakika sonra dışarıdaki masamız hazırlanmaya başlıyor.
Bundan sonra yazacağım her satır için sorumluluk kabul etmiyorum; eğer çok açsanız bunları okumak çok zor gelebilir, harika lezzetlerden bahsedeceğim. Mezelerimiz rengarenk, özenle hazırlanmış, özel tabaklarla servis edilmiş, oldukça iştah açıcı; Zahter salatası, Havuçlu kabaklı, Muhammara, Haydari, Yoğurtlu pancar, Pastırmalı humus ve ocakbaşı sofralarının vazgeçilmezi Gavurdağı salatası.

Ardından favorilerimin Fıstıklı Kebap ve Patlıcan Kebabı olduğu ana yemek tabağımız geliyor. Kullanılan malzemelerin günlük ve organik olmasına çok dikkat ediyorlar. Nilay hanım "Her şeye dikkat etmemiz gerekiyor, hazırladığımız her ürünü en iyisinden seçmeye dikkat ediyoruz. Bu soğan bile özel olarak geldi, mutlaka denemelisiniz. Burada her şey ayrıcalıklıdır." diyor. Gerçekten dediklerinin her kelimesi doğru, çatalımın dokunduğu her şeyin tadı damağımda kalıyor.

Yemekten sonra tatlı kısmına geçtiğimizde, daha fazla yiyemeyeceğimi düşünüyordum. Ta ki Antakya usulü tahinli kabak tatlısı gelene kadar! Kabak tatlısıyla arası olan biri değilimdir fakat Peymane'den sonra kendime kabak tatlısı hayranı diyebilirim. Peymane'de bol çeşit çok imkan var, ikinci tatlı tercihimiz; Portakallı irmik helvası.

Hala yolunuz Peymane'ye düşmediyse, daha fazla vakit kaybetmeyin derim. Ayrıca, gittiğinizde göreceksiniz; masalarda duran küçük papatyalar Nilay hanımın bebekleri gibi. Masalardaki çiçekleri bile bu kadar özenle seçilen bir mekanda kendinizi ne kadar özel hissedeceksiniz siz düşünün..
Sedef TÜRKER